“TSK'da Eğitim” Yazı Dizisi Başlıyor
Neden Türk Silahlı Kuvvetleri ve neden TSK'da eğitim. Bunun bir çok nedeni var. TSK, çünkü TSK çok önemli bir kurum. Eğitim çünkü, eğitim subaylarımızın bugünkü eğri yada doğru bu duruşlarının nedeni. Bu duruş, aldıkları/alamadıkları eğitimin eseri.
Toplumun önemli bir bölümünde şu kanı hakim: “Subaylarımız başörtüsüne karşı, Kur'an kurslarına karşı; muhafazakar partilere, muhafazakar Sivil Toplum Örgütleri'ne, gazete ve televizyon kanallarına mesafeli. Bu parti, STK ve medya organlarını takip eden halka da karşılar. Kısacası toplumun çok önemli bir bölümüne karşılar.”
Neden böyle peki? Bu algılamanın nedenleri ne? Toplumda durduk yere mi oluştu bu algı? Hiç mi doğruluk payı yok?
Akıllara takılan bu konulardan yola çıkarak, şu sorulara cevap arıyoruz:
Türk subayları “dine ve siyasete çerçeve çizme” dürtüsüyle mi yetiştiriliyor?
TSK'da eğitim sisteminin temelinde bu mu var?
TSK'nın dine, dini eğitime bakışı nasıl?
MAALESEF EVET Mİ?
Göstergeler ışığında bu sorulara “maalesef evet” cevabını veriyorsak; subaylarımızdan milletle, değerleriyle kucaklaşabilmelerini istememiz ne derecede isabetli bir beklenti olur? Sistem subaylarımıza “toplumdan kopuk olarak yaşamayı” mı emrediyor?
Soru soruyu doğuruyor. Cevapları ise hayli derin. Habervaktim olarak bu “derin” konuyu; “TSK'da Eğitim” konusunu masaya yatırdık. Askeri liseler, harp okulları ve akademiler ile enstitülerde verilen eğitimin içeriğine göz atarak, psikolojik atmosferi solumaya çalıştık.
Eğitim iş kolunda faaliyet gösteren sendikalar ile derneklerin, öğretim üyelerinin, emekli TSK mensuplarımızın bu konulara ilişkin görüşlerini aldık. Birbirinden ilginç değerlendirme ve bilgileri bir araya getirdik.
Bu değerlendirme ve bilgileri yarından itibaren Habervaktim'de sizlerle paylaşacağız.
Bize öyle geliyor ki, yazı dizimizi okurken yer yer çok şaşıracak, yer yer çok kızacaksınız. “Peygamber Ocağı” olarak gördüğümüz, görmek istediğimiz TSK'mızın acı gerçekleri ile yüzleştiğimizde, yakıştıramayacak, üzüleceğiz.
NEDEN BÖYLE BİR YAZI DİZİSİ?
Amacımız durduk yere birilerini hedefe oturtmak değil, çok sevdiğimiz TSK'mızın eğitim sistemi ve subaylarımızın eğitiminde yanlışlar, eksiklikler varsa bunların giderilmesi, düzeltilmesi noktasında üzerimize düşeni yapmaktan öte bir şey değildir.
Dedik ya, TSK, çünkü TSK çok önemli bir kurum. Eğitim çünkü, eğitim subaylarımızın bugünkü eğri yada doğru bu duruşlarının nedeni. Bu duruş, aldıkları/alamadıkları eğitimin eseri.
Uzman görüşlerine göre; ülkemizde ilköğretim ve liselerde okutulan zorunla Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Dersi çocukların dini eğitimi konusunda yeterli olmuyor. Okullarda verilen eğitimin yetersizliğini gören aileler çocuklarına kendi gayretleri ile İslam'ı öğretmeye çalışıyor; bu yolda çocuklarına güzel örnek olmaya gayret gösteriyor. Dini eğitimlerini artırmaları amacıyla çocuklarını hafta sonları ve yaz tatillerinde kurslara gönderebiliyor. Bu özellikle taşrada çok yaygın bir gerçek. Yaz aylarında Kur'an kursları dolup taşmakla birlikte, veliler özellikle Cuma namazlarına ellerinden tuttukları çocukları ile iştirak ediyorlar.
PEKİ YA SUBAY AİLELERİNDE DURUM NE?
Bu güne kadar “subayların, subay ailelerinin dini eğitimi” üzerine yapılmış herhangi bir araştırma, anket bulunmamakla birlikte; halkın önemli bir bölümünde ailelerin kendi gayretiyle edindiği dini eğitim konusunda subay ailelerinde ise ağırlıklı olarak ilköğretim ve lisede zorunlu olarak okutulan ve haftada bir iki saatten ibaret olan Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Dersi ile yetinildiği görülüyor.
Aileler, namaz kılmanın, dini eğitim almanın, dini sohbetlere katılmanın “irticai faaliyet” olarak görülebildiği TSK'nın liselerinde, harp okullarında okuyan çocuklarını bunun dışında bir eğitime, kursa yönlendiremiyor.
BİR SUBAY ÇOCUĞUYLA CAMİYE GİDEMEZ Mİ?
Bir babanın askeri lisede okuyan oğluyla camiye gittiği neredeyse hiç görülmemiş bir olay. Yine bir ailenin askeri lisede okuyan oğlunu yaz tatilinde dini eğitim alması için bir kursa göndermesi neredeyse imkansız. Bunlar hem üzerlerinde estirilen psikolojik baskı hem de zamanın kalmayışı nedeniyle imkansız. Yatılı olan askeri okullarda okuyan öğrencilerin diğer devlet okullarında eğitim gören öğrencilere oranla aileleriyle geçirdiği zaman çok daha kısıtlı.
SİZ DE GÖNDERİN, YAYINLAYALIM
Subaylarımızın her bir şeyleri halktan ayrı. Bir TSK mensubunun askeri okulla başlayan hayatı, askeri görev alanlarında ve lojmanlarda geçiyor. Yediği yer ayrı, içtiği yer ayrı. Berberinden spor alanına kadar her şeyleri halktan ayrı. Aranızda bir subay gördünüz mü? Kahvede, lokantada, camide, komşular toplantısında bir subay gördünüz mü? TSK'da sistem bu iken, subaylarımız halkın derdini ne bilir, halkın değerlerini ne bilir? Siz ne düşünüyorsunuz bu konuda? Paylaşın bizlerle. Örneğin, bir subay komşumuz olsun istemez miyiz? Bayramda kapısını çalarak kucaklaşsak fena mı olur? Kaynaşsak, birbirimizin derdi ile dertlensek ne kaybederiz?