PAZARTESİ akşam saat 20.30’da 30 Ağustos Zafer Bayramı resepsiyonu için Ankara Merkez Orduevi’ne gittim.
Gece boyunca eski resepsiyonları düşündüm.
Farkı tek bir karede anlatamam.
Fakat tek bir cümle kurmam gerekirse şunu çok rahat söyleyebilirim: Türkiye’de sivil-asker ilişkileri tahminlerimizin ötesinde değişmiş.
* * *
Dört-beş yıl öncesinden bahsetmiyorum, geçen yıl gördüğüm manzara bile bundan çok farklıydı.
Başbakan Tayyip Erdoğan’ın Rize’de yaşanan sel felaketinden dolayı resepsiyona katılmamış olması değil kastettiğim.
O da var ama ötesi de var.
Her ne kadar Dışişleri’nden İçişleri’ne birçok bakan yerini almış olsa da hükümetten muhalefete belirgin bir katılım azlığı vardı gecede.
Sadece Erdoğan değil, Bahçeli ve Kılıçdaroğlu da yoktu resepsiyonda.
CHP’den bir Allah’ın kulunu görmedim.
* * *
Hadi onlar siyasetçi, peki ya iş dünyasına ne demeli?
Ne TÜSİAD ne TOBB ne TİM ne de Türkiye’nin önde gelen sanayici ve iş insanları.
Yok, yok.
Eskiden akademis-yenden sanatçıya kadar şöhretler karması gibi olurdu 30 Ağustos kutlamaları.
Bu yıl Erol Evgin’in hayli eğlenceli tematik sahne performansına rağmen pek kimse yoktu ortalıkta.
* * *
Sakın yanlış anlaşılmasın, “Niye sönük ya da az katılımlıydı” diye sorgulamıyorum.
Ama ne eskinin ihtişamı vardı ne de muktedirlere yaraşır katılım.
Gazeteciler açısından da her geçen gün anlam ve önemini yitiriyor bu tarz resepsiyonlar.
Aslına bakarsanız iyi ki de yitiriyor.
Eskiden komuta kademesi için her konuda ahkâm kesme ve sivilleri topa tutma platformu olarak kullanılıyordu 30 Ağustos Zafer Bayramı.
Önceki gece askerlerin ağzını bıçak açmıyordu.
Bırakın ülke siyasetine ilişkin demeç patlatmayı, ‘yazılmamak kaydıyla’ sohbetten bile kaçındı bazı generaller.
* * *
Aslında değişimi en net yeni Genelkurmay Başkanı Işık Koşaner sergiledi.
Etrafını saran gazetecilere seleflerinden farklı olarak “Boşuna uğraşmayın, benim dönemimde ayaküstü açıklama olmayacak” dedi.
“Yeni bir düzen kuruyoruz. Sizlere anında dönüp cevap verecek bir yapı oluşturuyoruz. Eğer sorularınıza o gün yanıt veremeyeceksek onu da belirteceğiz.”
Bir tek istisnası oldu ayaküstü konuşmamanın:
Genelkurmay İkinci Başkanı Orgeneral Aslan Güner o gün Taraf gazetesinde çıkan kendisiyle ilgili telekulak iddiasına açıklık getirmeye çalıştı. Konuyla ilgili jet soruşturmanın kendi isteğiyle açıldığını belirtti.
* * *
Aslına bakarsanız pazartesi açılan soruşturma da yaşanan değişimin göstergesi.
Genelkurmay İkinci Başkanı illegal bir dinleme sistemi kurmakla suçlanıyor, Genelkurmay haberi yapan gazeteyi ‘ihanet ve maksatlı olmakla’ suçlamak yerine hızla soruşturma açıyor.
Bunlar Türk demokrasisi açısından hayırlı gelişmeler.
Devir teslim törenlerinin sansasyonel haber değeri taşımadığı, resepsiyonların zafer coşkusu dışında politik mesaj amacıyla kullanılmadığı bir Türkiye hepimizin özlemi.
Peki ama sivil-asker ilişkilerinde yaşanan bu değişim diğer alanlarda da yaşanıyor mu?
* * *
Daha somut sorayım:
Genelkurmay, yasadışı dinleme iddiasıyla ilgili jet hızıyla soruşturma başlatırken
Hanefi Avcı’nın Emniyet İstihbarat’ta direkt adres göstererek ‘illegal dinleme yapılıyor iddiası’ İçişleri Bakanı Beşir Atalay tarafından neden soruşturulmuyor?
İddiaların doğruluğu ya da yanlışlığı ayrı mesele.
Önemli olan sivil-asker ilişkilerini daha şeffaf ve demokratik hale getirirken bir diğer bacakta sivil-emniyet ilişkisinde ‘kör noktalar’ bırakmamak.
Öyle değil mi Beşir Bey?