4 Temmuz 2003'te Süleymaniye'de 11 askerimize Amerikan askerleri tarafından gerçekleştirilen operasyonla ilgili ilginç bir iddia...
"Kuzey Irak'ın Süleymaniye şehrinde 11 Türk Silahlı Kuvvetleri mensubunun 4 Temmuz 2003'te Amerikan askerleri tarafından gözaltına alınmasıyla tarihe 'çuval olayı' olarak geçen skandal gelişme, iktidar partisini yıpratmaya çalışan ve dönemin Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök'ü istifa ettirmek isteyen Ergenekon yapılanmasından bağımsız değildi"
Bu çarpıcı iddia Yeditepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Emre Uslu'nun piyasaya yeni çıkan 'Derin Devletin Tehdit Haritası-Dün Kürtler Bugün Cemaatler' adlı kitabından.
Uzun yıllar Emniyet Genel müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü'nde çalışan Uslu, Karakutu Yayınları'ndan çıkan kitabında Ergenekon yapılanmasından, Kürtlerin ve cemaatlerin düşürüldüğü kumpaslara, Gazi olaylarının arka planından faili meçhul cinayetlere kadar derin devletin illegal eylemleri hakkında birbirinden ilginç tespitlere yer veriyor. 'Dün Kürtler, Bugün Cemaatler' adlı kitapta geçen en ciddi iddialardan biri ise 'Çuval Olayı' ile ilgili. Kitaba göre, o dönemde ülkede anti-Amerikancı propaganda yapan Ergenekon'un 'çuval olayı'nda parmak izi var.
PERİNÇEK ÇOK ÇALIŞMIŞ
Uslu, yaşandığı dönemde Türkiye'yi sarsan çuval olayı üzerindeki Ergenekon izini belirginleştiren bir diyaloga da kitabında yer vermiş. Çuval olayının hemen Süleymaniye'yi ziyaret eden bir Türk gazeteci, Aydın kod adlı bir binbaşı ve yanındaki askerlere Türkiye'deki durumu şöyle anlattı: "Haberiniz var mı bilmiyorum. Sizin gözaltına alındığınız ve dünya ile ilişkiniz olmadığı birkaç günlük süre içersinde Türk halkı ayağa kalktı. Durumu anlatmak için şu örneği verebilirim. Böylesi bir durum ancak Türk milli takım Kore'den dünya üçüncüsü olarak döndüğünde olmuştu." Bu ifadeler üzerine konuşan binbaşı ise şu ilginç ifadeleri kullandı: "Doğu Perinçek ağabeyimiz bunun için çok çalışmış" cevabını vermiş.
Özkök'ü istifa ettirme projesi
Çuval olayı ve derin yapılanma arasındaki bağlantıyı anlatan kitapta Ergenekon iddianamesinde geçen bir tespit de bulunuyor. "Ergenekon iddianamesi ve ek klasörlerinde Çuval Olayı'nın Ergenekon ile ilişkili bir operasyon olabileceğine ilişkin ilginç bilgiler bulunmaktadır" ifadesiyle başlayan bölümde şu tespit yer alıyor: "Örneğin Hayrullah Mahmud'dan ele geçirilen dokümanlardaki Hayrullah Mahmud imzalı taslak yazısında, 'ÇUWALL-Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök'ü İstifa Ettirme Projesi' başlığı altında Süleymaniye olayı ve bazı konular ile iddiaların bulunduğu..." Uslu kitabında çuval olayının Türk ve Amerikan askerleri arasında yaşanan gerilimli olaylardan sadece biri olduğunu belirtiyor. Kitaba göre çuval olayından kısa bir süre önce bir Türk albay Kuzey Irak'a Kalaşnikof gibi hafif otomatik silahları götürürken Amerikan askerleri tarafından gözaltına alınmış. Albay, Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök'ün girişimleri sayesinde serbest bırakılmış. Yaşanan olay kitapta "Özkök araya girerek Albay'ı serbest bıraktırdı" şeklinde anlatılıyor.
ÖZKÖK PLANI DEŞİFRE ETTİ
Özkök katakulliyi sezdi
Uslu, kitabında çuval olayından kısa süre önce gerçekleşen önemli bir ayrıntıyı aktarıyor. Hilmi Özkök’ün orada bir katakulli çıkartılacağını sezdiği için ‘Ne olursa olsun çatışmayacaksınız’ diye kesin emir verdiğini aktaran Uslu, bu emir nedeniyle zaten çatışma çıkmadığını söyledi. Neden karşı çıkılmadığının cevabının da bu emirde gizli olduğunu aktaran Uslu, Özkök’ün bu olayı el altından çözerek kendisini yıpratmaya yönelik hamleyi engellediğini belirtti. Çatışma olması durumunda Türkiye’nin NATO’dan kopmasının gündeme geleceğini aktaran Uslu çarpıcı bilgiyi ‘Çuvalın intikamı için Amerika’nın askerleri kaçırılacaktı’ başlığıyla şöyle anlatıyor:
Tuğgeneralin ısrarı
“O dönem Kerkük’teki Türkmenler’e insani yardım amacıyla Türkiye’den Kızılay konvoyları gönderiliyordu. Konvoyda bulunan eşyaların listesinin bir kopyası da BM yetkililerine veriliyordu. Bir süre sonra bu konvoylara hafif makineli silahlar da yerleştirilerek gönderilmeye başlanmıştı. Bunlar arasında kalaşnikof silahlar da vardı. Bu durumu öğrenen Amerikalılar’ın Türkler’i uyararak silah göndermemelerini istediği belirtiliyordu. İşin bu kısmını konuyu bilen Kürt ve Türk kaynaklara da doğrulattım. Bu talebi Silopi’de bulunan özel kuvvetlere ulaşmıştı. Ancak Tuğgeneral Abdullah Kılıçarslan’ın bu uyarıları dikkate almayıp silah göndermeye devam ettiği iddia ediliyordu. Burada bir Türk haber kaynağı ilginç bir saptamada bulunuyordu. Gönderilen silahlar zaten kalaşnikof türü silahlardı. Bu silahların en alası Kerkük’ ten 50 ve ya 100 dolara zaten bulunuyordu.
Albay Silopi’ye çekildi
Sahiden Irak için den çok uygun fiyatlara bulunabilecek silahlar neden Türk konvoyuyla gönderildi? Bu noktada bu kaynak ilginç bir ayrıntı daha veriyordu; ‘Çuval olayından birkaç hafta önce yine bir Kızılay konvoyu gidiyordu. Süleymaniye’de o dönem sorumlu bir albay vardı. Albay Kerkük’e giden yardım konvoyundan iki aracın yönünü Süleymaniye’ye çevirdi. O iki kamyonu Amerikalı askerler aradı ve silah buldu. Bunun üzerine Süleymaniye’deki özel kuvvetlerin başındaki albayı, Amerikalılar tutukladı. Kamuoyuna yansımayan bu olayın büyümesini Hilmi Özkök engelledi. Özkök araya girerek albayı serbest bıraktırdı. Amerikalılar albayı Irak’ta istemediklerini Ankara’ya bildirdi ve Albay Silopi’ye çekildi.