Sadece Kasım’ın ilk haftasında 5 asker kışlalarında şüpheli biçimde öldü. ‘Kaza kurşunu’, ‘intihar’ ‘ranzadan düştü’ cevaplarıyla yetinmeyen ailelere, AİHM’den yeniden soruşturma vizesi çıktı
Kasım ayının sadece ilk haftasında 5 asker şüpheli şekilde öldü. Çocuklarının ölümleriyle ilgili başlattıkları hukuki mücadeleden sonuç alamayan “şehit” ailelerinin AİHM’e taşıdığı davalarda ise, Türkiye, askeri savcılıkların ‘etkin soruşturma yapmaması’ ve ‘yaşam hakkı ihlali’ nedeniyle mahkum oluyor. ‘Kaza kurşunuyla öldü’, ‘intihar etti’, ‘ranzadan düştü’ gibi gerekçelerle yetinmeyen ve ölümleri şüpheli bulan ailelerin hukuk mücadelesi ise, Türkiye’de sonuç alamadıkları için AİHM’e kadar uzadı. 20 yaşında kışlada ölen Mevlüt Baysan’ın ailesi de adalet peşinde.
AİHM: ETKİN SORUŞTURMA YAPILMADI
AİHM’in Türkiye’yi 39 bin Avro tazminata mahkum ettiği davayla ilgili konuşan ağabey Ahmet Baysan, “Türkiye’de adalelet aradık ama bulamadık” dedi. 2003’te ailesine ‘intihar etti’ denilen Mevlüt Baysan’la ilgili AİHM, Türkiye’nin etkin soruşturma yapmadığına hükmetti. Askeri yetkililerden Baysan ailesine ölüm nedeniyle ilgili “Çenesinin altından ateş ederek intihar etmiş” açıklaması yapıldı. Ağabey Ahmet Baysan ise bu açıklamayı yeterli bulmadığını belirterek, “Tabutu açtık. Kurşun sol kulağından girip sağdan çıkmıştı. Mevlüt solak değildi. G-3 tüfeğini sol eline alıp intihar etmesi mümkün değil” diye konuştu.
DOSYALAR TEKRAR AÇILABİLECEK
Ceza Hukukçusu Prof. Ersan Şen, Baysan ailesinin AİHM kararıyla savcılığa başvurduğu anda soruşturmanın yeniden açılabileceğini söyledi. Şen, “AHİM, iç hukukta verilen Mevlüt Baysan kararının yeterince incelenmediğine hükmetmiş durumda. Baysan’ın ailesi AİHM kararını alarak ilk soruşturmayı ya da kovuşturmayı yapan yargı mercine giderek ölüm nedeninin yeniden araştırılması için dava açabilir. İncelemenin sonunda Baysan’ın ölüm nedeni yeni bir boyut kazanırsa, şehitlik ya da cinayete kurban gitmesi söz konusuysa bu durumda aile haklarını ayrıca arar” dedi.
Babası ‘Şehitse’ okuyacak
Mevlüt Baysan askere gittiğinde eşi bir aylık hamileydi. Resmi nikahı olmadığı için eşi Sevil Yiğit, çocuğa kendi soyadını verdi. Daha sonra Sevil Yiğit başka biriyle evlendi. Mevlüt’ün ailesi Serdar’ı alarak mahkeme kararıyla kendi soyadlarını verdi. 7 yaşındaki Serdar büyakannesiyle yaşıyor. Anne Hanife Baysan, verilen tazminatı Serdar’ın eğitimi için harcayacaklarını ve şehit aylığı bağlanmasını talep ediyor.
5 aileye de benzer cevaplar verildi
OSMAN KULABER (2 KASIM): Rize Ardeşenli. Ağrı’nın Patnos ilçesinde er Osman Kulaber’in (20) ranzasından düşerek yaşamını yitirdiği açıklandı. Genç askerin alnında yara izi olduğu belirtilirken, askeri savcılık soruşturma başlattı. Olay sonrası baba Recep Kulaber, oğlunun ranzadan düşerek öldüğüne inanmadığını söyledi.
HÜSEYİN BERÇİN (3 KASIM): Antep Islahiye 106. Topçu Alay Komutanlığı’nda görev yapan 20 yaşındaki asker Hüseyin Berçin’in nöbet yerinde ölü bulunduğu öne sürüldü. Olayın gerçekten kaza da olabileceğini söyleyen asker yakınları, ancak gerçek nedenin ortaya çıkması için araştırma yapılmasını istiyor.
RIZA KURT (3 KASIM): Van’ın Erciş ilçesine bağlı Çelebibağı beldesi nüfusuna kayıtlı Rıza Kurt’un Kayseri 1. Komando Tugayı’nda intihar ettiği öne sürüldü. Ailesi intihara inanmadığı için resmi törene izin vermedi. Kurt’un amcası Bahattin Kurt, yeğeninin ölmeden 15 gün önce kendilerine “Düştüm kolum kırıldı” dediğini anlattı ve ekledi: “Öldüğü gün nöbetteymiş. Kolu kırık askere nöbet tutturulur mu? Sivil hastanede de otopsi istedik kabul edilmedi. Cenazeyi iki gün vermediler.”
UĞUR KOÇ (7 KASIM) : İki aylık asker olan Uğur Koç, görev yaptığı Isparta’da eğitim sırasında vücuduna isabet eden kurşunla yaralandı. Merminin hangi silahtan çıktığının anlaşılması için soruşturma açıldığı ifade edildi.
BİLAL ÇIPLAK (7 KASIM): İzmir Menemen’de vatani görevini yapan 20 yaşındaki Piyade Er Bilal Çıplak’ın G-3 tüfeğiyle intihar ettiği açıklandı. Aslen Elbistanlı olan erin görev yaptığı Menemen 57’inci Topçu Tugay Komutanlığı’nda kanlar içinde bulunduğu ve kurtarılamadığı belirtildi. Aileye ölüm nedeni olarak “kaza” denildi.