Zirve Yayınevi katliamı öncesi planı anlatan uzman çavuş D.U, ‘Emirle önce papaz oldum, sonra yine emirle papazlıktan ayrılıp hükümete karşı sahte raporlar hazırladık” dedi.
Ergenekon soruşturması kapsamında ‘Zirve Yayınevi Katliamı şüphelisi’ olarak tutuklanan dönemin Malatya İl Jandarma Alay Komutanı emekli Albay Mehmet Ülger ve altı şüphelinin, yayınevi katliamına ilişkin sahte raporları ‘olası darbe sonrası hükümete karşı yapılacak operasyonun gerekçesi’ olarak hazırladıkları iddia edildi.
Komutanım beklenen misafir geldi
Malatya’da Zirve Yayınevi katliamı öncesinde, jandarmanın talimatıyla misyonerlere karşı muhbirlik amacıyla papaz olduğu ve Ergenekon soruşturması kapsamında gizli tanık olarak önemli bilgiler verdiği belirtilen uzman çavuş D.U, katliama ilişkin çarpıcı iddialarda bulundu. ‘Emirle papaz oldum’ diyen uzman çavuş D.U, daha sonra yine emirle papazlıktan ayrılıp AK Parti hükümetine karşı sahte istihbarat raporları hazırladıklarını söyledi. İfadesine göre D.U, 2005 yılında TUSHAD’dan (Türkiye Ulusal Stratejiler ve Harekat Dairesi) gelen bir talimatla papazlığı bırakarak misyonerliğin tehlikeleri ile ilgili açıklamalar yapmaya başladı. D.U’ya 2006 yılında TUSHAD’dan ikinci bir talimat geldi ve D.U Malatya’daki misyonerlere yönelik çalışma yapan gruba yardımcı olmakla görevlendirildi. Bu talimatın ardından, Ergenekon soruşturması kapsamında geçen hafta tutuklanan başçavuş Murat Öztürk ile öğretim görevlisi Ruhi Abat Mersi’nde D.U ile görüştü ve Malatya’a gelmesini sağladı. Ardından yenen bir yemek sırasında tutuklu şüpheli dönemin İl Jandarma Alay Komutanı emekli Albay Mehmet Ülger telefonda konuştuğu bir kişiye “Komutanım, beklenen misafirimiz geldi” dedi. D.U, ifadesinde Mehmet Ülger’in burada kendisine “Misyonerlik faaliyetleri ile ilgili bir çalıştay oluşturulduğunu, bu çalıştayın misyonerlik faaliyetleri üzerine bir laboratuvar çalışması yapacağını”anlattığını söyledi.
D.U’nun ifadesine göre, grup daha sonra çalıştay ile ilgili program ve görev dağılımı yaptı. Buna göre D.U’nun görevi hazırlanacak raporlara katkıda bulunma, günü ve zamanı geldiğinde provokasyon amaçlı toplumsal bir infial yaratmak için ajitasyon çalışması yapmaktı. Altı çalıştay düzenleyen grup, bu sırada misyonerlik faaliyetleriyle ilgili sahte raporlar hazırladı ve bu raporlar D.U’nun ifadelerine dayandırıldı. Toplantılarda planlanan sahte raporlar, D.U’ya anlattırılarak kayda alındı.
Rapor üç ayrı tarzda hazırlandı
D.U’nun verdiği ifadeye göre, çalıştaylar sırasında Albay Ülger, Türkiye’deki misyonerlik faaliyetlerinin önlenmesi ve misyonerlere bir gözdağı vermek için Zirve Yayınevi ile ilgili Necati Aydın, Thilman Geske, Uğur Yüksel’e yönelik bir korkutma yapılacağını, bunun da yukarıdan gelen bir talimat olduğunu, belirtilen şahıslara yönelik yapılacak korkutma faaliyetleri ile ilgili alt yapı çalışmalarının devam ettiğini, yine hazırlanan projenin taslağı ile ilgili olarak üst makamlara da brifing vereceğini söyledi. Bir süre sonra katliam meydana geldi. Katliamın ardından üç ayrı çalıştay daha yapıldı ve burada üç ayrı rapor hazırlandı. Bunlardan birincisi katilam davasına bakan mahkemeye misyonerlik faaliyetlerinin metotları ve beklentilerini içeren istihbarat bilgilerinin sunulduğu sade rapordu. İkincisi, Milli Güvenlik Kurulu’na misyonerlik faaliyetlerinin metotları, beklentileri, ülkede ulaştığı boyutlar ve tehlikeleri ile ilgili sunulan rapordu. Üçüncüsüyse, Jandarma arşivine girmek üzere hazırlanan, sahte istihbarat bilgilerini açıklayıcı bilgi notu ve dipnotlar düşülerek hazırlanmış fişleme niteliğinde olan andıçlı rapordu. Gizli tanık D.U’nun ifadesine göre Jandarma arşivi için hazırlanan üçüncü rapor, tamamen sahte istihbarat bilgi ve belgelerine dayandırıldı. Raporun amacının “olası darbede AK Parti ve Gülen cemaatine yönelik operasyonlara dayanak oluşturmak”olduğu iddia edildi.