21 Temmuz 2010 Çarşamba

Silahlı Kuvvetleri daha fazla yıpratmayın! / Ergun Babahan

Ne zaman Silahlı Kuvvetler’le ilgili bir iddia gündeme gelse, “kurumları yıpratmayalım” teranesi başlıyor.
“Her kurumda çürük elmalar bulunur” diye de ekleniyor.
Ortadaki tablo çürüklerin sağlamlardan fazla olduğu izlenimi veriyor.
Ayıkla ayıkla bitmiyor.
YAŞ’ta terfi ettirecek general kalmadı neredeyse, iş o boyutta.
Maşallah iddiaların ardı arkası da kesilmiyor...
Kimi kendi jetini düşürüp camisini bombalama planı yapmış, kimi öldürülecek gazeteciler listesi hazırlayıp tetikçileri bile belirlemiş, kimi “Heronları düşürelim” demiş, kimi yeraltına silah gömmüş...
Say say bitmez.
Daha kendi mayınıyla kendi askerini öldüren de var, dağdaki militanı kaçakçı sanan da var...
Bu halk Fenerbahçe seyircisi gibi olsa, İlker Başbuğ daha ilk yılın sonunda o koltuğu terk ederdi.
Ama basınımızın bir bölümü Fenerbahçe’ye gösterdiği önemi Silahlı Kuvvetlere göstermediği için skandallar pek öyle halk tarafından öğrenilemiyor.
Fenerbahçeli Kazım’ın seks skandalı iddiası manşet oluyor ama Heron olayı görmezden geliniyor.
Gelinmekle kalınsa da iyi, verilmeyen haberin yalanlanması yayınlanıyor.
Yalanlayan kim?
Çürük çetesinden cezaevinde olan bir albay.
Yani, para karşılığı kimilerine sahte sağlık raporu aldığı iddiasıyla cezaevinde olan bir rütbeli asker.
Şıracının şahidi bozacı misali.
Bu arada Genelkurmay Başkanı Başbuğ, “misyonu belli” gazeteye bilgi aktarıyor.
“Soruşturma sürüyor” diyor.
3 yıl önce meydana gelmiş, vatana ihanet iddiası içeren bir olayı Genelkurmay 3 senedir soruşturuyor.
Bu hızla Türkiye, Avrupa Birliği’ne tam üye olduğunda da soruşturma tamamlanır herhalde.
İnsanın Genelkurmay soruşturacaksa, ağır cezalık bir suç işleyeyim diyesi geliyor.
Bir ülkenin silahlı kuvvetleri bu hale düşürülür mü?
Tel tel dökülen bir ordu olur mu?
Yaptığı yalanlamalar bir bir yalanlanan Genelkurmay Başkanı kameraralar önüne çıkıp açıklama yapamıyor.
“Türk kanından” bahseden yok.
“Kendi Heron’umuzu düşürelim diyen subay Türk kanı taşıyor mudur?” diye soran da yok.
Olan ne?
Kirli bir tezgah.
Bedelini kim ödüyor?
Hayatının baharında silah altına aldığınız masum gençler...
Halkı askerlikten soğutma suçu tam da bu olsa gerek.
Hey, orada kimse yok mu?
- “Bizimkiler çok zayiat veriyor”daki bizimkiler kim?
- Dağlıca’yı kim bastı?
- Niye PKK lider kadrosu bu telefon konuşmasını yalanlamak için çırpınıyor?
- Ve de Uğur Mumcu’yu kim öldürdü?
Bir ortaya çıkın da anlatın bakalım...