25 Şubat 2011 Cuma

Asıl iç tehdit bu / Ali Akkuş

Savcı soruyor: Bu videodaki görüntüler size mi ait? Evet diyor adam. Ya görüntüdeki kadın? Eşim... Aynı sorular kadına da yöneltiliyor.
Mahrem görüntülerin yer aldığı çekimlerden haberlerinin olmadığını söylüyor her ikisi de. Onlar şimdi müşteki. Kritik görevde bulunan onlarca subayın eşiyle ya da başka kadınlarla olan görüntülerini ele geçirmişler. Görüntüleri, 'Pazarlamacılarımızdan ve organizatörlerden gelen çok kıymetli müşteri bilgileri' diye depolamışlar. Aynı tezgâh Ergenekon soruşturmasında da deşifre olmuştu. Yargıtay'da görevli 92 yargıcın mahrem görüntülerini çekmişti birileri. Lakin yüksek yargıçlar şikâyetçi olamamışlardı. Şimdi 68 tane müşteki var. İnsanların zafiyet ve mahremiyetinden hareketle devletin mahrem bilgilerinin pazarlandığı bir ihanet var ortada. Sanıklar arasında tuğamiral, albay, yarbay, tabip binbaşı, yüzbaşı ve üsteğmen gibi her rütbeden ve her birimden subay var. Savunma Sanayii'nin uluslararası ilişkiler daire başkanı bile zanlı durumunda. Türkiye'nin terörle mücadelede başka ülkelere bağımlı kalmamak için üzerinde çalıştığı ne kadar proje varsa çetenin ilgi alanında.
Emniyet birimlerine yapılan fuhuş çetesi ihbarı ile başlayan soruşturmaya ilişkin 56 sanıklı iddianame mahkeme tarafından oybirliği ile kabul edildi. İddianameyi okuyan şunu soruyor: Bu kadar çok sanığı ve şikâyetçisi olan bir organizasyonu, TSK neden fark edemedi? Ordu içinden 165 bin gizli belge çıkarılırken TSK'nın İstihbarata Karşı Koyma Birimi ne yaptı? Millete karşı tuzak kuranları, Heronların görüntülerine rağmen şehitlerimizin yardımına gitmeyen komutanları da ihbar mektubuyla öğrenmişti Türkiye. Şimdi hepsi hâkim karşısında. Suçlananlar yerine, ihbarda bulunanların soruşturulması, bu tür yapıların TSK içinde rahat çalışmasına sebep oluyor sanki. Örneğin fuhuş ve casusluk zanlıları birbirlerine, internete askerî birliklerden girmeyi tavsiye ediyor. Neden?
Şu anda her şey iddia aşamasında. Kararı hâkimler verecek. Fakat, elde edilen delillerin, sanıkların konuşmasıyla uyuşması ve kurumlardan alınan teyitler iddianamenin çok güçlü olduğunu gösteriyor. İlginç istatistikler var. Mesela sanıkların verilerinden hareketle, askerî personelden kaç kişinin hangi zafiyetinin olduğu belirlenmiş. "PKK'ya bilgi aktarma, kadına düşkün, çocuk istismarcısı, paraya tapar, Rum sevgilisinin her dediğini yapar..." bunlardan birkaçı. 'Muzır neşriyat' kategorisine girecek onlarca zafiyet tek tek sıralanmış. Sıradan bir vatandaşın, vatan, millet, namus, aile, ar, haya gibi kutsal bulduğu değerlerle bağdaşmayan şeyler söz konusu.
Genelkurmay çıkan belgelerde, 'yabancı ülkelere yarar sağlayacak bilgiler var' diyor. Komuta kademesinin bu iddianameyi iyi analiz etmesi gerekiyor. 165 bin belgeyi dışarı çıkaranların askerî personelde gördüğü zafiyeti, karargâh nasıl görmedi? Bunu tartışmalılar. Çünkü iddianamenin ortaya koyduğu yapı, milli güvenlik için asıl iç tehdidi oluşturuyor.