Taha Akyol, HABERTÜRK TV'DE Didem Arslan Yılmaz'a konuştu
Gazeteci Taha Akyol, 28 Şubat sürecinde yaşananları, Orgeneral Çevik Bir ve Aydın Doğan arasında yaşananları HABERTÜRK TV'de Gün Ortası programında anlattı.
"Medya, irticai tehdit olduğu konusunda hem cumhuriyet eğitimden aldığı önyargılarla, biraz da habercilik heyecanıyla ve koalisyon hükmetine karşı olmanın verdiği bir siyaset duygusuyla 28 Şubat sürecinde çok kötü bir sınav vermiştir. Bunun içerisinde direnenler, eleştirenler, mağdurlar olmuştur. Direnenler olmuştur, direndiği için işlerinden atılanlar ya da atılmak tehdidiyle karşı karşıya gelenler olmuştur. Bunlardan birisi benim, birisi de şuanda Habertürk Gazetesi'nde yazan Umur Talu'dur."
"Çevik Bir, Aydın Doğan'a telefon açarak Genelkurmay'a çağırıyor. Genelkurmay Başkanlığın'da Karadayı karşılıyor, diyor ki "Türkiye'de büyük bir yeşil tehlike var. Bunda medyaya büyük görevler düşüyor. Biz medyanın yeterli duyarlılığı gösterdiği kanaatinde değiliz. Çevik Bir Paşa, benim adıma sizinle görüşecek.' 28 Şubat süreci başlamıştı, MGK olmuştu, 1997 yılının Mayıs-Haziran aylarında olabilir. Yan odaya geçiyorlar, Çevik Bir Paşa ve Aydın Doğan beraber yemek yiyorlar. Duvarda bir harita var, yeşile boyanmış. Diyor ki, 'Sizin gazetede şu yazarlar irticaya destek veriyorlar, ordu düşmanlığı yapıyorlar. Bunları işten çıkaracaksınız.' Bu listenin içinde ben varım, Yalçın Doğan var, o zaman Genel Yayın Yönetmeni olan ve ordunun hoşlanmayacağı manşetler atan Derya Sazak var, Umur Talu da var. Aydın Bey listeye bakıp diyor ki, 'bunları işten çıkarmam. Zor dönemlerde, asker sıkıştırınca gazeteci atan bir patron olamam.' Onun üzerine Çevik Bir diyor ki, 'O vakit bir subay göndeririz, gazeteyi o yönetir'. Aydın Doğan da 'peki yarın gönderin' diyor. Sertleşen ortamın sonunda Çevik Bir üslup değiştiriyor. 'Siz irticanın farkında değilsiniz. Bütün yazarları toplayın, 28 Şubat'a karşı çıkan ve sempati duyan bütün yazarlarıyla bir öğlen yemeği yiyelim. Türkiye'nin nasıl yeşilleştiğini, yüksek yargıya anlattığım gibi yazarlara da ben anlatırım' diyor. Çevik Bir'le birlikte yemek yedik. Bütün yazarlar var, sadece Umur Talu, protesto etmek için gelmedi..."