İktidar, 12 Eylül’le hesaplaşır gibi yapıyor ama aslında darbecileri koruyor...
“Hayır”cı cephenin belli başlı argümanlarından biri bu.
Kafayı, darbe lideri Kenan Evren’e takanlar, hızını alamayıp Anayasa değişiklik paketinin 12 Eylül’ü meşrulaştıracağını savunanlar bile var.
AKP’yi samimi bulmuyorlar.
Darbelerle, darbecilerle hesaplaşma görüntüsünün bir aldatmacadan ibaret olduğunu düşünüyorlar.
“Hayır”cı cephenin başını CHP çekiyor.
Kemal Kılıçdaroğlu, kendisinden önceki yönetimin belirlediği “Hayır” kararının devamcısı durumunda.
Kucağında bulduğu bu topu, hiç değilse demokratik çıkışlarla götürmeye çalışıyor; mesela 12 Eylül’ün ürünü olan YÖK’ün kaldırılmasını istemesi önemli. TSK’nın İç Hizmet Kanunu’nun 35. maddesinin değiştirilmesi teklifi de devrim niteliğinde.
MHP’nin durumu vahim. Asker cenazeleri üzerinden gerginlik çıkararak AKP’yi karalama peşindeler. Politikalarını oy kapma yerine AKP’nin oy kaybetmesi üzerine kurmuşlar.
AKP kaybederse bu Bahçeli’yi biraz tatmin edebilir ama bunun onlara bir getirisi olmaz. MHP oylarını arttıramazsa bu, Devlet Bahçeli’nin de gördüğü son genel başkanlık olur.
BDP, düştüğü “Hayır”cı cephenin utangaç çocuğu. İçine düştüğü utancı gizlemek için de bol keseden demokratlığa soyunmuş; bir yandan ideal anayasa tarifleri yaparken diğer yandan değişlik paketinin aslında 12 Eylül’ü meşrulaştırmak gibi artık yerçekiminden kopmuş teoriler geliştirmeye çalışıyor.
“Hayır”cı cephenin yargı ayağı ise en büyük yarılmayı Anayasa Mahkemesi’nin kararıyla aldı. Mahkeme paketi reddetmeyince, başta Danıştay ve HSYK olmak üzere eski sistemin muktedirleri umutlarını referanduma bağladı. En büyük hayalkırıklığını sanırım referandumda yaşayacaklar.
Bu cephenin koçbaşını oluşturan, medya. Onlar canla başla “Hayır” için çalışıyorlar. 12 Eylül’ün idam ettiği gençler için ağlayan Başbakan’ın gözyaşlarını bile tartışmaya açtılar...
Hangi cephe samimi, hangisi değil...
Bunu anlamak o kadar çok zor değil. Son yıllardaki darbe soruşturmalarına bakmak yetiyor.
1. Ergenekon İddianamesi: 92 sanıklı davada emekli Tuğgeneral Veli Küçük ile dokuz subay ve yeraltı dünyasının önemli isimleri bulunuyor. Suikast vb. suçlamaların yanısıra TBMM’yi ortadan kaldırmaya teşebbüs etmekle suçlanıyorlar.
2. Ergenekon İddianamesi: 56 sanıklı davanın sanıkları arasında emekli Orgeneraller Hurşit Tolon ve Şener Eruygur, emekli Tuğamiral İlker Güven ile emekli Tuğgeneral Levent Ersöz, JİTEM’in kurucusu emekli Albay Arif Doğan, yedi subay ile emekli savcı ve hâkimler bulunuyor.
3. Ergenekon İddianamesi: 52 sanıklı dosyada Genelkurmay eski Müşaviri Erdal Şenel, emekli Orgeneral Kemal Yavuz, MGK eski Genel Sekreteri emekli Orgeneral Tuncer Kılınç, Yarbay Mustafa Dönmez, Emekli Albay Levent Göktaş, Özel Harekât Dairesi eski Başkanı İbrahim Şahin ile altı subay var.
Poyrazköy Davası: 17 sanıklı dosyada Tuğamiral Levent Görgeç’le birlikte dokuz denizci subay yer alıyor.
Kafes Davası: 33 sanıklı dosyada Koramiral Ahmet Feyyaz Öğütçü, Koramiral Kadir Sağdıç, Tuğamiral Mehmet Fatih Ilğar ve 30 subay yargılanıyor.
İrticayla Mücadele Eylem Planı: Yedi sanıklı dosyada Genelkurmay Karargâhı’nın önemli ismi Albay Dursun Çiçek dikkat çekiyor.
Erzincan Ergenekon’u: 3. Ordu Komutanı Orgeneral Saldıray Berk bir numaralı sanık.
Balyoz Davası: Saydığım tüm bu dosyaların en büyüğü ve en kapsamlısı Balyoz.
196 askerin sanık sandalyesine oturacağı davanın 1 numaralı sanığı Emekli Orgeneral Çetin Doğan. Emekli Oramiral Özden Örnek 2, Emekli Orgeneral Halil İbrahim Fırtına 3 ve emekli Orgeneral Ergin Saygun 4 numaralı sanık.
Sanıklar arasında halen görevde bulunan Kuzey ve Güney Deniz Saha Komutanları dâhil 28 muvazzaf general var. Bu sayı, 303 generalin görev yaptığı TSK’daki neredeyse 10 generalden birinin sanık olması anlamına geliyor.
Bu tabloya bakarak darbeler ve darbecilerle hesaplaşmada kimin daha samimi olduğunu anlayabiliriz. “Hayır”cı cepheyi şöyle bir gözden geçirin, mümkünse tek tek yüzlerini hatırlamaya çalışın. Medyadaki aktörleri sakın unutmayın. Yukarıda dökümünü yaptığım, bütün enerjisini darbe ve darbecileri korumaya adamış bu “Hayır”cı cephenin darbeyle hesaplaşmada samimi, AKP’nin ise takıyeci olduğunu düşünüyorsanız o zaman iç rahatlığıyla referandumda “Hayır” oyu verebilirsiniz.