Bir dostum, "Halkoylamasında 'Evet' oylarının daha fazla çıkacağını tahminde artık zorlanmıyorum" deyince kulaklarımı diktim. Tahlili şu: "Son YAŞ toplantısında herkesin dikkati üst düzey komutan atamaları üzerinde yoğunlaştığı için tek bir 'ihraç' kararının bile çıkmaması fark edilmedi. Oysa askerlerin tahmininin de benden farklı olmadığını gösteren çok önemli bir ayrıntı bu."
Jeton bende o anda düştü: Halkoylamasına sunulan anayasa değişikliği paketi içerisinde yargı yolunun kapatıldığı YAŞ kararlarıyla ilgili yeni düzenleme de var; haklarının çiğnendiğine inanan YAŞ mağdurlarına yargı yolu açılıyor. Hem eski YAŞ mağdurlarına hem de bundan sonra YAŞ'ta alınacak kararlarla ihraç mekanizması işletilecek olanlara...
Dostum, "Gerçekten ahlâkî düşkünlük ve disiplinsizlik sebepleriyle ihraç mekanizması çalışır bundan böyle" dedi. İhraç ettikleri yargıyla dönecekse neden ihraç zahmetine katlansınlar?
Günlerdir itibarlı şirketlerin kamuoyu araştırmalarının sonuçlarını öğrenmeye çabalıyorum. Bir meslektaş, güvendiği iki araştırmacının yaptıkları anketlere dayanan "Oylar ortada" kanaatini paylaştı benimle; "Artı eksi 2 puanla sandıktan 'Evet' de çıkabilir, 'Hayır' da" demiş ikisi de...
Ne yalan söyleyeyim, benim kanaatime de uyuyor bu beklenti. Sandığa yansıyabilecek oy tablosunun açık farklı olmayan bir sonuç vereceğini düşünüyordum, son YAŞ gerilimine kadar... YAŞ'ta yaşananların sandığı nasıl etkileyebileceğini ise bilemiyorum...
Bir araştırmacı, "Bu hafta yapacağımız anketle o sorunun cevabını da alacağız" dedi bana. Kanaatine göre YAŞ iki taraflı keskin bir bıçak. Şunu söyledi: "Demokrasi hassasiyetine sahip olduğu halde çeşitli sebeplerden 'Evet' demekte zorlananlar üzerinde olumlu bir etkisi olmuştur muhakkak; ancak Ak Parti'nin niyetiyle ilgili kuşkusu bulunanlardan bazılarının tedirginliğinin artması ihtimali de var..."
Kuşkucuların tedirginliğinin artması sandık açısından önemli değil; sonuçta onlar her halükârda 'Hayır' oyu vereceklerdir zaten... Demokrasi taraftarlarının gözünde Ak Parti için bir samimiyet sınavı sayılmışsa YAŞ, oylar üzerindeki etkisi olumlu olur...
Çoğu kişinin kafasında değişik sorulara da yol açmış görünüyor son YAŞ toplantısı... Günler boyu gazeteler ve TV ekranlarından gelişmeleri takip eden biri, "Benim cevabını en çok merak ettiğim soru şu" dedi bana: "Başbakan Tayyip Erdoğan'ın ve Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün imza için önlerine isimlerinin gelmesini istemediklerini belli ettikleri bazı komutanların terfi alamadıkları ve pasif görevlere atandıkları görüldü; neden biri bile Org. Atilla Işık'ın yolunu izleyip emekliliğini istemedi?"
Şunu da ekledi aynı kişi: "Özellikle gazetelerde hangi sebeplerden 'istenmedikleri' açık seçik yazıldığı halde?"
Üzerinde düşünülmesi gerekli bir soru bu; Cumhurbaşkanı bizde aynı zamanda Türk Silâhlı Kuvvetleri'nin başkomutanı çünkü. Onun bir komutanla ilgili dile getirdiği 'çekince' o komutan tarafından herhalde gereğince yorumlanmıştır. Eee?..
Çok sayıda dostun bulunduğu bir ortamda bu konu dile getirildiğinde, biri, "Kıdemleriyle uygun olmayan pasif görevlere atanan rütbelilerin bir bölümü, sebebin, adlarının çeşitli dava iddianamelerinde geçmesi olduğunu biliyor; o komutanlar mahkemelerin çağrısına uyup ifade vermeye gidecek, dava açılırsa yargılanacak; ben onların yerinde olsam, mahkemeye üniformamla gitmek yerine emekliliğimi isteyip sivil kıyafetle yargıçların karşısına çıkmayı tercih ederdim" dedi.
Görüşüne saygı duymakla birlikte yargılama aşamasındaki davalara 'şüpheli' sıfatıyla muhatap rütbeli ben olsaydım nasıl davranırdım, bilemedim. Rütbeyi korumanın bir zırh işlevi göreceğini düşünebilirdim belki de...
Her zaman farklı görüşler seslendirmiş bir dostum yine yaptı yapacağını ve şu tahlilini bizlerle paylaştı: "Ak Parti hükümeti kendisine çok uzak olmayan bazı hassas çevrelerin iki konuda ciddi eleştirisine muhataptı: 1. ABD ve İsrail'le gereğinden fazla samimiyet, onların çizgisine uyum sergilemek... 2. Askerin vesayetini ortadan kaldıracak kararlı adımlar atma noktasında hep mütereddit davranmak... Çok kısa bir zaman dilimi içerisinde gelişen iki olay o çevreleri hükümlerinin erken olduğunu düşünmeye sevk etmiştir. Marmara Gemisi sonrasında meydana gelen gelişmeler ve YAŞ toplantısı..."
Farklı görüşleriyle tanınan dostuma göre, hemen her partinin tabanında bulunan 'bağımsızlık' ve 'milli egemenlik' hassasiyeti bulunan kişiler için Ak Parti'yle ilgili görüşlerini yeniden gözden geçirme vesilesi olmuştur bu iki gelişme...
Türkiye ilginç bir ülke. Halkoylamasına kadar bir ay var daha; arada kimbilir neler olacaktır?
Bir dost endişesini belirtirken, bir çoğu "İyi şeyler olacak" görüşünü seslendirdi.
Duyururum.