Önümüzdeki genel seçimler sonrasında oluşacak TBMM'nin gündeminde yeni bir Anayasa'nın yapılması da bulunacak.
Haklar ve özgürlükler alanında daha çağdaş açılımların, bu yeni Anayasa'da ağırlık kazanacakları tahmin edilebilir.
Bir de çok somut sorun var çözüm bekleyen.
Bunu "Milli Savunma Bakanlığı ile Genelkurmay Başkanlığı arasındaki ilişkiler" şeklinde belirleyebiliriz.
Bir başka deyişle Milli Savunma Bakanlığı'nın Genelkurmay Başkanlığı'nın sekretaryası olması durumu herhalde kesin biçimde ele alınıp, bu ilişki doğru zeminine oturtulmalıdır.
Son basınla buluşmasında Başbakan Erdoğan'ın "Askerlik" konusundaki açıklamasını görmüşsünüzdür.
"Bedelli askerlik" üzerindeki soruya şu cevabı verdi Başbakan:
-Konu Milli Savunma Bakanlığı ve Genelkurmay'da değerlendirilme aşamasında. Bu konuyla ilgili çalışmalarını yapıyorlar. Tek tip askerlikten bedelli askerliğe kadar. Hazırlıklar bittikten sonra kendileriyle konuşacağız kararımızı vereceğiz. Şimdi bir de gazete arşivlerine bakalım.
Örneğin "Bedelli askerlik" konusundaki olumsuz açıklamalar uzayıp gider.
Buna karşı yurtdışında çalışanlar için bedelli askerlik hep var.
-Türkiye'deki insanların işlerini kaybetmeleri önemsiz de, yurtdışında çalışanlar işlerini kaybederlerse milli menfaatlerimiz mi zedelenir?
-1999 depremi sonrasında herkes için bedelli ve kısa süreli askerliğin uygulanması sonucu, Türkiye'nin savunma gücü mü zayıfladı?
Böyle sorular sayısızdır.
-En fazla bir ay süren temel askerlik eğitimi ötesinde profesyonel kadrolar dışındaki askerler, insan sayısı dışında, bu mesleğe hangi katkılarda bulunur?
- Bir ordunun profesyonel askerliğe geçişini yıllarca konuşup, hâlâ bir noktaya gelememek, bir zaaf değil midir?
-Askerlik süresinin uzun olması yüzünden yoklama kaçağı ve bakaya sayısı artarken, "Tek tip askerlik" denilerek kısa sürelerin de uzatılmasının planlanması bu soruna çözüm getirir mi?
Başbakan Erdoğan'ın bu tür durumlara eskisinden farklı yaklaşmasını bekliyoruz.