Eski
Uzman Çavuş Büyükşahin, Cumhurbaşkanlığı makamına yazdığı dilekçede
'Çocuklarımı koruyun' diyerek çarpıcı itiraflarda bulundu.
Temizöz, Kayseri'ye Gül'ü takip için geldi
Büyükşahin, Temizöz'ün 2008 yılında Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ü takip amacıyla Kayseri İl Jandarma Komutanlığı'na atandığını ileri sürdü.
"Sayın Cumhurbaşkanım" diye başlayan dilekçede, "Albay Cemal'in çok geniş bir suç örgütü vardır. Onların içine sızdım, suç da işlemiş olabilirim. Bizzat şahsınıza ve AKP'yi suçta takip etmek amacıyla Cemal Temizöz'ün Kayseri'ye geldiğini, Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü'ndeki ifademde verdim. Ben adının Ergenekon olduğunu bilmediğim bu yapılanmayı 20 yıl öncesinden tanır bilirim. Sizden tek talebim çocuklarımın korunmasıdır." ifadeleri kullanıldı.
Ahmet Büyükşahin'in dilekçesinde yer alan ifadelerle Gölcük Donanma Komutanlığı'nda 6 Aralık 2010'da ele geçirilen dokümanlardaki bilgiler de benzerlik gösteriyor. Donanma'da ele geçirilen bir belge, cuntanın istediği isimlerin 2008 şûrasında kritik illere atandığını ortaya koydu. 9 No'lu DVD'deki tayin ve terfilerle ilgili doküman, cuntanın Türkiye genelinde nasıl yapılandığını gösteriyordu. '(1)BERECELİ\ÖZEL DOSYALARIM' isimli belgede Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün ailesinin fişlenmesine yönelik çalışma yapacağı için Albay Cemal Temizöz'ün Kayseri'de görevlendirilmesi isteniyordu. Ve nitekim dönemin Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt'ın güvendiği isim olarak tavsiye edilen Temizöz, 2008'de Kayseri İl Jandarma Alay komutanı yapıldı. Ancak, Diyarbakır'da görülmeye başlanan faili meçhuller davası kapsamında tutuklandı.
Cemal Temizöz, Diyarbakır'da görülen faili meçhuller davasında 9 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis talebiyle yargılanıyor. İddianamede, sanıkların TCK'nın 'adam öldürmek', 'cürüm işlemek için teşekkül oluşturmak' ve 'adam öldürmeye azmettirmek' suçlarından cezalandırılmaları isteniyor. Temizöz'ün 1993'te Cizre'de 'terörle mücadele ediliyor' görüntüsü altında 'korucu, itirafçı ve uzman çavuşlardan bir grup oluşturduğu', 'söz konusu grubun, süreç içerisinde asli görevinden ayrılarak, terör örgütü PKK'ya yardım ettiğinin değerlendirildiği ya da özel sebeplerden dolayı gözaltına aldıkları kişileri sorguladığı' anlatılan iddianamede, grubun bu sorgulanan kişilerden bir kısmını öldürdüğü öne sürülüyor.
Büyükşahin, Temizöz'ün 2008 yılında Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ü takip amacıyla Kayseri İl Jandarma Komutanlığı'na atandığını ileri sürdü.
"Sayın Cumhurbaşkanım" diye başlayan dilekçede, "Albay Cemal'in çok geniş bir suç örgütü vardır. Onların içine sızdım, suç da işlemiş olabilirim. Bizzat şahsınıza ve AKP'yi suçta takip etmek amacıyla Cemal Temizöz'ün Kayseri'ye geldiğini, Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü'ndeki ifademde verdim. Ben adının Ergenekon olduğunu bilmediğim bu yapılanmayı 20 yıl öncesinden tanır bilirim. Sizden tek talebim çocuklarımın korunmasıdır." ifadeleri kullanıldı.
Ahmet Büyükşahin'in dilekçesinde yer alan ifadelerle Gölcük Donanma Komutanlığı'nda 6 Aralık 2010'da ele geçirilen dokümanlardaki bilgiler de benzerlik gösteriyor. Donanma'da ele geçirilen bir belge, cuntanın istediği isimlerin 2008 şûrasında kritik illere atandığını ortaya koydu. 9 No'lu DVD'deki tayin ve terfilerle ilgili doküman, cuntanın Türkiye genelinde nasıl yapılandığını gösteriyordu. '(1)BERECELİ\ÖZEL DOSYALARIM' isimli belgede Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün ailesinin fişlenmesine yönelik çalışma yapacağı için Albay Cemal Temizöz'ün Kayseri'de görevlendirilmesi isteniyordu. Ve nitekim dönemin Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt'ın güvendiği isim olarak tavsiye edilen Temizöz, 2008'de Kayseri İl Jandarma Alay komutanı yapıldı. Ancak, Diyarbakır'da görülmeye başlanan faili meçhuller davası kapsamında tutuklandı.
Cemal Temizöz, Diyarbakır'da görülen faili meçhuller davasında 9 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis talebiyle yargılanıyor. İddianamede, sanıkların TCK'nın 'adam öldürmek', 'cürüm işlemek için teşekkül oluşturmak' ve 'adam öldürmeye azmettirmek' suçlarından cezalandırılmaları isteniyor. Temizöz'ün 1993'te Cizre'de 'terörle mücadele ediliyor' görüntüsü altında 'korucu, itirafçı ve uzman çavuşlardan bir grup oluşturduğu', 'söz konusu grubun, süreç içerisinde asli görevinden ayrılarak, terör örgütü PKK'ya yardım ettiğinin değerlendirildiği ya da özel sebeplerden dolayı gözaltına aldıkları kişileri sorguladığı' anlatılan iddianamede, grubun bu sorgulanan kişilerden bir kısmını öldürdüğü öne sürülüyor.