30 Mart 2011 Çarşamba

''ASELSAN BİR BAŞARI ÖYKÜSÜDÜR''

Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül, ''Çok iyi eğitilmiş bir ordunuz olabilir, çok cesur askerlere sahip olabilirsiniz, çok iyi teşkilatlanmış bir kuvvet yapınız olabilir, ama onların eline teknoloji bakımından üstün silahlar veremezseniz, başarının garanti olması mümkün değildir'' dedi.

Bakan Gönül, ASELSAN'ın Macunköy tesislerinde basın mensuplarına yaptığı açıklamada, ASELSAN'ın aslında bir askeri teknoloji şirketi olduğunu belirterek, teknolojinin askeri sivili olmayacağını, ASELSAN'ın da yüksek teknolojiye ulaşmış varlığıyla iftihar ettikleri bir kuruluş olduğunu söyledi.

Türk Savunma Sanayii tarihi hakkında bilgi veren Bakan Gönül, ''Çok iyi eğitilmiş bir ordunuz olabilir, çok cesur askerlere sahip olabilirsiniz, çok iyi teşkilatlanmış bir kuvvet yapınız olabilir, ama onların eline teknoloji bakımından üstün silahlar veremezseniz, başarının garanti olması mümkün değildir'' diye konuştu. Türkiye bu bakımdan tarihinden gelen bir geleneğe sahip olduğunu vurgulayan Bakan Gönül, çağ kapatıp çağ açan İstanbul'un fethinde teknolojik üstünlüğün çok önemli rol oynadığını kaydetti. İstanbul'un fethinde dönemin en önemli savunma aracı olan sağlam surları yıkacak toplar geliştirildiğini ve İstanbul'un bu teknolojik üstünlükle fethedildiğini anlatan Gönül, bunun sonucu olarak bir çağın kapanıp, bir çağın açıldığını söyledi. İstanbul'un fethinde kullanılan topların Edirne ve Kırklareli'de yapıldığını belirten Gönül, Kırklareli'deki yüksek fırınların hala yerinde durduğunu, bu fırınların restorasyonu çalışmalarına başlandığını bildirdi.Cumhuriyet döneminde de teknolojinin gelişmesine büyük önem verildiğini, ancak NATO'ya girişle birlikte bedelsiz ya da bedelsize yakın bir şekilde silahların kolay temin edilmesiyle savunma sanayisinde bir yavaşlama olduğuna dikkati çeken Gönül, 1974 Kıbrıs Harekatı sırasında uygulanan ambargodan Türkiye'nin büyük bir ders çıkardığını ifade etti.

Daha sonra Türk halkının kendi arasında para topladığını ve toplanan bu paralarla vakıf şirketleri kurulduğunu bildiren Gönül, bunlardan birinin de ASELSAN olduğunu hatırlattı. ASELSAN'ın 1977 yılında kurulduğunu belirten Gönül, şunları söyledi:

''ASELSAN bir başarı öyküsüdür. 1977'de sıfır teknoloji ile yola çıkıldı. Elektronikte Türkiye'deki teknoloji oldukça yetersizdi ve telsiz teknolojisi Hollanda'dan alındı. Ama Türkiye'nin çok çalışkan bir insan gücü ve çok ehil bir mühendis kadrosu var. Bunlar bir ideal etrafına toplanınca mucize denilecek bir olay gerçekleşti. 1977'de teknoloji aldığımız Hollanda'ya 2006 yılında geliştirilmiş elektronik sistemler sattık. Bugün de harp devleri içerisinde ASELSAN 86. sırada, varlığıyla, gayretleriyle iftihar ediyoruz. Pek çok gelişme oldu. Radar konusunda çok başlangıçta iken, en ileri aşamaya geldi. Diğer aviyoniklerde, elektronik kompanantlarda öyle. İftihar ettiğimiz bir noktaya geldi. Bu Türk milletinin gücüdür. Bunu ortaya koymak da bir güç gösterisidir, bunun silaha, ürüne dönüşmesiyle de bir güç ortaya çıkmıştır. Bunun devamını arzu ediyoruz. Ayrıca halkımızın verdiği parayla kurulan bir kuruluşta halkımıza hesap vermek zorundayız. Geldiğimiz seviye ancak bugün için yeterlidir, yarın için geride kalmış demektir. O halde geldiğimiz seviyenin üzerine mutlaka teknoloji eklemeliyiz. Gelişen teknolojiyi takip etmeliyiz ve ona göre çalışmalarımızı ayarlamalıyız. Bugün Libya'ya no fly zon'u (uçuşa yasak bölge) temin etmek üzere 1973 sayılı BM Güvenlik Konseyi Kararını sağlamak üzere harekete geçen kuvvetlerin en önemli silahı Tomahawk füzeleri, yüzlerce kilometre uzaktan nokta hedefini vurabilen silahlar. İşte onun içerisinde tırnağım büyüklüğündeki küçücük kompanantlar o hedefi vurmalarını sağlıyor. Onun da yapıldığı yer işte burası, ASELSAN.''

En ileri teknoloji kullanan ülkelerde ne varsa Türkiye'de de onun olması için yalnız çalışmanın yeterli olmadığını dile getiren Bakan Gönül, rekabete de hazır hale gelmek gerektiğini belirtti. Gönül, yalnız kendi silahlı kuvvetleriniz için bir silah, araç-gereç üretilmesi durumunda daha fazla geliştirilemeyeceğini, mutlaka dışarıya da satılması gerektiğini sözlerine ekledi.