Türkiye, 16 milyar dolar fatura çıkartılan F-35 savaş uçağı siparişini yazılım verilmediği için erteledi.
BU krizin mürekkebi kurumadan Deniz Kuvvetleri'nin Almanya'dan almayı planladığı 6 denizaltı tartışmaların odağında. 2.5 milyar euro gibi fahiş maiyeti olan projenin sözleşmesinde ciddi eksikliklerin bulunduğu belirtiliyor.
Türkiye'nin üretici ülkeler arasında yer aldığı 100 adet F-35 savaş .. uçağı siparişini fiyat artırımı ve uçuş kodlarının verilmemesi nedeniyle ertelemesi gözleri savunma sanayindeki diğer projelere çevirdi. Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'nın Almanya'dan almayı planladığı 6 adet U214 tipi denizaltı projesi büyüklüğü ile dikkat çekti. 2.5 milyar euro gibi fahiş bir maliyeti bulunan projede fiyat ve üretilecek denizaltıların teknik özellikleri konusunda sözleşmede önemli eksikliklerin olduğu öne sürüldü.
Hazine ikna edildi
'Yan yatan' denizaltılar olarak bilinen U214 tipi denizaltı alım ihalesiyle ilgili önemli gelişmeler yaşandı. Alman Tyssen Krupp'a ait HDW firmasından alınması planlanan denizaltılara ilişkin anlaşmaya, daha önce kredi faizlerinin yüksek olmasını gerekçe göstererek karşı çıkan Hazine Müsteşarlığının da ikna edilerek anlaşma sağlandığı öğrenildi.
3.5 milyar euroya çıkacak
Türkiye'nin 6 denizaltı karşılığında KDV dahil 2.5 milyar euroya anlaştığı projede gizli maliyete vurgu yapan savunma sanayi uzmanları, 'eskelasyon'a yani her sene oluşan enflasyon ve işçilik artışı gibi parametrelerin hesaplanmasıyla talep edilecek ilave ücrete dikkat çekti. Bunun bedelinin ise 650 milyon euroyu rahatlıkla geçeceği hesaplanırken, 6 denizaltının inşası bittiğinde Türkiye'nin cebinden yaklaşık 3.5 milyar euro çıkmış olacak. Proje başlangıcında Yunanistan'a göre 125 milyon euro fazla fiyat çıkarıldığı nedeniyle eleştirilen bir denizaltının faturası proje tamamlandığında 375 milyon değil 600 milyon euroya çıkacak. Bu rakamın ise 2 milyara mal olan nükleer bir denizaltının neredeyse yarı fiyatına karşılık geldiğine işaret eden savunma sanayi uzmanları, nükleer denizaltı yerine akülü denizaltı alınmasına tepki gösterdi. Uzmanlar, 50 gün su yüzüne çıkmadan denizaltında kalabilen U214'lere karşılık nükleer denizaltıların aylarca su yüzüne çıkmadan çalışabildiğine işaret etti.
Altı sipariş birden veren yok
Türkiye'nin halen hepsi Alman menşeli 14 denizaltısının bulunduğuna vurgu yapan savunma sanayi uzmanları, şu anda dünyada 6 denizaltı birden sipariş veren başka ülkenin bulunmadığına dikkat çekti. Almanların elinde Türkiye'nin almak istediği U214 gibi Havadan Bağımsız Tahrik sistemli sadece 4 denizaltının bulunduğunu ifade eden uzmanlar, bu dört denizaltı için 2+1+1 şeklinde ayrı sözleşmelerle Alman Meclisi'nden izin çıkarılabildiğine işaret etti. Fahiş fiyattan satın alınan söz konusu denizaltılar için "Radar Kesit Alanı" ve "İnfrared iz" şeklinde iki performans kriterinin belirlendiğini kaydeden uzmanlar, bunların belirlenmesinde bir sorun olmadığını ancak bu parametrelerin su üstü gemileri için önemli olduğunu vurguladı.
Üretici firmaya rüşvet davası
Yunanistan'a her biri 250 milyon euroya satılan Türkiye'ye ise 375 milyon euroya pazarlanan denizaltı alım projesiyle ilgili dünya medyasında yer alan haberler kafaları karıştırdı. Alman ekonomi dergisi Manager Magazinin haberine göre Münih Savcılığı, askeri gemi ve denizaltıların diğer ülkelere satışında rüşvet verildiği gerekçesi ile Forrestaal şirketine 240 milyon euroluk dava açtı. İddianamede Ferrostaal'la birlikte Türkiye'ye denizaltıları üretecek olan HDW Firmasına da şok suçlamalar yöneltildi. İddianameye göre HDW firması U209 ve U214 sınıfı denizaltıların satışı için Arjantin, Portekiz, Kolombiya ve Yunanistan'a rüşvet dağıttı.
AB, Yunanistan'a dava açtı
Forrestaal ile HDW firmalarının U214 denizaltıların satışı için 83 milyon euro rüşvet dağıttığı iddiası Yunan Kathimerini gazetesinde haber olurken, Avrupa Birliği Yunan Hükümetinin U214 denizaltıların inşa edildiği Tyssen Krupp'a ait Hellenic Shipyard'a el altından 230 milyon euro verdiği için dava açtı. Yine Ferrostaal firmasının Kolombiya'ya U209 denizaltısı yapan HDW firması ile savaş gemisi inşa eden Fassmer firması adına 615 bin ile 850 bin euro arasında rüşvet dağıttığı iddiasını Herald Tribüne haberleştirirken Sunday Times Güney Afrika Cumhuriyeti Devlet Başkanı Thabo ' Mbeki'nin 2008'de HDW firmasından U209 sınıfı denizaltı alım ihalesi sıra-smdarüşvet aldığını iddia etti.
Temsilcileri aynı firmadan
■ HDW firmasının Marlog firması üzerinden rüşvet dağıttığı iddiasıyla Hırıdton'cte tara liseye alındığına da işaret edildi. Tartışmalarla ilgili kritik nokta Fen-cKteal Myrlog ve HDW'nin Türkiye temsilciliğe aynı ^ firmanın yani TETİCO'nun yapıyor olması. Turkiye nin Yunanistan'a göre denizaltı başına 125 milyon euro fazla para ödeyecek doıaa, Alman savcılığının yürüttüğü soruşturnra citote alındığında soru işaretlerine neden oldu.
Performans kriterleri hatalı
Sualtında harekat icra eden denizaltı platformları için en önemli parametrenin 'akustik sessizlik" olduğu ancak denizaltılar için olmazsa olmaz olan bu özelliğin sözleşmede performans kriteri olarak geçmediği belirtildi. Sözleşmenin can alıcı hatasının ise satın alınacak 6 geminin silah- sensör- cihaz konfigürasyonu ile iligili şartlarda olduğu belirtildi. 2009'un teknolojik imkanlarına göre tespit edilen konfigürasyonun 2025'te teslim edilecek son gemide de aynı olmasına bir anlam veilemedi. Sözleşme imzalanırken projedeki yerli katkı payı yüzde 80 olarak ifade edilmesine rağmen gerçekte bu oranın yüzde 12.5 olduğu dile getirildi.
TETİCO'nun dikkat çeken temsilcileri
HDW firmasının Türkiye temsilcisi TETİCO'da görev yapan isimler de dikkat çekiyor. Görevde olduğu dönemde HDW ile ilişkileri bilinen Gölcük Tersanesi eski Komutanı emekli Tuğamiral Ersin Güler'in, emekli olduktan sonra görüşmelere TETİCO firması adına katıldığı belirtiliyor. Değerlendirme komisyonunda bulunan Albay Mehmet Görgülü'nün de emekli olduğu ve TETİCO'da çalışmaya başladığı ifade ediliyor. DKK Teknik Daire Başkanı Tuğamiral Sami Özgüç'ün ise olumsuzluklar hakkında bilgi sahibi olmasına karşın projeye onay verdiği iddia ediliyor. Yine projedeki aksaklıklara rağmen onaylayan iki ismin de Savunma Sanayi Müsteşarlığı adına proje sorumlusu olan Hande Kıvanç ve Hande Ünal olduğu öne sürülüyor.
'SAVAŞTA KULLANAMAYIZ' UYARISI
Tiürkiye almayı planladığı 100 adet T F-35 savaş uçağının siparişini ABD'nin yazılım bilgileri ve uçuş kodlarını vermemesi üzerine erteleme kararı aldı. ABD'nin atacağı adıma göre F-35'lerin siparişinin bir sonraki Savunma Sanayi İcra Komitesi toplantısında değerlendirileceği açıklandı. Yaklaşık 100 uçak almayı planlayan Ankara, kodlara sahip olmadığı takdirde jetlerin dışarıdan yönlendirilebileceği, elektronik harp karşısında savunmasız kalabileceği ve yazılıma herhangi bir müdahalede bulunulamayacağı gerekçesiyle siparişleri erteledi. Tamamen ABD'nin yazılımlarını hazırladığı F-35 projesi için Hazine, 10 milyar dolar bütçe ayırmıştı. Ancak maliyetler gerekçe gösterilerek tahminle bu rakamın 160 milyon doları bulacağı kaydedilmişti. Türkiye'nin, kendi tehdit algılamalarıyla ilgili bilgileri Washington'a göndermesi, üretici firmanın da bu doğrultuda yazılımları hazırlaması gerektiğinin altı çizildi.
Milli güvenliğe tehdit
Bu durumun milli güvenliği tehdit edeceği vurgulandı. Savunma bürokratları, "Yazılımların içinde ne olacağını bilemezsiniz. Yarın üçüncü bir ülkeyle savaşa girdiğinizde ve bu ülke ABD'nin müttefikiyse, uçaklarınızı kullanamaz hale getirebilir. Savaştığınız ülkeye ait bir jetten ateşlenen füze, bizim savaş uçaklarımız tarafından 'düşman unsur' olarak algılanmayabilir" uyarısında bulundu.
Teknoloji transferi yapılamadı
■ Denizaltılarla ilgili teknoloji transferi yapılacağı yönündeki savunmaların gerçekçi olmadığı belirtildi. 1960'tan beri Türkiye'de Alman HDW firması ile birlikte Gölcük tersanesinde teknoloji transferi ile 14 tane denizaltı üretildiği ancak Türkiye'nin hâlâ kendi denizaltısını yapacak teknolojik kapasiteye ulaşamadığı kaydedildi. Güney Kore'yi örnek gösteren savunma sanayi uzmanları, teknoloji transferi ile aldığı 6 adet U214 sayesinde şu an Daewoo ve Hyundai tersanelerinde 3000 tonluk özgün denizaltıların üretildiği bilgisini verdi. Türkiye'nin alacağı denizaltılarla ilgili sözleşmede ise bazı alt sistemler dışında kendi özgün denizal-tısını üretmesi için gerekli olan teknoloji transferinin yer almadığı vurgulandı.