31 Ağustos 2010 Salı

Bir generale darbe suçlamasının anatomisi / Sedat Ergin

BALYOZ iddianamesinin 20 numaralı sanığı, 2003 yılı ağustos ayına kadar 1’inci Ordu’da 2’nci Kolordu Komutanlığı’na bağlı Malkara’daki 95’inci Zırhlı Tugay’ın komutanı olarak görev yapan Tuğgeneral Ali Karababa.

Karababa, 2002 yılı sonunda 2’nci Kolordu Komutanlığı tarafından kendisine verilen bir emirle, 5-7 Mart 2003 tarihlerinde Birinci Ordu Komutanlığı karargâhında gerçekleştirilen plan seminerine katıldı.

İddianamenin mantığını anlayabilmek ve sanıklara yöneltilen suçlamaların ne şekilde kategorize edildiğini gösterebilmek açısından Karababa’nın durumunu bir örnek olarak inceleyelim.

BİRİNCİ ORDU’NUN RESMİ YAZIŞMALARI
Tuğgeneral Karababa hakkındaki delil ve değerlendirmeler, iddianamenin 566 ile 573’üncü sayfaları arasında yer alıyor. Bu bölümde, savcıların Karababa hakkında dosyaya koydukları delillerin geniş bir özetini ve kendisine yükledikleri darbecilik suçlamasına ilişkin mütalaalarını okuyabiliyoruz. İddianameye ek 114’üncü klasörde de delillerin orijinal belgeleri yer alıyor.

İddianamede Karababa ile ilgili karşımıza iki tür “delil” çıkıyor. Birinci grupta Karababa’nın 5-7 Mart 2003 tarihinde icra edilen plan seminerine katılmasına ve burada yaptığı sunum ve konuşmalara ilişkin belgeler yer alıyor. Bunların hemen hemen hepsi Birinci Ordu’nun seminere ilişkin resmi yazışmaları. Bunların kimin tarafından hazırlandığı belli, sahicilikleri tartışılmıyor.

İkinci grupta ise çoğunluk kimin tarafından hazırlandığı belli olmayan ve içinde ya doğrudan Karababa’nın ya da onun maiyetindeki görevlilerin isimlerinin geçtiği belgeler var. Bu belgelerin ortak özelliği imzasız olmaları. Savcılar, bu belgelerin önemli bir bölümünün Birinci Ordu Karargâhı içinde hazırlandığını ileri sürüyor.

Önce birinci grupla başlayalım.

‘BİRİNCİ ORDU’YA HOŞ GELDİNİZ’

Delillerden biri, “Plan Semineri Broşürü” başlıklı belge. Broşürün ikinci sayfasında “Birinci Ordu Komutanlığı Karargâhı’na Hoş geldiniz” ibaresi bulunuyor. İddianamenin 570’inci sayfasında şöyle deniliyor: “Belgenin içeriğine bakıldığında bahse konu seminere katılacaklar için hazırlanmış tanıtım kitapçığı olduğu, Orduevleri Yerleşim Planı başlığı altında ‘Tuğg. N.A. KARABABA’ şeklinde şüphelinin isminin yer aldığı...” Ek klasördeki belgeye göre, Tuğgeneral Karababa Harbiye Orduevi’nde kalmış. Buna karşılık seminere katılan diğer generallerin çoğu Fenerbahçe Orduevi’ne yerleştirilmiş.

İddianame devam ediyor: “‘FOTOĞRAF TOPLU’ isimli Powerpoint belgesinin belgesinde ‘Plan Semineri Fotoğraf Çekimi’ başlığı altında şahısların isimlerinin rütbe sırasına göre dizilmiş olduğu, üçüncü sayfada TUĞG. KARABABA şeklinde şüphelinin isminin yer aldığı...”

Savcılar, sanığın salonda oturduğu yerden fotoğraf çektirirken salonda nerede durduğuna kadar bütün detayları iddianameye girmiş.

Bu arada Karababa’nın İkinci Kolordu’nun koordinatörü olarak üzerinde konuştuğu sunumdan bölümlerin ve ayrıca komutanlarının senaryoya ilişkin bazı sorularına verdiği yanıtların ses kayıtlarının dökümlerinin de ana hatlarıyla yine bu birinci kategoride yer aldığını söyleyebiliriz.

Savcılar, bu resmi semineri, görüşülen senaryo nedeniyle bir darbe provası olarak görüyor.

212 GENERALİN OLDUĞU LİSTEYİ KİM HAZIRLADI?

İkinci kategoride ise seminer çalışmasının dışında kalan, Savcıların yine darbe planının hazırlığı içinde gördüğü farklı bir grup belge var. Bunlar içinde darbe planı olduğu iddia edilen “Balyoz Harekât Planı”nın eki olarak gösterilen Ek-A ve Ek-B belgeleri önem taşıyor.

Savcılar, EK-A belgesinde Karababa’nın da adının geçtiğini, bu belgenin kendisinin Balyoz darbe planında görevlendirildiğinin delili olduğunu iddia ediyor. EK-B ise “Özel operasyon ve sorgulama ve görevli toplama timlerinde görevlendirilecek personel listeleri” başlıklarını taşıyor. Savcılar, bu timlerde Tuğgeneral Karababa’nın komutanı olduğu 95’inci Tugay Komutanlığı’ndan 27 personelin bulunduğunu belirtiyor.

Savcının dayandığı bir başka delil, 11 No’lu CD içinden çıkan bir “GEN ETÜD” isimli bir excel dosyası. Bu dosyada 212 adet general ve amiralin ismi ve bu çerçevede Tuğgeneral Karababa’nın da ismi de yer alıyor. Savcılar, bu dosyada her bir ismin karşısında muhtelif bilgilerin yanı sıra “Destekler” ya da “Desteklemez” şeklinde notların düşülmüş olduğunu belirtiyor. İddianameye göre, bu dosyada Karababa’nın isminin hemen karşısında kırmızı renk ile “++” işareti yer alıyor.

Daha önce vurguladığımız gibi, bu kategorideki belgelerin hiçbirinin altında imza yok, hatta bazılarında isim de yok.

Balyoz davasında sanık olarak yargılanan, Birinci Ordu’daki plan seminerine katılmış Kara Kuvvetleri mensubu pek çok subaya yöneltilen suçlamada, karşımıza Ali Karababa’nınkine benzer, her iki kategorinin iç içe geçtiği bir karma delillendirme kalıbı çıkıyor.

Ali Karababa, bu deliler nedeniyle yaklaşık iki buçuk ay kadar Silivri’de tutuklu yattı.

Yarın, söz savunmanın. Sonradan tümgeneralliğe terfi eden ve 2007 yılında emekli olan Karababa, bu deliller karşısında kendini nasıl savundu?