21 Şubat 2011 Pazartesi

Ata’ya şikâyetim var / Demiray Oral

Cezaevindeki komutan eşlerinin örgütlendikleri platformun adını “Vardiya Bizde” koyduklarını okuyunca, aklıma askerde tuttuğum “üç–beş nöbetleri” geldi nedense. (Öğlen değil, sabaha karşı).
Askerdeki ifadesiyle “en ıstırap” nöbet saatidir üç - beş...

Uykunun en şahane yerinde kalkarsın, küçük bir kulübenin içinde iki saat çapraz tutuşta dağları seyredip geri döner ve bir daha yatamazsın.
Çünkü koğuşun kalkmasına zaten dakikalar kalmıştır...

Vaziyeti edebî anlatmak için şairin dizelerine takla attırırsak:
“Gecenin üçüdür en kötü zaman, bahse girerim / düşünün: sabah çok yakın / oysa ışıltı yok ortalıkta / neredeyse gece bitmiş ama sürmekte karanlık...” diyebiliriz.

Ama en iyisi uzatmayalım. Askerlik hatıratına sardırınca kadınların müsait bir yerde indikleri tecrübeyle sabit olduğundan derhal mevzuumuza dönelim.
Dönelim de, bu mevzu denen şey bugün yazıda var mı yok mu bütünüyle şüphedeyim.

O “güzel insan”dan esinlenerek, “İsteyen gidip mevzua üye olabiliyormuş; nerede bu mevzu, gideceğim üye olacağım” demek geliyor içimden...
Fazla dağılmadan yürüyelim, komutan eşlerinin peşinden Aslanlı Yol’un merdivenlerinden çıkalım.

Hanımefendiler ilk vardiyalarında, Ata’ya şikâyete gitmişler, ki buna hiç itirazım olmaz.
Hatta ben de bu şikâyet müessesini kullanmak istiyorum.

Alkollü araba kullanıp iki yüz küsur lira cezayı bana ödettikten sonra borcunu aylardır ödemeyen kadim dostu Vatoz’u...
Fizan’da oturduğumuz gerekçesiyle 50 liradan az sipariş verirsem eve paket servisi yapmayıp beni aç bırakan pizzacıyı...
En şahane beyaz gömleğimi üstüne nemli bez koymadan ütüleyip transparan haline getiren eşimi...

Garajdaki park yerimi kapmayı hobi haline getiren komşumu...
Ata’ya şikâyet etmek istiyorum.

Müsaade var mıdır acaba?
Hayır yok, çünkü bunlar benim son derece bayağı ve kişisel sorunlarım mı?
Nasıl ya, Ata’ya şikâyet edebilmem için illaki eşimin darbecilikle mi suçlanması mı gerekiyor?

Nasıl ya, kendi memleketinde kaos yaratmaya çalışıp insanları öldürme planı yapmak, garajdaki park yerimin kapılmasından daha mı seviyeli bir suçlama?
Nasıl ya, çuvallar dolusu darbe planı Vatoz’un yediği trafik cezasından daha mı masum bir belge?

Ya Ata’ya şikâyet müessesesini kullanmam için önümü açın...
Ya da birisi çıkıp Ata hangi tür şikâyetlere bakıyor açıklasın...
Ayrıca bir istirhamım daha var.

Vardiyacı hanımlar, Anıtkabir Özel Defteri’ne de hislerini yazmışlar, ki o defteri okumayı senelerdir tutkuyla istemekteyim.
Müsaade çıkarsa şayet, şikâyetlerimden arta kalan zamanımda bu hayalimi de gerçekleştiririm.

Emeği geçen herkese minnettar kalacağımı şimdiden arz ederim.
***