16 Ağustos 2010 Pazartesi

DHO’da neler oldu? / Fatih Akkaya

Deniz Harp Okulu Komutanı Tuğamiral Türker Ertürk’ü biliyorsunuz.
Krizli YAŞ toplantısında terfi edememişti.

Balyoz’da adı geçen Ertürk’ün, asker ve bürokrat avcısı fuhuş çetesinin şantajına uğrayan isimlerden olduğu da basında yer almıştı.

Tuğamiral Ertürk istifa etti.
İri medya organları hükümete karşı bir isyanmış gibi sundu bu istifayı.
DHO’daki devir teslim töreninde duygu yüklü bir konuşma ile öğrencilerine veda etti Ertürk.
Bu medya organlarında geniş yer buldu, Ertürk’ün veda konuşması.
Haksızlığa maruz kaldığını söylüyor…
Birilerinin, öğrencilerinin bir bölümünü mesnetsiz olarak ahlaksızlıkla suçladığını haykırıyordu Ertürk.

Ve şöyle diyordu:
“Taarruzlarında, 32 ahlaksız öğrenci bulunduğunu bunları derhal okuldan atmamı istiyorlardı. Peki kanıtları neydi bir hiç imzasız ihbar mektupları. Ve olayları örtbas ettiğimi öne sürüyorlardı. Gerçi buna inanan büyüklerim de yok değildi.”

Tuğamiral Ertürk’ün açıklamaları böyleydi.

Peki neydi o haberler ve kimdi o birileri?
Tuğamiral Ertürk’ün “birileri” dediği haberciler bizleriz.
Şimdi, eldeki resmi belgelerden bilgiler aktaracağım ve kararı sizlere bırakacağım.

Olay şu:

12 Nisan tarihli Vakit’te bir haber yayınlandı.

“Denizde ahlaksızlık” haberi.
Haberde, Deniz Harp Okulu'nda bir grup öğrenci arasında cinsel sapkınlıklar yaşandığı, skandalın iki erkek öğrencinin okulda eşcinsel ilişki halinde iken yakalanmasıyla patlak verdiği anlatılıyordu.
Ardından habervaktim’de bu skandala ilişkin başka bilgi ve belgeler yayınlandı.

Rezalet bir iki öğrenciyle sınırlı değildi.

30’un üzerinde öğrencinin adı geçiyordu.

Haberlerimizde skandalla ilgili bazı öğrencilerin bizzat Ankara'ya ilettikleri ısrarlı şikayetler üzerine harekete geçmek zorunda kalan okul idaresinin, bütün öğrencilerin bilgisayarlarını incelediği, 32 öğrencinin bilgisayarlarında sapkın cinsel içerik ve bu öğrencilere ait okul içerisinde çekilmiş eşcinsel olduklarını gösteren resimler bulduğu ileri sürülüyordu.

Ancak skandalın örtbas edilmek istendiği ifade ediliyordu.
Şimdi sıkı durun.

Bu haberlerimiz üzerine Deniz Kuvvetleri Komutanlığı sitemize bir açıklama gönderdi.
O açıklamada “Olayla ilgili soruşturma açıldığı” belirtilerek, DHO'da bazı öğrencilerin cinsel sapkınlıklar içine girdiği doğrulanıyordu.

“3 öğrencinin okul ile ilişiğinin kesildiği” bilgisi verilen açıklamada, “Kuzey Deniz Saha Komutanlığı Askeri Savcılığı tarafından ayrıca başlatılan soruşturmanın devam ettiği” ifade ediliyordu.

Açıklama aynen böyleydi.

Tuğamiral Ertürk ise çıkmış, bağlı bulunduğu Deniz Kuvvetleri’nin bile kabul etmek zorunda kaldığı skandalı halen yalanlıyordu.

Nisan’daki haberlerimiz karşısında gıklarını çıkaramayan gazetelerden bazıları da Ertürk’ün bu açıklamalarını Vakit’e ve habervaktim’e saldırı fırsatına dönüştürdüler.
Haberlerinde Deniz Kuvvetleri’nin açıklamasını sansürleyerek, Ertürk ve DHO öğrencilerinin haksız yere hedef alınmış olduğunu lanse ettiler.

Deniz Kuvvetleri’nin açıklaması bile tek başına Vakit ve habervaktim’in haberlerini doğrulamaya yetiyor.
Ancak biz bununla yetinmedik.
Konuyu biraz daha araştırdık.

Meğer, Vakit ve habervaktim’in haberleri üzerine skandalı mahkemeye intikal ettirmek zorunda kalmışlar.

Skandala adı karışan öğrenciler önce Kuzey Deniz Askeri Mahkemesi’ne çıkarılmış.
Psikolog eşliğinde 32 öğrenci sorgulanmış.

Buraya dikkat: Bu öğrencilerin eşcinsel ilişki içerisine girdiklerine dair güçlü bulgular yakaladığını ifade eden psikolog doktorun talebi üzerine savcı, adli gözlem altına alınmalarını istemiş.

Kuzey Deniz Mahkemesi 07 Mayıs 2010 tarihli kararında, bu öğrencilerden 11’inin ciddi delil şüphesi ile GATA’da adli gözlem altına alınmasına hükmetmiş.

Güçlü deliller arasında 4 tane de tanık bulunuyor.
Bu karara öğrenci velileri itiraz etmiş.

İtirazlara bakan 1. Ordu Mahkemesi, 14 Mayıs 2010 tarihinde red kararı vermiş.
Mahkeme adli gözetimin kaldırılması talebini reddettiği kararda, şüphelilerin CD’lerinde yapılan bilirkişi incelemelerinde çocuk pornosuna dair resimler, eşcinsel pornosuna ait resimler tespit edildiği kaydediliyor.

Mahkeme halen devam ediyor.
Bu 11 DHO öğrencisinin GATA’ya sevk edilme sebepleri mahkeme kararında aynen şöyle ifade ediliyor: “İşledikleri eylemin hukuki anlam ve sonuçlarını algılayıp algılayamadıklarının, eylem ile ilgili davranışlarını yönlendirme yeteneğini önemli derecede azaltan bir akıl hastalıklarının bulunup bulunmadığının ve askerliğe elverişli olup olmadıklarının belirlenmesi için GATA’da psikiyatri servisinde ADLİ GÖZLEM ALTINA ALINMALARINA, oy birliği ile karar verildi.”

Buyurun buradan yakın.
Ne bu şimdi?
“DHO’da ahlaksızlık” haberleri durduk yere atılmış birer iftiramıymış?

Vakit ve habervaktim olmayan rezaleti yaşanmış gibi yazmış, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı da bu olmayan rezaleti Vakit ve habervaktim'in yaşanmış gibi gösteren haberlerinden sonra kabul mü etmiş?

Ve bilmem ne askeri mahkemelerine konu sırf Vakit ve habervaktim öyle diyor diye mi intikal ettirilmiş!
***
Tüm bunlar Tuğamiral Ertürk’ün istifasının perde arkasını çok açık gösteriyor.
Kahramanlığa mı soyunmuş ne?
Ve iri medya organlarının Ertürk’ün istifasını nasıl hükümete karşı bir isyanmış gibi sunduklarını.

Gelinen noktada, bir kez daha düşünüyorum da.
İyi ki yapılmış bu haberler.
Yoksa DHO’daki bu ilişkiler örtbas edilmeye devam edilecek, çok değil 3-5 yıl sonra “bir eşcinselden kuvvet komutanı olur mu olmaz mı”yı tartışacaktık belki de.
Aynı gazeteler de hep bir ağızdan “insan haklarından” dem vurarak, “neden olmasın”a getirecekti lafı.
İstediğiniz bu mu beyler?
Türk ordusunu bir Hollanda ordusuna, bir Belçika ordusuna mı benzetmeye çalışıyorsunuz?
Kusura bakmayın ama bu millet buna asla izin vermez.
“İnsan hakları savunuculuğunuz” depreşti ise, bu enerjinizi TSK’daki yargısız ihraçlar için sarf edin.
Haftaya görüşmek dileğiyle, hoşçakalın.