Genelkurmay'ın 16 gündür cevap vermediği Heron skandalı konusunda kamuoyunu umutlandıran açıklama Cumhurbaşkanı Gül'den geldi.
Genelkurmay'ın 16 gündür sessiz kaldığı Hantepe baskınındaki ihmal iddialarına Cumhurbaşkanı Abdullah Gül el koydu. 6 askerin şehit edildiği Hantepe baskınını saniye saniye aktaran Heron görüntülerini izleyen komutanların saldırıya göz yumduğu iddialarını incelettiğini belirten Gül, hiçbir şeyin üstünün kapatılamayacağını söyledi. Kamuoyunun bu kadar konuştuğu bir konuya kayıtsız kalınamayacağının altını çizen Gül, "Hiçbir şeyin üstü kapatılamaz. Yanlışları olanlar varsa bunların ayıklanması gerekir." dedi. Dün resmî ziyarette bulunmak üzere Azerbaycan'a giderken gazetecilerin sorularını cevaplandıran Cumhurbaşkanı, terörü ortadan kaldırmak amacıyla başlatılan demokratik açılımdan cumhurbaşkanlığı görev süresi tartışmasına kadar birçok konuda da önemli açıklamalar yaptı.
Görev süresiyle ilgili olarak ne dese farklı yorumlandığını ve çeşitli polemiklerin yapıldığını söyleyen Abdullah Gül, kendisinin bu konuyla değil, vakit bittikten sonra 'şunları da yapsaydım' dememek için görevini en iyi şekilde yapmakla meşgul olduğunu belirtti. Bu arada süre konusunda bir belirsizliğin olduğunu kabul eden Cumhurbaşkanı, öngörülebilirliği sağlamak açısından bunun bir an önce giderilmesinin doğru olacağı görüşünde. Gül, bu konuyu Başbakan Erdoğan'la konuşup konuşmadığı sorusuna ise 'Hayır' cevabı verdi. Cumhurbaşkanı, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde Dışişleri'nin Hrant Dink'le ilgili yaptığı iddia edilen ve tartışmalara yol açan savunma hakkında ise "Maalesef, yeterli tedbir alınmadığı için bir vatandaşımızı kaybetmişiz. Bunun ondan veya bundan dolayı yaşandığı ayrı bir mevzu." dedi.
Kürt sorunu ve terör örgütü PKK'ya ilişkin bir soru üzerine Cumhurbaşkanı Gül, meselenin cumhurbaşkanı olduktan sonra en fazla kafa yorduğu konu olduğunu ifade etti. Gül, şunları şöyledi: "Adını nasıl söylersek söyleyelim. Türkiye'nin böyle bir problemi var. Cumhurbaşkanı olduktan sonra en fazla kafa yorduğum, basına açık veya kapalı olarak tarafları çağırıp dinlediğim, okuduğum bir konu bu. Ülkenin değişmeyen gündemi. Geçen yılki Meclis açılışında yaptığım konuşma, birileri tarafından yazılıp önüme konmuş bir konuşma değildi. Uzunca süre üzerinde çalışarak o konuşmayı hazırladım. Bugün geri dönüp tekrar bakılmasında fayda var. Çözüm bulunmazsa sorunun ileride daha tehlikeli hale geleceğini, uluslararasılaşma riskini söyledim. Türkiye'nin her açıdan çok daha büyük ve güçlü olması için bu problemi çözmesi şart. Bununla ilgili görüşlerimi MGK'da, Meclis'te, siyasi liderlerle görüşmelerde, medyada da dile getiriyorum. Bu işin sonu yok, herkes tekrar düşünmeli. Terör örgütü de elindeki silaha dayanarak bir güç vehmediyorsa yanılıyor. Kanla, şiddetle netice almaları imkânsız."
Etnik temelli sorunların çözümü için IRA örneğinde Clinton'ın devreye girmesi, siyasi bazı hakların verilmesi gibi örnekler hatırlatıldığında ise Cumhurbaşkanı Gül, terörle mücadelede her türlü yöntemin devreye girebileceğini ifade etti. Abdullah Gül, şöyle konuştu: "Terörle mücadelede her türlü yöntem devreye girer. Önemli olan terörü bitirmek, ülke gündeminden çıkarmaktır. Elbette devlet, terörle masaya oturup pazarlık yapmaz; ama devletin birçok kurumu vardır ve onlar nasıl hareket edeceğini bilir."
Terör bitse, imparatorluk gibi güçlü oluruz
Habur'da yaşananlar, Dörtyol ve İnegöl olaylarından sonra bu sorunun çözümünde tarihî fırsatın hâlâ devam edip etmediği yönündeki bir soruya ise Cumhurbaşkanı Gül, "Tarihî fırsat devam ediyor. Bu halk suni olarak yapıştırılmış bir halk değil. Öyle olsaydı, tutkalın çürüdüğü söylenirdi. Bu milleti, kim, nasıl ayıracak?" karşılığını verdi. "Türkiye'nin genel demokratik standartlarını yükselterek bu sorunu aşabiliriz." diyen Cumhurbaşkanı, şunları ekledi: "Bu yıl şehit düşen vatandaşlarımızın yakınlarıyla iftar yaptım. Gelenlerin çoğu Doğu ve Güneydoğu kökenli aileler. Önümüzdeki döneme dair her şey kontrolümüzde değil, ancak hepimiz bu ateşi söndürmek için aklıselimle düşünerek hareket etmeliyiz. Bu problem Türkiye'nin gündeminden çıktığı an, Türkiye bir imparatorluk gibi güçlü olur."
ABD Başkanı Barack Obama'nın Toronto'daki görüşmede Başbakan Tayyip Erdoğan'ı İsrail'le ilişkileri düzeltmesi yönünde sert şekilde uyardığı yolunda dün Financial Times gazetesinde yayımlanan haberin hatırlatılması üzerine ise Cumhurbaşkanı, "Böyle bir uyarı veya yaptırım olsa bilgim olurdu." karşılığını verdi. Sözlerini, "Ayrıca Türkiye ile ilişkilerde kimse parmak sallayamaz." diye sürdüren Gül, "Kısa süre önce Obama Türkiye'yi aradı, Irak konusunu konuştu. İlişkilerde bir sıkıntı yok. Türkiye her alanda yapıcı politika izliyor. Ancak bazıları için alışık oldukları Türkiye yok artık. Bütün süreçlerde aktif rol alan bir Türkiye var. Bunun şaşkınlığı oluyor. Bu işleri eskiden biz yapardık diyenler var. Ama önemli olan yapılan işlerin istikameti. Demokrasi, insan hakları, pazar ekonomisi gibi ortak değerleri paylaşıyoruz." ifadelerini kullandı.