13 Mart 2012 Salı

Komutandan hesap sorma! / SEDAT GÜLMEZ

YAŞ’zedeler önce sevindi, sonra şaşırdı. Çünkü mağduriyetlerini gidereceği söylenen kanunda hâlâ bazı noktalar muğlâk. Tabii bir de sıkıntılara yol açanları “koruyan”, “dosyalardan belge çıkarma” hükmü var!
 
Bir günde işsiz kaldılar! “Neden?” diye sordular, cevap alamadılar. “Suçsuzum!” haykırışları hep havada kaldı. Bazen en yakınları dahi şüpheyle yaklaştı: “Gerçekten hiçbir şey yapmadın mı?” Ekmek derdi bir yana en çok bühtanlar büktü bellerini… 12 Eylül 2010 Anayasa Referandumu ile umutlandılar. Yüksek Askerî Şûra (YAŞ) kararları önündeki yargıya kapalılık ilkesi değişiyordu. Gasbedilen hakları geri verilecek, yıpratılan itibarları düzeltilecekti. Fakat 10 Mart 2011’de 926 Sayılı TSK Personel Kanunu ile 6191 Sayılı Sözleşmeli Erbaş ve Er Yasası’na eklenen geçici 32. maddenin içeriği heveslerini kırdı. Çünkü maddî mağduriyetler tam manasıyla gideril(e)miyor. Daha vahimi ise çektikleri sıkıntının müsebbipleri ilgili maddenin “ı” fırkasıyla korumaya alınıyor! “Bu kişilerin sicil dosyalarında yer alan, Türk Silahlı Kuvvetleri’nden ilişiklerinin kesilmesine esas tüm bilgi ve belgeler, herhangi bir müracaat aranmaksızın hükümsüz sayılarak dosyalarından çıkarılır ve herhangi bir işleme esas alınmazlar.” Kısacası, bir YAŞ mağduru, “Benim ‘kovulmama’ ilişkin bilgileri kim toplamış, hangi esaslara dayandırmış?” diye yetkili makamlara başvursa hiçbir karşılık bulamayacak. Çünkü dosyalarında ne isim görebilecek ne de imza! Hâsılı Millî Savunma Bakanlığı’nın (MSB) resmî kabulüyle 1518 YAŞ’zedenin hayatını “devlet” adına karartanlar keyfî uygulamalarının varsa hukukî müeyyidesiyle karşılaşmayacak…

Avukat Mehmet Katar, YAŞ’zede 130 subay ve astsubayın vekilliğini yapıyor. 20 Mart’a kadar hummalı bir çalışma içinde. O gün Yüksek Askerî Şûra mağdurlarına hak iadesi öngören geçici 32. maddenin yetersizliği gerekçesiyle isteyen müvekkilleri adına MSB’ye başvuracak. 60 günde cevap alamazsa Askerî Yüksek İdare Mahkemesi’nin kapısını çalacak. Yegâne hedefi adaletin tecellisi: “Bu insanlar yıllarca maddî ve manevî sıkıntı çekti. Sonra kamuoyu desteği ve mevcut iktidarın inisiyatifiyle bir adım atıldı. YAŞ kararlarına yargı yolu açıldı. Akabinde ilgili kanunlara eklenen geçici 32. madde ile bazı haklar geri verildi. Nedir bunlar? Emsalleri statüsünde özlük hakkı, şartı oluşanlara emeklilik ve buna bağlı ikramiye hakkı, isteyenlere ‘sivil’ kurumlarda 65 yaşına kadar çalışma imkânı, ayrıldıkları tarihin rütbesiyle kimlik hakkı, silah hakkı, sosyal haklar gibi… Ama bazı noktalarda hâlâ sıkıntı var…”

Mesela sigorta primi konusu… Geçici maddede yer aldığına göre ilişiklerin kesildiği tarih ile kanunun yürürlüğe girdiği dönem arasını ödeme, ilgili kuvvet komutanlığının uhdesinde. Ancak söz konusu süreçte SSK ve Bağ-Kur şeklinde bunu kendi cebinden ödeyenler var. Mehmet Katar, talep edilecek üç husustan birincisi diye açıklıyor bunu. Yani ödedikleri paraların geri alınması. Diğeri ise 15 yılı doldurmadan atılanlardan alınan öğretim tazminatı. “Adamı önce kovuyorlar, sonra da ‘Sana şu kadar masraf ettik, öde bakalım.’ diyorlar. Hayli de yekûnlu bu paralar. Bunların da iadesi talep edilecek.” Sonuncusu ise tardedilenlerin alamadıkları maaş farkı… “Diyelim ki maaşı 1000 TL iken adamı attılar. Ama hemen iş bulamadı. Ya da buldu da 200-300 veya 700-800 TL’ye... İşte 1000 TL’lik asker maaşları ile aradaki farklar da hesaplanıp talep edilecek.” Söz konusu üç ana konu Avukat Katar’ın ifadesiyle müvekkillerinin arzusuna bağlı. Peki, hepsi isteyecek mi?

Mevzuya genel bir bakış yok. Bir grup, “Bu para kimden alınacak? Devletten… Yani milletten… Yok, arkadaş buna girmeyelim. Hayır, bize zulmedenlerin cebinden çıkacaksa tamam ama devletin, milletin kazancıyla dolan kasadan çıkacaksa hiç lüzumu yok.” diyor. İkinciler, “Benim hakkım, sonuna kadar gideceğim.” kararlılığında. Üçüncüsü, “Malî durumum iyi değil. Bir de kazanamazsak…” korkusu yaşıyor. Dördüncüler ise “Artık bu meselenin kıyısından köşesinden geçmek istemiyorum. Ne hâlleri varsa görsünler, yeter ki bana bulaşmasınlar.” halet-i rûhiyesinde…

Ya YAŞ’zede, atılmalarına onay veren kuvvet komutanı ve devrin genelkurmay başkanı hakkında dava açmak isterse… “Aslında mümkün… Hatta sadece o da değil, eşi de açabilir. Çünkü mağduriyeti fazlasıyla onlar da yaşadı. Ama aradakiler daha önce de söylediğim gibi zor. Çünkü dosyalardan çıkartılıyor belgeler. Kanun böyle düzenlendi. Geçmişi temizlemeye bağlıyorum bunu. Kanun çıkacaktı; benim kanaatim, TSK böyle bir sonuç çıkmasın diye bu maddeyi koydurdu. Evraklar dursaydı; kim sorguladı, hangi raporu kim hazırladı hepsi ortaya çıkardı.”

Nihayet son aşamada kimi YAŞ mağdurları haklarını arayacak. Davalar açılacak. Hem maddî hem manevî. Belki birçoğu da kazanacak. Kendilerine ödemeler yapılacak. Devlet, kanunla kabul ettiği, “Kabahat var”ın cezasını ödeyecek… Fakat işi bu noktaya getirenler yine ortalıkta görünmeyecek, bir defa daha devlet ile millet karşı karşıya gelecek…

Ya kanun dışı kalan mazlumlar?

Millî Savunma Bakanlığı’nın (MSB) başvurular neticesinde YAŞ mağduru kabul ettiği kişi sayısı 1518. Adaleti Savunanlar Derneği’nin (ASDER) Aralık 2009 itibarıyla ilan ettiği sayı ise 1655 subay ve astsubaydı. Üstelik dernek o dönem yıllara ve şûra dönemlerine göre dağılımı da yapmıştı. Mesela, 1990’da 47 subay ve 143 astsubay ordudan ihraç edilmiş. Bir sonraki yıl 19’a 78. 1992’de 13’e 48. Ama zirve 1997 ve 1998’de. 1997 Mayıs Şûrası’nda 80 subay, 81 astsubay… Ağustos Şûrası’nda 76 subay ve astsubay… Aralık’ta ise 60 subay ve astsubay ki toplam 297 kişi. Bir sonraki sene ise Mayıs’ta 162, Ağustos’ta 24 ve Aralık’ta 86 subay ve astsubay atılmış. 2000’lerde de süren “ayıklama” tablosunda bazı seneler şöyle: 2001: 11 subay, 70 astsubay; 2003: 20 subay ve astsubay; 2005: 15 subay ve astsubay; 2007: 61 subay ve astsubay ve 2009: 5 subay ve astsubay…

Tabii bir de işin kanun kapsamı dışında kalanlar var. Bunların sayısı da azımsanacak gibi değil. Yine ASDER’in verilerine göre tablo şu şekilde: Kararname mağduru (Dosyası YAŞ’a gitmeden Genelkurmay Başkanı imzası ile ilişiği kesilenler) 733. Bunun da 600’ü 12 Mart 1971 ila 12 Eylül 1982 arası. Kalanı da 12 Eylül 1982 ila 12 Mart 2011 arası. Bir diğer sınıf, askerî öğrenciler: 526 kişi... 447’si 12 Eylül 1980 ila 29 Temmuz 1983 arası. 79’u da 29 Temmuz 1983 ila 12 Mart 2011 arası. Uzmanların sayısı ise 73. Ayrıca emekliliğe zorlanan 60 şahıs var. 27 Mayıs 1960 ila 12 Mart 1971 arasında kalanlar da 847 kişi. Kısacası toplam 2239 mağdur!