Bir de Jandarma komutanlığındaki “sessiz devir teslim” var...
Kara Kuvvetleri Komutanlığı’nı reddedip emekliliğini isteyen Org. Işık ise hiç konuşmadı. Çok şey söyleyebilirdi. Bana göre erteledi.
Acaba Başbuğ hiç konuşmayan komutanının hangi alfabeyle sustuğunu sordu mu?
Dışarı yansıyan o sessizliğin, içeride nasıl büyük bir gürültüyle yankılandığını biliyor muyuz?
Bütün bu soruları şunun için soruyorum:
1) Org. Başbuğ askerin sivil otoriteye bağlı olduğunu yeterince bir cesaret ve kararlılıkla astlarına gösterememiştir...
2) Bu nedenle Hükümet’le arasındaki terfi krizini Askeri Şûra’ya kadar boşlukta bırakmıştır.
3) Böylece gerginliklere neden olmuş, komutanların istifalarına ve devir teslim törenlerindeki ağır konuşmalarına karşı çaresiz kalmıştır.
Krizin asıl nedeni budur.
Şimdi üstü tozlanmış gibi gözükse de bu krizlerden çıkarttığım sonuca gelince;
“Komutanlık cesareti, emri altındaki silah arkadaşlarını ne pahasına olursa olsun üstün tutup korumak değildir. Asıl cesaret, demokrasiye ve parlamentoya olan bağlılığı emir ve komutası altındakilere büyük bir kararlılıkla gösterebilmektir.”
Umarım yeni Genelkurmay Başkanı Org. Işık Koşaner, bu gerçekle hareket eder...