17 Eylül 2010 Cuma

Zıvanadan çıkmak / Erdal Şafak

Haklı bir talep ancak bu kadar itici duruma getirilebilir. Bir sivil toplum örgütü bu kadar kısa bir sürede ancak bu kadar sevimsizleştirilebilir.

"Bedelli askerlik" isteyenlerden söz ediyorum. Beyler bir süre önce bir platform oluşturdular. Taleplerini ve beklentilerini elektronik postayla medya mensuplarına, siyasilere, sivil toplum önderlerine göndermeye başladılar. Buraya kadar güzel. Hiçbir itirazım yok.

Ama... Beklentileri karşılanmayınca, hele hele Genelkurmay Başkanlığı'nın personel planlamasına göre en az 2016'ya kadar bedelli askerliğin mümkün olmayacağı anlaşılınca, onun ardından da herkese "Tek tip askerlik" çalışması başlatılınca, tam anlamıyla çığırından çıktılar.

Hangi birini anlatayım?
Referandum kampanyası boyunca bıkmadan usanmadan yağdırdıkları tehditleri mi?
Siyasi ve askeri kadrolara hakarete varan öfkelerini mi?
Türk Silahlı Kuvvetleri'nin manevi şahsiyetine dil uzatma cüretlerini mi?
En iyisi "Son marifetleri"nden birkaçını aktarayım:
"10 yılı aşkın zamandır bedelli askerlik ne zaman gündeme getirilse, asker ve askerin kuklası Milli Savunma Bakanlığı tarafından tek tip askerlik bahanesi öne sürülüp, 5 milyon vatandaşımızla adeta dalga geçiliyor, mağduriyetler devam ettiriliyor."
"Bedelli askerlik bekleyen milyonlarca askerlik yaşı geçmiş vatandaşımız görmezden gelinerek tek tip askerlik uygulamasına geçilmesi saçmalıktır."
"Ülke gelişimindeki en büyük engel, Silahlı Kuvvetler'in zorunlu askerlik diretmesidir.
TBMM, Silahlı Kuvvetler'in bu anlamsız taleplerinin önünü kesecek kararlarla asker devlet değil, sivil devlet mantığıyla ülkeyi yönetmelidir."

"Milli Savunma Bakanlığı askerin gölgesinden kurtulmalı, bedelli askerlik yasası ile 5 milyon vatandaşımızın mağduriyeti çözüme ulaştırılmalıdır."
"Terör ile bedelli askerliğin eş tutulması kadar saçma ve mantıksız bir düşünce olamaz."
"Adeta terörün faturasının bedelli askerlik bekleyen 30 yaş ve üstü vatandaşlarımıza ve ailelerine kesilmesi, bir ülkenin kendi vatandaşına yaptığı en büyük kötülüktür."
"Genelkurmay, TSK ve hükümet işbirliği içinde kendi öz vatandaşının üzerinde en büyük terörü uygulamaktadır."
"Bedelli askerlik yasası milyonlarca vatandaşımız için Genelkurmay'ın keyfine bırakılmayacak kadar hayati bir konudur."
Daha kampanya döneminde "Bedelli yoksa evet de yok" şantajıyla oyalananlar, kendilerini aldatanlar var.
Daha referandum geçtikten sonra "Bedelli yoksa seçimde oy da yok" diye yeni şantajlar üretenler var.
Daha komutanlara ağızlarına geleni söyleyenler var.
Daha her elektronik iletiyi günde elli kez, yüz kez, bin kez göndererek, e-mail kutumda önünü alamadığım bir mesaj kirliliğine yol açanlar var.

Ey bedelciler; yeter artık. Mesaj terörünüzden bezdim. Yüzlerce meslektaşım da benimle aynı durumda.
İster titreyin, ister zıplayın, ister perende atın, ne yaparsanız yapın ama artık kendinize gelin.
Dedim ya; başlangıçta hak verilebilecek bir talep kısa sürede ancak bu kadar sevimsiz hale getirilebilir, bir sivil toplum hareketi bu kadar şirretleşebilir.