Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, tek tip askerlik konusunun hükümetten önce Genelkurmay Başkanlığı tarafından dile getirildiğini belirterek, ''Keşke bu dile getirilmeseydi. Kendi yaptıkları çalışmayı hükümete sevk etseler, hükümetin de onaylaması halinde Meclise sevk edildiği zaman bunun üzerinde konuşulsaydı'' dedi.
Arınç, Habertürk televizyonundaki ''Hayatın İçinden'' programına katılarak, soruları yanıtladı. ''Tek tip askerlik konusunda AK Parti içinde farklı görüşler var. Siz ne diyorsunuz? Siz tek tip askerlik konusuna karşı mısınız? Rafa kaldırıldı mı?'' sorusu üzerine Arınç, ''Ben tek tipin her türlüsüne karşıyım. Tek tip kıyafet de olmaz'' karşılığını verdi. Eskiden cezaevlerinde ''Tek tip giyinmek istemiyoruz'', ''Tek tip konulmak istemiyoruz'' diye isyanlar çıktığını ifade eden Arınç, şöyle konuştu: ''Demokrasilerde tek tip diye bir şey olmaz, olmamalı. Çoğulculuk esastır, farklılıklar esastır ve farklılıkların zenginlik olarak toplum içinde kabul görmesi esastır. Şimdi oradan yola çıkarak demek istiyorum ki, tek tip askerlik konusu Genelkurmay tarafından ya da Genelkurmayı temsil eden organlar tarafından dile getiriliyor. Bu askeri bakımından gerekli bir düşünce sayılabilir. Yani onlar şunu düşünebilir; 'Farklı statüde askerlik yapılıyor. Bu askerlik eğitimine ve disiplinine zarar veriyor, dolayısıyla bizim çok sayıda asker kaynağımız var. Biz bunları belli bir süreyle aynı eğitimden geçirmeyi çok daha doğru buluyoruz' diyebilirler. Zaten söyledikleri de bu. Bu konuda bir hazırlık yaptıklarını da ifade ediyorlar.''
-''HÜKÜMETİN BENİMSEDİĞİ BİR KANUN TASARISI ANCAK MECLİSE GÖNDERİLEBİLİR''-
Arınç, ancak Türkiye'yi yöneten, ülkeyi yöneten bir hükümetin bulunduğunu, Genelkurmay Başkanlığının da hükümete karşı sorumluğu bulunduğunu kaydederek, sözlerine şöyle devam etti: ''Yani şunu söylemek istiyorum. Sadece Genelkurmay Başkanı, sadece bir kuvvet komutanının 'Bana göre şöyle olması gereklidir' sözü, eğer bir kanun çıkarılacaksa, hükümet bunu benimseyecekse, hükümet bunu bir tasarı olarak Meclise sevk edecekse o zaman bir siyasilerin karar vermesi lazım. Yani hükümetin benimsediği bir kanun tasarısı ancak Meclise gönderilebilir. Şu anda bize gönderilen bir taslak, bir çalışma yok. Eğer Milli Savunma Bakanlığı kanalıyla bize bir taslak gelirse biz hükümet olarak üzerinde çalışırız ve uygun buluyorsak Meclise sevk ederiz, uygun bulmazsak Meclise sevk etmeyiz. Hatta değiştirebiliriz, hatta tamamen reddedebiliriz, tamamen benimseyebiliriz de... Daha bu aşamada değiliz.''
-''KEŞKE BU DİLE GETİRİLMESEYDİ''-
Askerlik ve af gibi konuların toplumda hemen karşılık bulduğunu aktaran Arınç, telefonlarının günlerdir susmadığını bildirdi. İnsanların 2 şeyi merak ettiğini dile getiren Arınç, şunları kaydetti: ''Bir tanesi, uzun askerlik yaptığını düşünen birisi 'Askerlik kısalıyor mu? Ben hemen terhis olabilecek miyim?' diye soruyor. İkincisi 6 aylık askerliğe gitmiş, 'Eyvah bir seneye çıkacak. Bizim askerliğimiz uzayacak mı?' diyorlar. Bunlara hiç gerek yok aslında... Yani tek tip askerlik hükümetten önce Genelkurmay Başkanlığı tarafından dile getirildi. Keşke bu dile getirilmeseydi. Kendi yaptıkları çalışmayı hükümete sevk etseler, hükümetin de onaylaması halinde Meclise sevk edildiği zaman bunun üzerinde konuşulsaydı. Bir defa tek tip konusu ifade edildiği kadarıyla tahsile bakmaksızın, yani okuryazar olmasıyla, üniversite mezunu, hatta doktora, yüksek lisans, mastır olması hatta doçent, profesör olması arasında hiçbir fark etmeksizin 12 ay askerlik yapılması diyelim. Böyle bir şeye mantıkla yaklaşmak mümkün değil.''
Arınç, okuma ve yazması veya ilkokul mezunu olan bir delikanlıyla, üniversitede halen ders veren bir doçentin aynı eğitime tabi tutulmasının, aynı sürede askerlik yapmasının çok mantıklı, çok doğru, makul gelmediğini belirterek, ''Ancak bunun gerekçelerini herhalde izah edecekler. Kafa karıştırmayalım. Bakanlar Kurulu'na gelen bir taslak yok, bu taslak üzerinde bir çalışma yok. Bunun kısa sürede de çıkıp çıkmayacağını soranlara 'Hayır. Kısa bir sürede böyle bir düzenleme çıkmayacak.' Bunun üzerinde fazla bir spekülasyon yapmayalım. Çünkü hakikaten gençlerimize yazık olmasın, onların ümitlerini söndürmeyelim ya da onlara lüzumsuz endişeler yüklemeyelim'' şeklinde konuştu.