Ergenekon davasıyla ilgili olarak, başından bu yana yaşanan gelişmeleri alt alta koyunca, insanın karşısına son derece dramatik bir manzara çıkıyor.
Ergenekon neydi?
Benim algıladığım, seçimle gelmiş düzeni yıpratmak veya yıkmak için, devletle de ilişkileri olan, yasadışı guruplaşmalar ve çetelerin yargılanmasıydı.
Ergenekon¸ demokrasiye karşı duranlardan hesap sorulmasıydı.
İlk defa, askeriyle, para-militer örgütleriyle, derin devlet unsurlarının yargılanması; yani “darbeci mantığın” sonuydu.
Davada öyle şeyler ortaya çıkarılacaktı ki, bir daha kimseler, yasa dışı faaliyetlere girişemeyecekler ve Türk demokrasisi sağlamlaşacaktı.
Ardından Balyoz geldi.
Durum, daha da ciddiyet kazandı. Zira bu defa, Silahlı Kuvvetler içindeki darbe günlükleri, darbe senaryoları uçuşmaya başladı.
Başından bu yana, bu çetelerden kişisel olarak nasibini almış biri olarak, Ergenekon-Balyoz sürecinin hiç değilse, önemli bir bölümünün gerçekliğine inandım. Tutuklanan bazı isimler vardı ki, bunların mutlaka hesap vermesi gerekiyordu. Benim vicdanımda da suçluydular.
Bir de şimdi, aradan bunca zaman geçtikten sonraki duruma bir bakalım.
Karşımda Ergenekon adlı bir ucube büyümeye, canavarlaşmaya başladı.
Ne ucu görülüyor, ne baş tarafı...
Nereye gittiği belli değil...
Öyle insanlar, öyle gerekçelerle tutuklanıyor ki, anlayabilmek imkansız.
Kimi, basit muhalefet yapmanın dışına çıkamayacak derecede zayıf... Kimileri ise, zaten işlevi nedeniyle devleti sorgulaması gerekenler...Bir de, hepsine tüy diken gazeteci tutuklamaları...
Her duruşması kavgaya dönüşen, meydan okumalarla dolu, özensiz yaklaşımlar, hukuka aykırı uygulamalar ve sonunda kamuoyu vicdanını zedelemeye başlayan bir sürecin içinde boğulmak üzereyiz.
Bilmem, siz Ergenekon’u artık tanıyabiliyor musunuz ?
Demokrasiyi güçlendirmek adına başlayan bir girişim, bugün neredeyse demokrasiyi yıpratmaya başlayan bir platforma dönüşüyor.
Çok merak ediyorum, acaba iktidar partisi durumun farkında mı?
Belki sorumluluk yargıdadır, ancak bu tip siyasi davalarda, işin sonunda her fatura siyasi iktidarlara çıkarılır.
Kimi zaman, rahatsız olduklarının işaretlerini veriyorlar. Sonradan bir bakıyorsunuz, üstüne toz kondurulmuyor.
Oysa tren kaçıyor .
Ergenekon, kendi kendini yiyen bir canavara dönüşüyor.
Türkiye de bir büyük tarihi fırsatı kaçırıyor.