14 Temmuz 2010 Çarşamba

Darbe mi? / Abdurrahman Dilipak

Bunlar mı darbe yapacak?
Hani şu teröristi köylü, köylüyü terörist sananlar.. Nedense hem bu tür abukluklar Güneyde oluyor..
Birileri “Ordu niye hâlâ darbe yapmıyor” diye homurdanıp duruyor.
Birileri “vakti saati vardır” diye bekliyor. Yüksek yargı içindeki birtakım insanlar, suni teneffüsle can havli ile, son bir umut diye yaşatmaya çalışıyorlar bu yapıyı.. Çünkü bu yapı çökerse kendilerinin de enkazın altında kalmalarından ve birilerinin kendilerinden bu işin hesabını sormasından korkuyor olsalar gerek..

Birileri, Evengalish’lerin Tanrıyı kıyamete zorlamak istemesi gibi, orduyu darbeye zorlamak istiyor.
Hadi birileri darbeye kalkışsa iyi olacak da, daha plan aşamasında deşifre oluyorlar. Az mı darbe planı başlamadan bitti! Sarıkız, Ayışığı, Yakamoz... say say bitmez..
Hani bekleyip, harekete geçtikten sonra bastırmak gerek aslında..
Hani eyleme geçseler, ikinci kanat harekete geçer, birbirlerini vururlar. Başlamadan biter bu iş. Bu hukuk dışı işlerin artık emir komuta içinde yapılması mümkün değil.. Hukuka uygun olmayan yasa, yasaya aykırı emir, emri vereni de, emri uygulayanı da yakar..
Hadi başardılar diyelim, birbirlerini vururlar. Kendi aralarında 40 parça olmuş bu darbeci kanat..

Bakmayın Kuvayı Milliyeciliklerine, ulusalcılıklarına. Çoğu Neoconların ya da MOSSAD ajanlarının emireri karakterinde adamlar bunlar.. Anti emperyalistlerin filan hepsi kendilerinden menkul hikayeler..

Zaten bunlar önce eski müttefikleri tasfiye etmek, bu adamlardan kurtulmak istiyorlar..
Bu çılgınlar, Ağustos şûrasından umutlarını kesecek ve hatta ağabeylerinin tasfiye edilmesinden korkacak olurlarsa çılgınca şeyler yapmaları mümkün..

Bakalım Ağustos şûrasında ne olacak? Yeni Genelkurmay Başkanı kim olacak ve o nasıl bir yol izleyecek?
İş geldi, Türk Ergenekonu’ndan Kürt Ergenekonu’na dayandı.. Ve işin arkasında Neoconlarla birlikte Siyonistlerin, MOSSAD’ın yüzü belirmeye başladı.. İşin mafia boyutu da ortaya çıkmaya başladı..

Eylül’de Anayasa reformu engeli aşıldıktan sonra ne olacaksa olacak..
Anayasa Mahkemesi hukuk dışı bir karar alsa bile bu süreç durmayacak ve süreç daha da hızlanacak. Zaten önümüzde bir seçim var. Bunun siyasi sonuçları, süreci engelleyenler için tam bir hezimete dönüşebilir..

Anayasa Mahkemesi’nin, CHP’nin referandumla ilgili başvurusunu, Baykal’ın istediği şekilde sonuçlandırması halinde, bunun CHP’ye maliyeti çok ağır olur..
CHP’liler aslında bu tür ayak oyunları ile her adımda kendilerini köşeye sıkıştırdıklarının pek farkında değiller galiba..
Sonuçta “Gandi Kemal” de Baykal’ın bıraktığı yere gelip tıkandı.. Baykal ise referandum sonrası yeniden dönüş hazırlıkları içinde sanki..
Gandi Kemal sürekli kendini tekrar eden ruhsuz bir politikacı. Sürekli temcid pilavı gibi kendini tekrarlayıp duruyor..

Sürekli yolsuzluklardan söz ediyor da, Moğultay ve Seyfi Oktay dönemine hiç girmiyor.. Nalıncı keseri gibi hep kendine yontuyor. Yuvacık Barajı konusuna hiç girmiyor mesela.. Derinliği de yok sözlerinizin, inandırıcılığı da. Polemikle, popülüst sataşmalar, birtakım tekerlemelerle işi götürmeye çalışıyor ama, geçti Bor’un pazarı.. Halk bu tür ucuz söylemlere artık eskisi kadar prim vermiyor.. Gandi Kemal, gençlerden çok yaşlı CHP’lilere hitap ediyor..
Artık darbeleri değil, darbecilerin geleceğini konuşuyoruz. Ergenekon davası devam ederken, 12 Eylül’den sonra eski darbecilerin yargılanacağı yeni bir süreç başlayacak..

YAŞ’ta, daha önce adı darbe planlarına karışanların ordudan ihraçları gündemde..

CHP, MHP, BDP koalisyonu, ilginç bir üçlü oluşturuyor aslında.. Dağdaki, ovadaki ve tepedeki.. Aslında her biri diğerinin varlık gerekçesini, bahanesini oluşturuyor.. 3’ü de kavganın tarafları..

Aynı ülkenin çocuklarının kanları ve gözyaşları üzerine kendilerine iktidar ve servet üretmek isteyenlerin kimler olduğunu biliyorsunuz..
12 Eylül, bu kez, bu kanlı, kirli, karanlık, derin gerçeğin sonu olacak inşallah.. Kayıt dışı ekonomi ve kayıt dışı siyasetin, çetelerin, mafianın sonu olacak inşallah.. Bu işin sonu terörün de sonu olur umarım..
Onun için 12 Eylül sadece referandumun sonucunun alınacağı gün değil, o zamana kadar geçecek süreç, Türkiye’nin derin gerçeğinin kitlelere anlatılması için de tarihi bir fırsat olacak..
Bir darbenin yıldönümü, Türkiye’de darbe döneminin, resmi ideoloji ve resmi tarih dayatmasının sonu olacak diye düşünüyorum.. Onun için bugünden herkesin bir şeyler yapması gerek.
Selam ve dua ile..