28 Ekim 2010
Eski Emniyet İstihbarat Daire Başkanı Uzun, bir TV programındaki “Şemdinli olayları sırasında Meclis’e hakkımda uydurma beyaski Emniyet İstihbarat Daire Başkanı Uzun, bir TV programındaki “Şemdinli olayları sırasında Meclis’e hakkımda uydurma beyanatlar veriyor” sözleri nedeniyle Yaşar Büyükanıt hakkında tazminat davası açt.
Şemdinli olayları döneminde Emniyet İstihbarat Daire Başkanı olan Sabri Uzun, eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral Yaşar Büyükanıt hakkında avukatı Fikret Kart aracılığıyla, Kadıköy Adliyesi’nde 7 Mayıs Ağustos 2010’da bin liralık manevi tazminat davası açtı. Davanın konusu, Büyükanıt’ın emekli olduktan sonra katıldığı bir TV programında söylediği “Şemdinli olayları sırasında Meclis’e gidip Emniyet İstihbarat Daire Başkanı benim hakkımda uydurma beyanatlar veriyor. Ben bunu ilgili makamlara ilettim ve hemen görevden alındı” şeklindeki açıklamalarıydı.
Büyükanıt’ın “uydurma beyanatlar veriyor” ifadesiyle Uzun’un kastedildiği ifade edilen dava dilekçesinde, bu yolla Uzun’un manevi kişiliğine yönelik saldırıda bulunulduğu, bu beyanla Uzun’un uydurma beyanatlar verebilecek bir kişilikte olduğunun iddia edildiğinin anlaşıldığı ifade edildi.
Dava dilekçesinde şu ifadeler yer aldı: “Beyanatın son kısmında ‘Ben bunu ilgili makamlara ilettim ve o adam hemen görevden alındı’ açıklaması ise, müvekkilin yine kişilik haklarına bir saldırı, nezaket kurallarını aşan ve aşağılayıcı anlam taşıyan bir beyandır... Sayın Başbakan Kanal 7 televizyonunda 6.04.2006 tarihinde sayın Nazlı Ilıcak ile yaptığı söyleşide, müvekkilimin görevden alınışının kendilerinin tasarrufu olduğunu ifade etmiştir. Bu ifade ile, konunun siyasi iradenin bir tasarrufu olduğunu açıkça belirtmiştir. Sayın Başbakan’ın bu açıklaması karşısında sayın davalı Büyükanıt’ın yıllar sonra vermiş olduğu beyanat, bir noktada gerçek olmaktan uzak olup tavır itibariyle aşağılayıcı bir davranışın sonucudur. Bu açıklama müvekkilimi manevi açıdan derinden yaralamıştır...
Duymuş bulunduğu manevi ıstırap nedeniyle müvekkilin davalıdan bin TL manevi giderim talebi bulunmaktadır.”
‘Zamanaşımı’ dediler ama...
Yaşar Büyükanıt’ın avukatı ise mahkemeye gönderdiği dilekçede, “Uzun, Şemdinli Komisyonu’na müvekkilim Büyükanıt hakkında açıklamalar yapmış ve kamuoyunun bildiği bilgi notunu sunmuştur. Büyükanıt da hakkında asılsız iddalarda bulunan biri hakkında haklarını aramıştır. 2006 yılında gelişen bu olaylar zaman aşımına uğramıştır” denildi.
Bunun üzerine Uzun’un avukatı, mahkemeye verdiği dilekçede, “Davamızın sebebi davalının 2006 yılında ilgililerle görüşmesi değil 08.05.2009 tarihinde 32. Gün programında müvekkile atfen ‘uydurma beyanatlar veriyor’ sözüdür. Bu nedenle zaman aşımı itirazı yersiz olduğu gibi davalı tarafın inkâr etmeyip vevap dilekçesinde de kabul ettiğine göre davacının uydurma beyanat verdiğini ispat etmesi gerekir” denildi. Ancak zaman aşımı talebini kabul etmeyen Kadıköy 4. Sulh Hukuk Mahkemesi, davaya devam ediyor.
Büyükanıt: Beni dinlediler
Eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral Yaşar Büyükanıt, 8 Mayıs 2009’da 32. Gün’de yaptığı açıklamada, Hakkâri’nin Şemdinli ilçesinde Umut Kitabevi’nin bombalanmasının ardından telefonlarının dinlendiğini belirtmiş, adres olarak da Emniyet’i göstermişti.
Hanefi Avcı ‘Cemaat komplosu’ demişti
Devrimci Karargâh adı verilen terör örgütüne yardım ettiği iddiasıyla tutuklanan Emniyet Müdürü Hanefi Avcı, “Haliç’te Yaşayan Simonlar Dün Devlet Bugün Cemaat” adlı kitabında konuyla ilgili şöyle demişti: “Yaşar Büyükanıt Paşa emekli olduktan sonra yaptığı bir açıklamada Sabri ağabeyi (İstihbarat Daire Başkanı) Başbakan’a söyleyerek aldırttığını açıklamıştı. Bence o zaman Yaşar Paşa’ya Sabri ağabey hakkında en ciddi bilgileri getirenler aslında en ciddi iğfal edicilerdi ama ne Yaşar Paşa ne de TSK bunları, bu yöntemleri asla anlayamadı. Yaşar Büyükanıt, Sabri Uzun’u görevden kendisinin aldırttığını zannetti ama aslında o sadece alınma sebebine bir perde olmuştu. Hem de kendisinin en fazla karşı çıktığı gruplara karşı hizmet eder bir tarzda.” (gazetevatan)