Bakım için Rusya'ya gönderilen ve 9 yıldır geri alınamayan dört MI-17 helikopterin sözleşmesinde Türk tarafının uyanıklık yapmaya çalışırken kendi elini kolunu bağladığı ortaya çıktı.
Rusya’ya 2004 yılında gönderilen dört MI-17 helikopterinin geri alınamamasının nedenlerinden biri Türk tarafının yaptığı uyanıklık çıktı. Jandarma Genel Komutanlığı uyuşmazlık halinde konunun Türk mahkemelerince görülmesini sağlayacak şekilde sözleşme düzenletti ama Rus şirketinin basit bir manevrasıyla bu durum aleyhe döndü.
1992’de Rusya’dan alınan ve tam bir yılan hikâyesine dönen 19 adet MI-17 helikopterinde mutlu sona yaklaşıldı. Dokuz yıldır Rusya’da bekletilen dört helikopteri Başbakan Tayyip Erdoğan 15 gün önceki Rusya gezisinde gündeme getirdi. Bu görüşmenin sonunda helikopterlerin mayısta Türkiye’ye iade edilmesinde mutabakat sağlandı.
19 helikopter alındı
Hikâyenin başına dönersek Türkiye, 1992’de terörle mücadele kapsamında Rusya’dan 19 helikopter aldı. Bu helikopterlerin ikisi Hakkâri’de teknik arıza nedeniyle düştü. Diğerlerinde de mekanik bazı arızalar oluştu. Hükümet, 2002’de MI-17’lerin depo seviyesi bakımlarının yapılması için ihale açtı. Bu ihalede üretici firma Oboromprom yüksek teklif verince, iş 13.5 milyon dolarlık teklifi ile Joint Stock Company Kazan (JSC) adlı Rus firmasına kaldı. İhale sözleşmesinde 17 adet MI-17 helikopterin 4’erli gruplar halinde bakımının yapılması karara bağlandı. İkisi ambulans olan 4 helikopter, 2004’te firmanın St. Petersburg’daki fabrikasına gönderildi. Helikopterler burada söküldü. Ancak 9 yılda 4 helikopterin bakımı tamamlanıp Türkiye’ye teslim edilmedi. Jandarma Genel Komutanlığı, gövde servis ömürleri dolduğu için bakım sırası bekleyen 13 adet MI-17 helikopterin uçuşlarını ise 2004’te yasakladı. Rus JSC Kazan firması ile 14 Ekim 2002’de imzalanan sözleşme, 21 Mayıs 2007’de şirketin yükümlülüklerini yerine getirmediği gerekçesiyle iptal edildi. Rusya’ya götürülen 4 helikopterin akıbeti uzun süre öğrenilemedi. İhalede çok büyük hatalar yapıldığı sonradan anlaşıldı.
Jandarma Genel Komutanlığı ile Joint Stock Company (JSC) Kazan firması arasında 14 Ekim 2002’de imzalanan bakım sözleşmesinde uyuşmazlık hallerinde yetki Türk mahkemelerine bırakıldı. Şirket bunu imzaladı. Ancak Rus şirket, Türkiye ile araları açılınca uluslararası hukukun genel kaidelerinden biri olan “Uluslararası ihale ve sözleşmelerdeki uyuşmazlık durumları için yetkili mahkeme İsviçre’deki Uyuşmazlık Mahkemesi’dir” maddesini hatırlattı.
‘Haciz bağlamaz’
Oysa sözleşmeye bu madde konmamıştı. Başta uyuşmazlığa Türk mahkemelerinin bakması Türkiye için avantaj gibi görünürken, Rus şirketinin ani manevrasıyla bu avantaj dezavantaja dönüştü. “Tahkim yeri kendi ülkeniz olamaz” denilen ihale şartlarında Ankara mahkemelerince alınacak ‘haciz’ ve ‘ihtiyati tedbir’ kararlarının Rusya’yı bağlamayacağı konusu ihmal edildi. Ve bu madde yıllardır Türkiye’nin elini kolunu bağladı, yaptırım gücünü elinden aldı. İhale komisyonu başkanının da kim olduğu bugüne kadar sır gibi saklandı. Dönemin Jandarma Lojistik Başkanı olan Korg. Osman Eker’in ya da dönemin Havacılık Daire Başkanı Tümgeneral Mustafa Tunç’un sözleşmede imzası olduğu iddia ediliyor.
30 milyon dolar zarara sebebiyet vermek suçlamasıyla soruşturma açılmasını ise eski Jandarma Genel Komutanı olan Şener Eruygur’un engellediği iddia ediliyor.
Hükümet son olarak projeyi jandarmadan alarak Savunma Sanayi Müsteşarlığı’na (SSM) devretti. SSM helikopterleri Rusya’daki JSC Kazan’ın alt yüklenici firmalarının tesislerinde buldu. Sökülmüş halde Rusya’da bulunan helikopterlerin bakımını yaptırmak üzere harekete geçti.