MGK'nın son toplantısında, yeni Milli Güvenlik Siyaset Belgesi (MGSB) onaylandı. Bu konudaki haberler, basında genellikle "Kırmızı Kitap değişti" biçiminde verildi.
MGSB'nin yenilenmesi, son yıllarda yaşadığımız devasa değişim sürecinin en önemli göstergelerinden birisidir.
*
Bu vesile ile "Kırmızı Kitap" gerçeğinin perde arkasını aralamakta fayda var.
Önce Kırmızı Kitap'la ilgili bir "galat-ı meşhur"u düzeltmemiz gerekiyor.
Türkiye'de yıllardır tartışılan Kırmızı Kitap ile "Milli Güvenlik Siyaset Belgesi" aynı şeyler değildi!
Ya?
MGSB, Kırmızı Kitap'ın siyasi iktidarlara açılan sınırlı bir kısmından ibaretti.
Kırmızı Kitap...
Uzun yıllar boyunca, dışarıya bağlı ve bütün kurumların üzerindeki "Derin Yapı"nın...
"Gizli Anayasası" idi.
Bu gizli anayasa, Türkiye'nin yaşadığı bağımlılık ilişkisinin derin, sarsıcı kodlarını içeriyordu.
*
1 Mart Tezkeresi'nin reddedilmesiyle birlikte (2003) "Türkiye'deki Derin Washington" yapılanması ağır ve "dönüşü olmayan" bir yara aldı.
Bu konudaki gelişmeler hiçbir zaman kamuoyuna yansımadı.
Dört buçuk yıl önce, Ankara'daki kapalı kapılar ardında yaşanan müthiş hadiseler neticesinde ise söz konusu Derin Yapı tasfiye edildi.
Son dönemde darbeci Ergenekon örgütünün üzerine kararlılıkla gidiliyor olmasının temel nedeni, işte bu hayati gelişmedir...
Ergenekon, bu Derin Yapılanma'nın alt örgütüydü, operasyonel kısmıydı.
*
Türkiye'de yaşanan paradigma değişikliğiyle birlikte Derin Devlet'in gizli anayasası olan Kırmızı Kitap hükmünü yitirmiş oldu.
Böylelikle, Milli Güvenlik Siyaset Belgesi de değişti.
Dahası, artık bir Kırmızı Kitap yok!
*
MGSB'nin son Milli Güvenlik Kurulu toplantısında onaylanması...
Yaklaşık beş yıldır perde arkasında yaşanan "fiili durum"un, görünür hale geldiğini gösteriyor.
*
Kırmızı Kitap'ın devre dışı kalması, Milli Güvenlik Siyaset Belgesi'nin "milli"leştiğinin de göstergesidir.
Mesela...
İsrail'in, Türkiye'nin yeni Milli Güvenlik Siyaset Belgesi'ne tepki göstermesi fevkalade manidardır!