Erbakan, bir ay sonra koltuğunu kaybedeceğinden habersiz Bakanlar Kurulu’nda konuşuyor: MGK kararları emir değildir, ancak faydalanılacak esaslardır. 28 Şubat’ın uygulanması için her tedbiri aldık
Başbakan Necmettin Erbakan’ın imzalamamak için beş gün direndiği Milli Güvenlik Kurulu kararlarının üzerinden dört ay geçti. Tarih 27 Mayıs 1997... Bir ay sonra Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’e istifasını sunmak zorunda kalan Erbakan, Başbakanlık Merkez Binası’nın alt salonunda Bakanlar Kurulu’nu son kez topladığından habersizdi.
Erbakan, kabine üyelerini selamlayan konuşmasının ardından sözü Devlet Bakanı Lütfü Esengün’e veriyor. Esengün, 28 Şubat kararlarına ilişkin ilgili bakanlıkların faaliyetlerini içeren rapor ile Başbakanlık tarafından çıkarılan tamimi okuyor. Ardından da metinlerin birer kopyası bakanlara dağıtılıyor.
İnsan haklarına riayet mecburdur
Sözü tekrar alan Başbakan Erbakan, Bakanlar Kurulu tutanaklarına göre şöyle devam ediyor: “İrtica ile mücadele ederken devletin temel niteliklerini korumalıyız. Alınan tedbirlerde bizzat kendimiz, devletin temel niteliklerine aykırı hareket etmememiz gerekir. Demokrasi esaslarına, hukuk devleti ilkelerine ve insan haklarına riayet mecburdur.
Tedbirler MGK’ya sunuldu
Bütün bakanlıklar bu hususta gereken tedbirleri aldılar. Bir ay süreyle söz konusu tedbirler alındıktan sonra Milli Güvenlik Kurulu’nun bundan evvelki toplantısına bir kitap halinde sunuldu. Birinci ayda alınmış olan her türlü tedbir hakkında bilgi verildi. MGK devletin güvenliğini ilgilendiren konularda görüşlerini Bakanlar Kurulu’na bildiren anayasal bir kuruluştur. Devletin güvenliğinden sorumlu olan kurum ise Bakanlar Kurulu’dur. Bakanlar Kurulu bu görüşleri dikkate alır. Ancak Milli Güvenlik Kurulu, Bakanlar Kurulu’nun üstünde bir kuruluş değildir. Bildirilen hususlar emir değil, istişari bir görüştür. Bakanlar Kurulu, alınan karar ve görüşlerden yararlanılması esastır.
İki izleme komisyonu kurduk
Bakanların bu konularda neler yaptığı ve ne yapmaları gerektiği konusunda sürekliliğin takibi için Başbakanlık’ta bir merkez oluşturuldu. Ve bir tamimle bakanlıklara duyurulmasında yarar olacağı düşünülmüştür. Bu işleri takip etmek ve koordine etmek üzere de ilgili bakanlıkların müsteşarları seviyesinde bir yüksek izleme komisyonu ayrıca kurulmuştur.
MGK için değil, ülkemiz için
Alınan kararlar, işlerin savsaklanmakta olduğunu değil, tam tersine gereken ciddiyetle yürütülmüş olduğunu gösteriyor. Milli Güvenlik Kurulu istediği için değil, ülkemizde demokrasi, laiklik gibi herkesin benimsemesi lazım gelen anayasanın temel esaslarına riayetin sağlanmasını esas aldık. Dogmatik bir takım düşünceler ve önyargılarla fikir üretenler, az sayıda da olsa var olan bazı insanları düzeltmek ve bunları da devletini sever hale getirilmesini sağlamak hepimizin istediği bir husustur.
Bakanlara teşekkür etti
Çalışmalar bu esaslar dahilinde sürdürülüyor ve bunlar isteyerek yaptığımız çalışmalardır. Hiçbir dönemde bu konulardaki çalışmalar, bu kadar hassas ve dikkatli yürütülmedi.
Basında ortaya atılan iddiaların gerçekle alakası yok. Bu faaliyetleri dikkatle yürüttükleri için Milli Eğitim Bakanlığı başta olmak üzere İçişleri Bakanlığı’na, Adalet Bakanlığı’na ve Diyanetle ilgili Devlet Bakanlığı’na teşekkür ediyorum.”
54. Hükümet’in Başbakanı Necmettin Erbakan, bu konuşmasından yaklaşık bir ay sonra haziran ayının sonunda dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’e istifa mektubunu sunmak zorunda kaldı.
Hoca’dan Hadis-i Şerif
28Şubat’ın ardından yapılan Bakanlar Kurulu toplantısında, MGK kararlarına destek veren Çiller’e arka çıkan Başbakan Necmettin Erbakan, Hadis-i Şerif’ten de alıntı yapıyor: “Sayın Çiller konuyu fevkalade güzel ortaya koydu. Konuşmalarına aynen katılıyorum. Tek kelime bile ilave veya çıkarmaya lüzum görmüyorum. Sadece teyiden bazı hususları ifade edeceğim.
Bir Hadis-i Şerif’te ‘Asaletin afeti övünmektir’ deniyor. Övünmek yapılan hizmeti zedeler, bir hizmet yapıldığında onu başkaları takdir eder. Hükümet, ülkeye hizmet için biraraya geldi ve uyum içinde çalışıyor. Ülkenin istikrara ihtiyacı var. Çok hayırlı bir hizmet yapıldığı inancı içindeyim...”
28 Şubat’tan bir gün önce ne dediler
Tutanaklara göre 27 Şubat 1997’de toplanan Bakanlar Kurulu üyeleri “görmedim, duymadım, bilmiyorum”u oynuyor. İşte bakanların darbeden bir gün önceki gündemleri:
Tarım ve Köyişleri Bakanı Musa Demirci: ABD’lilere Türkiye’nin bir ülke olduğunu söyledik. Onları GAP Bölgesi’nde yapılacak Tarım Fuarı’na davet ettik.
Devlet Bakanı Namık Kemal Zeybek: İki gün önce İstanbul’da Kırgızistan Dışişleri Bakanı ile karşılaştım. Kendisi Türkiye’nin son zamanlarda Türk Cumhuriyetlerini ihmal ettiğini söyledi.
Sağlık Bakanı Yıldırım Aktuna: Yeşil Kart sahibi bir vatandaşın yeni doğan çocuğunun da bu uygulamadan belli şartlar dahilinde yararlanmasını sağladık.
İçişleri Bakanı Meral Akşener: Bulgaristan’da istikrarlı bir hükümetin bulunmaması nedeniyle burada Türk işadamlarına mafya tarafından büyük baskılar uygulanmaktadır.
Adalet Bakanı Şevket Kazan: Bulgaristan’daki vatandaşlarımıza çifte vatandaşlık hakkının tanınması zaten Bulgaristan’ın işine gelir.