23 Eylül 2010 Perşembe

Hakkari'deki Eylemlerin Perde Arkası

Gazeteci Şamil Tayyar, PKK'nın uyuşturucu merkezi konumunda olan Hakkari'de birden eylemlerin artmasının perde arkasını anlattı...

Gazeteci-yazar Şamil Tayyar, Hakkari'nin çok önemli bir uyuşturucu kaçakçılığı güzergahı olduğunu belirterek, kaçakçılık sebebiyle çok fazla eylemin olmadığı o bölgelerde eylemlerin artmasında, uyuşturucu kaçakçılığı konusunda bozulan mutabakatın önemli rolü olabileceğini söyledi.

Cihan Haber Ajansı muhabirine konuşan Star Gazetesi Ankara Temsilcisi Şamil Tayyar, her ne kadar PKK'nın ilk eylemleri Şemdinli, Eruh ile başlasa da zaman içerisinde Hakkari'den terörün kendisini soyutladığının görülebileceğini ifade etti.

O bölgelerde uyuşturucu trafiğinin daha stabil bir ortamda gerçekleşmesi gerektiği için çok fazla eylem olmadığının altını çizen Tayyar, şöyle dedi: "Devlet içindeki bazı unsurlar ile PKK arasında sanki orada örtülü bir mutabakat vardı. Çünkü orada bir trafik akıyor. Eğer orası bir savaş alanına dönerse uyuşturucunun daha rahat geçmesi çok mümkün olmaz. Susurluk sürecinde 'Yüksekova Çetesi' ortaya çıkarılmıştı, içinde bazı askerler de vardı. Bazı helikopterlerin uyuşturucu kaçırdığına ilişkin çok ciddi iddialar gündeme gelmişti. PKK'nın da uyuşturucudan ciddi bir pay aldığını artık herkes biliyor. PKK artık çok kazandıran uluslararası bir holding haline gelmiştir, uyuşturucu da çok önemli gelir kaynaklarından birisidir. Son dönemde açıkçası şunu düşünmeye başladım; Hakkari bölgesinde eylemlerin bu kadar yoğunlaştırılması; acaba uyuşturucu trafiğinin akışını değiştiren bir takım ciddi sıkıntılar mı var ki çatışmalar yoğunlaşıyor? Bunu sadece hani son dönemde PKK'nın masada ağırlıklı rol alma talebi, bir takım boykotlarla derinleştirdiği kültürel eğitim taleplerinin güçlü bir şekilde ortaya koyma düşüncesiyle birlikte, bu uyuşturucu kaçakçılığıyla ilgili bozulan mutabakatın önemli bir rolü olabilir. Orada bir şeyler ters gidiyor. PKK'nın da devlet içinde uyuşturucu işine bulaşmış kesimlerin de çok arzu ettiği bir durum değil. Çünkü orada ne kadar çok çatışma olur, ne kadar savaş olursa bu trafik akışı çok normal olmaz. Orada uyuşturucu rantıyla ilgilide ciddi bir savaş olduğu anlaşılıyor. Bu savaşın tabi uluslararası bir takım bağlantıları da var. Bazı istihbarat örgütlerinin de bu süreçte ciddi rol aldığını söylemek mümkün."

"AMERİKA PKK'YI BARIŞA VE SİLAH BIRAKMAYA ZORLUYOR"
Terör örgütü PKK'nın Amerika tarafından barışa ve silah bırakmaya zorlandığını dile getiren Tayyar, Amerika'nın 2011 sonlarına doğru Irak'tan tümüyle çekileceğini, çekilirken de Irak'ın istikrarının sağlanmasını arzu ettiğini söyledi.

Irak'ta yıllardır devam eden savaşta çok kan döküldüğünü ve toplumun üçe bölündüğünü ifade eden Tayyar, bölgenin istikrara kavuşturulmasında Türkiye'ye çok önemli rol düştüğünü belirtti. Türkiye olmaksızın, Amerika'nın barış projesini gerçekleştirmesinin çok güç olduğunun altını çizen Tayyar, bunun Türkiye'nin de "hayır kardeşim ben oynamıyorum" diyebileceği bir proje olmadığını vurguladı.

Bölgede istikrarın sağlanmasında en en kazançlı çıkacak ülkelerden birisinin Türkiye olduğuna dikkat çeken Tayyar, şöyle devam etti:

"30 yıldır devam eden bir süreç ve artık Türkiye'nin canı yanıyor, bu işi çözmek istiyor. Amerika ve Türkiye'nin bu bölgenin yeniden dizayn edilmesinde örtüşen çabaları var. Bir işbirliği halindeler, MİT müsteşarının Amerika'da olması da bu bağlamda değerlendirilebilir. Peki bu barışı PKK'yı tasfiye etmeden nasıl sağlayacaksınız? PKK'nın tasfiye olması lazım. Amerika da 'evet tasviye edelim' diyor. Ama 'bir şekilde örgüt taban tuttu. Hitap ettiği bir toplumsal karşılık var. Onları da siz bir takım taleplerini yerine getirirseniz daha kolay, daha az sancılı bir şekilde bu süreç atlatılabilir.' Dolayısıyla PKK'nın da bir şekilde içine dahil edilmeye çalışıldığı bir süreçten geçiyoruz. O nedenle PKK burada bir eylemsizlik kararı alıyor ama buna kendisi de muhtaç. Aksi halde PKK, bu uzlaşmadan kaçar ise o da şunu biliyor; Kandil'de hiç biri rahat oturamaz. Ameraka'ya, CIA'ye, MOSSAD'a rağmen PKK'nın Kuzey Irak'ta varlığını sürdürmesi asla mümkün değil. Bu sürece ister istemez bölgedeki Kürt unsurlar da destek veriyor, hem Barzani hem Talabani. Çünkü onlar da devlet olmaya çok yaklaştıkları bir dönemde PKK yüzünden bu şansı kaybetmek istemiyorlar. Onlar da sürece pozitif katkı sunma çabası içindeler. O nedenle bu dönem, gelecek yıl sonuna kadar bir şekilde biçimlendirilmek isteniyor. Eğer aksi giderse, ters giderse Amerika'nın da bölgeye ilişkin menfaatlerine halel gelmiş olur. Onun için buna izin vermez. O yüzden PKK'nın da eli çok rahat değil."