26 Kasım 2010 Cuma

Emekli Tümgeneral'den Yine İnciler

Emekli Tümgeneral Akoğuz, YAŞ kararı ile TSK'dan ihraç edilen Binbaşı M. Yavuz Ay'ın kendisi hakkında yaptığı açıklamaları doğruladı.

Millî Güvenlik ve Silahlı Kuvvetler Akademisi Eski Komutanı Emekli Tümgeneral İlhan Akoğuz, Yüksek Askeri Şura (YAŞ) kararı ile TSK'dan ihraç edilen Binbaşı M. Yavuz Ay'ın kendisi hakkında Yeni Akit Gazetesi'ne yaptığı açıklamaları doğruladı.

“PİŞMAN OLDUM, DEFTERİNİ DÜRMEDİĞİME…”
1990 yılında Edirne'de Tümen komutanı iken M. Yavuz Ay'ın, eşinin başını açmasını, kendisiyle rakı içmesini ve eşi ve çocuklarıyla eğlence mekanlarına gelmesini istediğini doğrulayan Emekli Tümgeneral İlhan Akoğuz, “Pişman oldum, defterini dürmediğime… Benim dönemimde üsteğmendi, binbaşılığa kadar yükselmiş. Onun yaptığı çok ayıptır..” dedi.

“KARISI ACAYİP GİYİNİYORDU”
Akoğuz, “Karısı acayip giyiniyordu. O arkadaşın hanımı toplumda acayip bir hava estirmişti. Eşi örtülüydü… Acayip giyiniyordu. Çıkarıversin başörtüsünü (…) Efendi gibi çağırmışım, ‘bizim eve eşinle gel' demişim. Çoluk çocuğunu kurtarmak ve istikbalini açmak/istemek kötü mü? Müslümanlık insanın içinde olur” diye konuştu.

1977 senesinde Kara Harp Okulu'na giren M. Yavuz Ay, eşinin başörtülü olması, kendisinin namaz kılması ve içki içmemesi gerekçesiyle 1996 yılında Yüksek Askeri Şura (YAŞ) kararı ile TSK'dan ihraç edilmişti.

Emekli Tümgeneral İlhan Akoğuz, M. Yavuz Ay'ın gazetemize yaptığı açıklamaları değerlendirdi:

“BENİM SÜLALEM HACI”
- Edirne'de görev yaparken tümen komutanı olduğunuz dönemde, üsteğmen M. Yavuz Ay'ı tehdit etmişsiniz ve kendisine; “Eşin başını açacak.. Benimle rakı içeceksin.. Eşinle birlikte orduevine eğlenceye geleceksin.. Çoluk çocuk evime ziyarete geleceksin… Bugüne kadar hiç eğlenceye gelmemişsin. Evime gelmezsen merkez komutanını gönderir, zorla getirtirim. Seni modern olmaya davet ediyorum” demişsiniz... Neden böyle bir teklifte bulundunuz?

- Benim sülalem hacı… Bunlar neden bahsediyorlar? Ispartalıyız, hacı hafızlardır bizim sülalemiz. Babam dahil tümü hacıdır. Bine yakın subay ve astsubay olan tümende, bir üsteğmenin adı olur mu? Gazetedeki haberi okuduğunuzda aklıma geldi. Düşündüm. Böyle bir şey oldu mu, olmadı mı? Aradan yirmi sene geçmiş.

“MÜSLÜMANLIK İNSANIN İÇİNDE OLUR”
- M. Yavuz Ay'a, “Başarılı subay nasıl namaz kılar” demişsiniz?
- Ben, Kars'ta tugay komutanlığı yaptım. Er hocanın arkasında ben bayram namazı kılmış insanım. Müslümanlık bunların keyfine göre değil. Müslümanlık insanın içinde olur. Evime davet etmişim. Karısı acayip giyiniyordu. Gazetede okuduktan sonra aklıma geldi.

“KARI OYNATACAK HALİMİZ YOK YA?”
- M. Yavuz Ay'ı neden eğlenceye çağırdınız?
- Sen hudut birliğini bilir misin? Askerlik yaptın mı? Nerede yaptın?
- Aydın'da…
- Oooo. Kaymak yerler…
- Ağabeyim de Kars'ta yaptı…
- Çok güzel… Onlara sorsaydın hudut birliklerinde psikoloji nedir? Çok önemli… Hudutta beklemek, kurt köpeğiyle anarşist kovalamak kolay değil. Tümende er alay geceleri yapılırdı. Bu geceler 5-6'yı bulurdu. Bu gecelerde general ve albay ayrımı yapılmaz. Askerlere moral vermek için yapılırdı. Karı oynatacak halimiz yok ya? Bugüne kadar hayatımız komutanlıkta geçti.

“EŞİ ÖRTÜLÜYDÜ, ACAYİP GİYİNİYORDU…”
- Moral gecelerine katılmayan er, sorgulanır mı?
- Bine yakın personelim var. Gazino zaten almaz. Alay komutanları ayarlar, kaç kişinin geleceğini bildirir. O arkadaşın, M. Yavuz Ay, toplumda hanımı acayip bir hava estirmişti. Eşi örtülüydü… Acayip giyiniyordu. Subay, astsubay ve general ayırımı yapmazdım. Benim felsefemde erden mareşale herkes askerdir.

“BİNBAŞILIĞA KADAR YÜKSELMİŞ”
- Subay-astsubay yada generalin eşlerinin başörtülü olması sakıncalı mı?
- Ben ona (M. Yavuz Ay) iyilik etmişim. O anda atabilirdim onu. O anda kaydını silebilirdim. Bak binbaşılığa kadar yükselmiş. Benim dönemimde üsteğmendi. Onura etmişim. ‘Çok iyi bölük komutanısın' demişim. ‘Gel oğlum' demişim, milletin içerisinde… Ben tümenden sorumluyum. Eğlenceye gelsin, ne olacak? Komutanların karşısında itibarını kazanır. O kadar düşkün olsaydım, defterini dürerdim. Böyle bir şey yapmadım. Efendi gibi çağırmışım, ‘bizim eve eşinle gel' demişim. Daha ne diyeyim…

“İSTİKBALİNİ AÇMAK KÖTÜ MÜ?”
- General olabilmenin prosedürü bu mu?
- Bu evrelerden ben de geçtim. Bu evrelerden geçerken dikkatli olması lazım. M. Yavuz Ay'a ne demişim? Dört şart neydi?
- “Eşin başını açacak.. Benimle rakı içeceksin.. Eşinle birlikte orduevine eğlenceye geleceksin.. Çoluk çocuk evime ziyarete geleceksin…”
- Daha ne… Çoluk çoğunu kurtarmak ve istikbalini açmak/istemek kötü mü?

“PİŞMAN OLDUM DEFTERİNİ DÜRMEDİĞİME…”
- Başını açmak inancına aykırı bir durum olabilir… Saygı duymak gerekmez mi?
- Pişman oldum, defterini dürmediğime… Yaptığı çok ayıptır.. Ben onu koruyup kollamak için gayret sarf etmiştim.

“ÇIKARIVERSİN BAŞÖRTÜSÜNÜ…”
- Eşlerin başörtülü olması ihraç sebebi sayılıyor…
- Çıkarıversin (başörtüsünü kastediyor) o da…Çıkarıversin… Diyanet İşleri Başkanlığı'nda çalışırsa, başörtüsünü çıkarmasını beklemek abes…
- Diyanet İşleri Başkanlığı da, TSK gibi devlet kurumu değil mi?
- Ben namazı, abdesti ve orucu bilen insanım.

“ASKERİ LOJMANLARDA ANARŞİSTLİK OLMAZ”
- Başörtüsü takılması, inanç özgürlüğü olarak görülmez mi? Saygı göstermek gerekmez mi?
- Kendi başına seçimini yapabilir ama kalkıp da subay ve astsubayların lojmanlarının bulunduğu bölgede toplantılar yapıp, anarşist gibi memleket ve millet aleyhine hareket etmek hiç yakışmadı.

“GAZETE OLARAK DOĞRU YOLDASINIZ”
(…) Siz, (Yeni Akit Gazetesi) gerçekten ufak tefek sapmalarla doğru yoldasınız. Doğru yoldasınız. Müslümanlık suç değil. Başörtüsü diye tutturuldu, senelerdir uyutuluyor millet… Milleti bölmek ve karşı karşıya getirmek anarşizmdir. Anarşist sadece eline tüfek almayla olmaz. Fikren ve zikren olur, her şeyle olur. Millî Güvenlik ve Silahlı Kuvvetler Akademisi komutanlığı yapmışım. Millî Güvenlik Akademisi'nde genel müdür seviyesinde sivil bürokratları eğittim. Onlara da aynı şeyleri söyledim. (…) ‘Bunu Yunan Paşası yapmaz' demişsiniz… Ben ne yapmışım ki… Alayı mı sattım?