1 Şubat 2011 Salı

Ah Çetin Paşa ah! / Abdurrahman Dilipak

Askeriyede parlak isimlerden biri olarak öne çıkan bir isimmiş Çetin Paşa..

Bütün zekasını ve mesaisini bu darbe planları tüketmiş.. Yoksa “TSK’da önü açıktı” diyorlar. Hitabet, mantık, çok iyi de, bu ecinnilerin arasına karıştıktan sonra işler değişmiş.. Kendini dağıtmış, disiplinsizlik etmiş, üstlerini tehdit ettiği, ağza alınmayacak laflar ettiği iddia ediliyor.

Mahkemede, “bütün bunları ben yaptı isem, sorumluluğu kabul ediyorum, o zaman bunları niye burada tutuyorsunuz” diye şecaat arzederken bile zekası, darbeci kişiliğine yenik düşüyor..

Aslında suçüstü oldular. Paniklemiş vaziyetteler ama, renk vermemeye çalışıyorlar..

Çetin paşa, kararlılık ve cesaret gösterisi yaparak askerlerinin çevresinden dağılmasını önlemeye çalışıyor gibi sanki.. Ben buradayım derken, aslında bir vefakarlık örneği veriyormuş gibi yapıyor. Kendisini feda ediyor, ama arkadaşlarını ele vermiyor güya!

Çetin paşa mı damadını bu işlere bulaştırdı, damadı mı onu bu kötü yollara düşürdü bilmiyorum ama, kim yaptı ise iyi yapmamış.. Yahudi Lobisinin önde gelen, ABD’deki İslam dünyasına karşı şahinler arasında adı geçen bir kişi ile söz ve eylem birliği içinde olmak, ulusalcılar için nasıl anlaşılır ve kabul edilebilir bir durum, onu da bilmiyorum doğrusu.. Bu gün Doni Doğan’ın, Doğan da Doni’nin sırtında bir kambur gibi duruyor. Hele de Tunus’tan sonra Mısır devriminin ardından..

Oysa kimse kendisine tüm bunları tek başına yaptığını söylemiyor.. Bu mümkün de değil zaten. On binlerce sayfayı, değil tek başına kendisi, bu kadar fişlemeyi onlarca değil, öyle birkaç yüz kişi de yapmış olamaz.. Çetin Paşa, “çetin ceviz” ama bu iş tek başına onun altından kalkacağı bir iş değil.

Çetin Paşa “söz dinlemedi”. Ben 2003’te “Paşalar söz dinlemezse” diye, başlarına ne geleceğini o zaman yazdım. Ama o Kılıç ve Tolon paşa ile birlik olup beni mahkemeye verdiler. Yıllarca askeri mahkemede yargılandım..

Hiç bu işlerin bu noktaya geleceğini düşünmediler..

Sanık olmak nasıl bir duygu, ben 40 yıldır biliyorum bunu. Çetin Paşa ilk kez tadıyor..

Şimdi Balyoz belgeleri arasında örneğini gördüğüm, Atatürk Cumhuriyeti ile irticanın kıyaslandığı afişleri ilk kez, Hasdal kışlasının nizamiyesinden içeri girince müracaat bölümünde görmüştüm..

Bunlar gelir geçer. İnsan ömrü ne ki! Bir de bu işin ilahi adalet günü var. Asıl hesap burada..

Bu gün, yıllardır, JİTEM var mı, yok mu onu tartışıyoruz. Daha Mumcu cinayetinin arkasındaki derin gerçeği bile resmen öğrenemedik. O gün gizli kalacak bir bilgi de yok..

Birileri için gelecek günler, geçen günleri aratacak.. Artık internet var. Vicdan zonklamasına karşı birileri tanıklıklarını artık bu vesile ile kitlelere ulaştırabilir..

Şimdi diyorlar ki, “imza yok”. Evet tarih ve sayı numarası da yok.. Her şey hazır, düğmeye basıldığında hiç vakit kaybetmeden ne lazımsa yapılacak. Hem zaten “yakalanılır, belgeler ele geçirilirse, plan tatbikatı yapıyorduk” diye bu iş tevil edilmeyecek miydi?.

Başka iddialar da var. Efendim, 2003 tarihli belgede, sözü edilen kişinin 2004 yılında yeni başladığı ünvanı kullanılmış. Dosyaları inceleyenler göreceklerdir. İki ihtimal var. Bir 2008’e kadar ölen, emekli olan, istifa edenlerle ya da terfi edenlerle ilgili bilgiler güncellenmiş.. Bir diğer bilgi de, adam mesela daire başkanı, onun operasyon başlamadan başka bir stratejik göreve kaydırılması için ne lazımsa yapılması istenmiş.. Yani asıl görevi orada. “Müzahirler” listesinde aynı durumda olan bir sürü kişi var.. Yani süreç başlatılmış, ama nihai darbe için tarih belirlenmediği için belli aşamadaki işlemlerin, iş emirlerinin tarihleri, no ve imzaları atılmamış.

Bazı fişlemelerdeki isimlere baktım.. Tanıdığım isimler var. Birçok bilgi doğru. Doğum tarihi yanlış.. Bana sanki, kriptolanmış gibi geldi.. Yani mesela adı A ile başlayanlar 5 yıl büyük yazılmış, B ile başlayanlar 5 yıl küçük gibi. İsimlerinin baş harfi yanlış olanlar için de, sanki şöyle bir fişleme yapılmış gibi. Benim adım Abdurrahman Dilipak. Nasıl kodlarsınız A.D.. Şöyle düşünelim. Gerçek isimlerin baş harflerinin bir sonrasını yazalım mesela. O zaman beni B.E. diye kodlarsınız..

Buna benzer formüller hazırlanmış gibi geldi bana.. Doğan Paşa zekidir. Bu işleri bilir. Yahudi lobisinin güvenilir isimlerinden biri onun damadı olduğuna göre, hem CIA’dan hem de MOSSAD’dan bu konuda destek almış olmaları da mümkün..

Bana kalırsa eğer darbecilik aklını başından almamışsa, yaptığı o konuşmalar, bilgili, akıllı birinin söyleyeceği şeyler değil.. Keşke, akıllarını kullanıp, daha fazla ısrar etmeden gerçeği söyleseler. Çünkü mızrak artık çuvala sığmıyor. Tahmin ediyorum, onlar inkara saptıkça birileri önlerine daha fazla bilgi ve belge koyacak. Tanıklar çıkacak.. İtiraf etseler, özür dileseler, belki milletin vicdanında sığınacakları bir yer bulabilirler.. Gerçek herkes için en iyi olanıdır.. Selam ve dua ile.