8’inci Cumhurbaşkanı Turgut Özal’a otopsi tartışmalarını, o dönem GATA Komutanı olan ve cenaze ile mumyalama işlemlerinin başında bulunan emekli Tümgeneral Ömer Şarlak’a sorduk.
Anılarını “Kışladan Kampüse Gülhane Askeri Tıp Akademisi Komutanı ve İnönü Rektörü’nün Anıları” adlı bir kitapta toplayan Şarlak, “Otopsiye aileden itiraz geldiği doğru değil, biz teklif etmedik ki. Hepimiz kalp krizine kilitlendik, zehirlenmeyi aklımıza getirmedik, otopsi yapmalıydık” dedi.
Milas’ın Ören beldesinde yaşayan emekli Tümg. Ömer Şarlak, emekli Binbaşı, Fırat Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sarsılmaz’ın, Turgut Özal’a otopsiye ailesinin karşı çıktığı iddiasının doğru olmadığını söyledi. Bugün hâlâ tartışılan otopsi meselesini şöyle anlattı: “Aileye biz otopsi teklif etmedik ki, aile hayır yapılmasın desin. Rahmetlinin o akşam yıkanıp kefenlenmesini istediler. Gönlümden bu işlemi Diyanet İşleri Başkanı’nın yapması geçiyordu, iki defa teklif ettim aileye, ‘Bu gece yapılsın’ dediler. Korkut Özal’a, oğlu Ahmet Özal’a, Semra Hanımefendi’ye, hepsine sordum.
O gün, Rıfkı Finci ve o zaman doçent olan Ömer Günhan geçici tahnit yapılması gerektiğini bildirdiler. Bu kararı Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Kemal Yamak Paşa ile görüşüp ailesine ulaşarak açıkladım. Şarlak Paşa biz size güveniyoruz, bizim adımıza siz bulunun, ne gerekiyorsa yapınız oldu. Mumyalama için ailenin müsadelerini aldık.
Krize kilitlendik
Rahmetli önce Hacettepe’ye götürülmüştü, oradan GATA’ya getirildi. Cenaze Hacettepe Tıp Fakültesi’ndeyken orada Rektör Yüksel Bozer var, Özal’ın özel doktoru kardiyoloji Profesörü Hilmi Özkutlu var. Hepimiz kalp krizine kilitlendik. Büyük ihtimalle de kalp kriziydi. Zehirlenme aklımıza gelmedi. Hayatımda en çok üzüldüğüm olaydır. Otopsi yapsaydık bu tartışmalar olmayacaktı.