Prof. Dr. Ergun Özbudun, TÜSİAD’ın anayasa taslağında değiştirilebileceği belirtilen üç madde için “1924 ve 1961 anayasalarında yoktu, sadece devletin yönetim şekli Cumhuriyet’tir ibaresi vardı.
1982’de 5 general diğer değiştirilemez maddeleri koydu” dedi. Taslakta imzası olan anayasa hukukçusu Özbudun, NTV’de şunları söyledi:
1924 ve 61’de değiştirilemez tek hüküm vardı
Hepimiz biliyoruz ki 82 anayasası normal şartlar altında ve halkın temsilcileri tarafından yapılmadı. 82 anayasasına 5 darbeci generalin iradesi hakim olmuştur. Dolayısıyla, onların zihniyeti, siyasete bakış tarzı da bu anayasanın ruhuna da maddelerle yansımıştır. Cumhuriyetin ilk anayasası 1924 tarihlidir ve tamamen Atatürk ve arkadaşlarının hakimiyetinde olan bir Meclis’tir. O Meclis’in kabul ettiği anayasada değişmezlik prensibi sadece Cumhuriyet’in devlet şekli olduğu hükmüdür. 1961 anayasasında yine tek değişmez hüküm Cumhuriyet’tir.
Darbe iradesinden çıktı, kutsallık atfediliyor
Peki bu üç madde nereden çıktı? Konsey iradesinden çıktı, darbe iradesinden çıktı. Şimdi o darbe iradesine bazı çevreler kutsallık atfediyor. Onu değiştirince ‘kutsal bir metni çiğnemek’ gibi algılanıyor. Oysa bizim burada önerdiğimiz cumhuriyetin ilk anayasasındaki sisteme dönmektir, normalleşmedir. TÜSİAD, bundan 19 yıl önce yine bir anayasa çalışmasına önayak oldu ve çok değerli hukukçulardan oluşan komite -başkanı Prof. Dr. Erdoğan Teziç’ti- bir taslak hazırladı. Ve aynen bugün bizim dediğimiz gibi değişmezliği sadece Cumhuriyet ilkesi ile sınırladılar. O zaman bu fikrin hiç fırtına kopardığını falan sanmıyorum. Ama bugün nedense bu konuda bir endişe var. Zannediliyor ki, bu değişmezlik Cumhuriyet’e indirgenirse laiklik tehlikeye girer, böyle bir şey yok.
Bu enjekte korku, ne ülke bölünür ne şeriat gelir
Türkiye’nin laik kökenleri ta Tanzimat’a kadar gider ve Türk toplumunun büyük çoğunluğunun da laik devletle hiçbir sorunu yoktur. Öyle bir korku enjekte edilmiş ki beyinlere, bu madde değişmezlik vasfından çıkarılırsa yarın şeriat gelir veya ülke bölünebilir. Oysa böyle bir şey yok. Ne ülke bölünür, ne şeriat gelir.
Taslak kabul edilirse Kürt sorunu çözülür
TÜSİAD’In hazırladığı din ve vicdan özgürlüğü, başörtüsü özgürlüğü, Kürtçe ana dilde eğitim, yerel yönetimleri güçlendirmesi gibi maddeler içeren yeni anayasa taslağını değerlendiren kanaat önderleri, stk temsilcileri ve uzmanlar, eleştiri ve övgü getirdikleri TÜSİAD’ın taslağının yeni anayasa için iyi bir adım olduğunu söyledi.
Yazar Tarık Ziya Ekinci: Bu haliyle beni tatmin ediyor. Demokrtatik özerklik yerine yerel yönetimlerin özerkliği ilkesi kabul edildi. Sadece Kürt bölgeleri değil bütün Türkiye için bu prensip benimsendi. Bu kurulun önerdiği taslak kabul edilirse Kürt sorunu çözülür.
Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Genel Başkanı Avukat Kazım Genç: İnanç ve din özgürlüğüyle ilgili madde çok açık ve net konulmuş. Öncelikli olan temel hak ve özgürlüklerdir. Farklı inanç sahipleri için çok önemli bu maddenin yer alması.
Mazlumder Ahmet Faruk Ünsal: En azından milletvekillerinin başörtüsü takabilmelerine ilişkin bir serbestlik tanımış olması önemli. Ama eksik olmuş. Biz hiçbir şarta bağlı olmaksızın her alanda mutlak inanç özgürlüğü talep ediyoruz.
Özgürder Genel Başkanı Rıdvan Kaya: Başörtüsünü ısrarla tarafsızlığı ihlal eden bir simge olarak algılıyor. Kamunun belli alanlarında yasağın kalkması güzel ama İngiltere’de başörtülü memurlar polislik yapabiliyorlar.