24 Şubat 2011 Perşembe

'Çevik Bir'in Ergenekon ve Balyoz soruşturmalarında isminin geçmeyişini hayretle izliyorum'

28 Şubat post-modern darbe sürecinde Genelkurmay Başkanlığı Mobil Destek Komutanlığı'nda görevliyken, bu karanlık dönemde görevinden uzaklaştırılan eski Astsubay Kıdemli Üstçavuş Bayram Koçdoğan, mağduriyetinin giderilmesini bekliyor. Darbe planlarının soruşturmasını dikkatle takip eden Koçdoğan, 28 Şubat'ın baş aktörlerinden biri olduğuna şahit olduğu dönemin Genelkurmay 2. Başkanı Çevik Bir'in Ergenekon ve Balyoz soruşturmalarında isminin geçmeyişini hayretle izlediğini söyledi. Koçdoğan, Çevik Bir'in irtica ile mücadele adına özel birlikler kurdurduğunu, bu birliklerin dinleme ve gözetleme cihazları ile donatılması için küp kağıtlara yazdığı yazılarla gayri resmi emirler verdiğini anlattı. Koçdoğan, "Bu kurulan birliklere alınan malzemelerin bir kısmı da benim görev yaptığım birim üzerinden o birliklere teslim edilmiştir." dedi.

Yüksek Askerî Şura (YAŞ) kararlarında 'disiplinsizlik' gerekçesiyle haksız yere ordudan uzaklaştırılan subay ve astsubaylar, iade-i itibarlarını almak için TBMM'ye gönderilen tasarının yasalaşmasını bekliyor. Anayasa değişikliği ile birlikte mağduriyetlerinin giderilmesini isteyen YAŞ mağdurlarından biri de 28 Şubat 1997 YAŞ kararları ile ordudan ihraç edilen eski Astsubay Kıdemli Üstçavuş Bayram Koçdoğan, 28 Şubat 1997 post-modern darbe sürecinde Genelkurmay Mobil Destek Komutanlığı'nda görevli bulunan subay Bayram Koçdoğan, Genelkurmay komutanlığında birçok haksız uygulamaya maruz kaldığını anlattı. 1986 yılında Orduda göreve başlayan Koçdoğan, 1991 yılında dünyaya gelen ilk çocuğunu askeri hastaneye götüren başörtülü eşinin hakaretler duyduğunu söyledi. Koçdoğan, şöyle konuştu: "Eşim sarılık hastalığından dolayı çocuğu götürünce Kıdemli Binbaşı, sağlık muayene fişini sormuş. Hanım da çocuğun bir aylık olduğunu, muayene fişlerinin yapılmak üzere verildiğini henüz yetişmediğini söyleyince doktorda şu cümleyi sarf etmiş: 'Başını kapatacağına gözünü açaydın da sağlık muayene fişini hemen çıkartaydın' demiş. Hakaret içeren sözler sarf etmiş. Öğleden sonra aradı, telefonda ağlıyor. Merak etme dedim. Eve geldim hanımın ağlamak gözleri kıpkırmızı olmuş. Sabrettim, insanın aklına birçok şey geliyor. Benim yaşadığım ilk olumuz olay buydu."
"EŞLERİMİZİN ÜÇ ADET AÇIK FOTOĞRAFINI İSTEDİLER"
Batman Hasankeyf ilçesinde 2,5 sene terörle mücadelede görev yaptıktan sonra istediği yere tayin olma hakkı kazanan Koçdoğan, tayinini Ankara'ya istediğini, Genelkurmay, Mobil Destek Komutanlığı'ndaki bir birimde görevlendirildiğini ifade etti. 4,5 sene Genelkurmay Mobil Destek Komutanlığında görevli olduğunu belirten Koçdoğan, Genelkurmaya gelmesinden 1,5 sene sonra bütün subaylardan eşlerinin 3 adet fotoğrafının istendiğini anlattı. "Tabi biz meseleyi kavramıştık. 28 Şubat sürecinin içindeydik." diyen Koçdoğan, "Biz TSK'ya girdiğimizde eşleriniz kapalı olamayacak, örtülü olamayacak şeklinde hiçbir şey tebliğ edilmemişti. 28 Şubat sürecine kadar TSK'da böyle bir şey yaşamamıştık." dedi. Refah-Yol hükümetinden sonra bu durumun hat safhaya ulaştığını kaydeden Koçdoğan, eşinin mevcut olan 3 adet fotoğrafını verdiğini, şube müdürünün çağırarak, 'Genelkurmay'ın böyle bir fotoğrafı kabul etmiyor' dediğini söylediğini belirtti. Koçdoğan, uyarı karşısında açık fotoğraf vermeyi kabul etmediğini belirterek, istenilen fotoğrafları vermediğini dile getirdi.
'ÇEVİK BİR KÜP KAĞITLARLA GAYRİ RESMİ EMİRLER VERİYORDU'
28 Şubat sürecinin merkezinin Genelkurmay olduğunu savunan Koçdoğan, sürecin başında olanların başını dönemin Genelkurmay 2. Başkanı olan Çevik Bir'in çektiğini ifade etti. 'Çevik Bir' isminin Ergenekon, Balyoz ve Darbe soruşturmalarında geçmeyişini hayretle takip ettiğini ifade eden eski Astsubay Kıdemli Üstçavuş Koçdoğan, "28 Şubatın mimarıydı bunlar. Özellikle Çevik Bir, Genelkurmay 2. Başkanı olarak bu işin başında olan bir komutandı. O zaman Çetin Paşa, istihbarat daire başkanıydı." dedi.
Koçdoğan, Çevik Bir'in hem PKK ile hem de irtica ile mücadele etmek amacıyla özel birlikler kurduğunu kaydederek, "Bu birlikler kuruldu. İnsanları fişleyen, evleri gözetleyen, geriden çoluk çocuğunun fotoğrafını çeken, böyle rezil işleri yapan bunların kurduğu birliklerdi. Bu işlere vesile olan, bunları kurulmasının emrini veren de Çevik Bir'di. Ne enteresandır hala hayret ediyorum, hala çözemedin, birçok şeyi çözdük, anladık ama Çevik Bir'in bu davalarda ismi geçmemesi beni çok düşündürüyor." ifadelerine yer verdi.

"ÇEVİK BİR ÖZEL BİRLİKLER KURDU"
Sözde irtica ile mücadele adına alınan malzemelerin bir kısmının görev yaptığı birim üzerinden sağlandığını belirten Koçdoğan, "Ben bizzat şahidim, bu kurulan birliklere alınan malzemelerin bir kısmı da benim görev yaptığım birim üzerinden o birliklere teslim edilmiştir. Bunların kaydını tutan bir görevliyim ben. Bunları çok iyi bilmeme rağmen, Çevik Bir ortada yok. Hala da çözmüş değilim." şeklinde konuştu. Kurulan birliklerin özel birlikler olduğuna işaret eden Koçdoğan, elemanların özel olarak seçildiğini, her türlü gözetleme, dinleme aletleri ile donatıldığını söyledi. Koçdoğan, kurulan özel birlikleri şöyle anlattı: "Birlikler özel birliklerdi. Subay, Astsubaylardan kurulan. PKK için kurulanlar da Kürtçe bilenler. İrtica ile mücadele için kurulanlar da seçilmiş elemanlar. Bunlar genelde sivil kıyafetli, her türlü dinleme, gözetleme, kabiliyetine sahip cihazlarla donatılan birliklerdi."


Dönemin Genelkurmay 2. Başkanı Çevik Bir'in küp kağıtlara yazdığı yazılarla gayri resmi olarak özel birliklere malzeme alım emrini verdiğini kaydeden Koçdoğan, "Bu malzemelerin alım emrini veren de Çevik Bir paşaydı. O zaman küp kağıtta Çevik Bir'in birçok notları vardı. Kendi el yazısı ile. Resmi yazı yerine, böyle ufak kağıtlara yazıp, bunu alın, bunu verin, bunu yapın şeklinde notları vardı. Ben şaşırıyordum. 2. Başkandan nasıl böyle bir şey geliyor. Sonra anlıyor insan. Bunlar tabi çoğu, bazı yerlerde, bazı belgelerin altında duruyordur ama. Çevik Bir Paşa ile şahsi hiçbir şeyimiz olmamasına rağmen 28 Şubat sürecinin mimarıdır. Kendisi de bunu ifade etmiştir." diye konuştu.

"KARARTILMIŞ BELGELER GÖNDERİLDİ"
Bilgi edinme yasası kapsamında atılma nedenini öğrenmek üzere Genelkurmay Başkanlığı'na başvurduğunu söyleyen Koçdoğan, 11 sayfalık belge geldiğini 10,5 sayfasının karartılmış olduğunu söyledi. Koçdoğan, "Hakkımızda ne düzenlediler, hangi belgeleri düzenlediler onlar hususunda bir bilgimiz yok. Bilgi edinme kanunu çıktıktan sonra ilgili belgeleri istedim. TSK'dan ilişiğimizin kesilmesine istinat olan hangi belgeler nelerdir. Bunları gönderin diye. Sağ olsunlar bize göndermişler ama 11 sayfa, 11 sayfanın 10,5 sayfası simsiyah. Her tarafını karartmışlar. O belgelerden hiçbir şey anlayamadım." şeklinde konuştu.