21 Mart 2012 Çarşamba

Şehit cenazesini takip ettirmediler / Tarık Toros

Yüreğimiz yandı. Afganistan’da helikopter kazasında şehit olan 12 askerimiz için dün ilk tören Ankara Mamak’taki 4’üncü Kolordu Komutanlığı’na bağlı Barış Gücü Tugay Komutanlığı’nda düzenlendi.

Cumhurbaşkanı, TBMM Başkanı, Başbakan, Genelkurmay Başkanı, CHP Genel Başkanı, bakanlar, kuvvet komutanları, milletvekilleri bu törendeydi.

Barış Gücü Tugay Komutanı Tuğgeneral Mehmet Karadayı şehit ailelerine hitaben, "Evlatlarınız bizlerin de evladı, kardeşi" dedi. "Türkiye, Büyük Önder Atatürk’ün dünyanın bir başka yerinde olan rahatsızlığın giderilmesinin hepimizin ortak sorumluluğu olduğu, yurtta barışın cihanda barıştan ayrılmayacağı prensibiyle bugün dünyanın sorunlu bölgelerinde dünya barışına katkı sağlamaktadır" diye de devam etti.
Ne kadar doğru... "Yurtta barış" cihanda barıştan ayrılmayacak bir prensip.

Kapıda tutulan gazeteciler

Ne yazık ki yukarıdaki bilgileri kendi haber merkezimize bağlı arkadaşlarımızdan almadım. Türk Silahlı Kuvvetleri’ne akredite ajanslardan yararlandım. Çünkü benim arkadaşlarım bu törene sokulmadı. Barış Gücü Tugayı, adına yakışmayan bir tutum sergiledi.

Genelkurmay, 15 yıldan uzun bir süredir medyanın önemli bir bölümünü askeri törenlere veya programlara almıyor.

Maalesef... Bugün Gazetesi, Kanaltürk, Bugün TV, Zaman gazetesi, Samanyolu TV, Samanyolu Haber TV, Kanal 7, Ülke TV, Taraf gazetesi, Akit gazetesi... Ve buraya sıralayamayacağım kadar uzun bir liste var, Genelkurmay’a akredite olmayan.

Arkadaşlarımız 4’üncü Kolordu Komutanlığı nezdinde girişimde bulundular, Genelkurmay’dan izin istendi. Cevap verilmedi.

Samanyolu TV canlı yayın ekibi, sabah cenaze törenini takip etmek için Kolordu’ya gitti. Kapıdan çevrildiler. Girişte beklemelerine bile izin verilmedi, karşı kaldırıma gönderildiler.

Medya, üç maymunu oynuyor

Daha önce... İki muhabiri Başbakanlık’ta akredite problemi yaşadı diye ortalığı ayağa kaldıran medya grupları, uzun yıllardır bu çifte standardı görmezden geliyor. Basın meslek örgütleri, her gün "tutuklu gazeteci listesi"ni güncelliyor, bu hukuksuzluğun kenarından bile geçmiyor.

Televizyon programlarını "Silivri Mahallesi"ne çeviren yapımcılar, görmüyor, duymuyor...

Resmi kanallar tıkalı. Yol alamıyoruz.

Askerin tavrı ortada.

Merak ediyorum, Milli Savunma Bakanı bu konuda ne düşünüyor?

Dün bu adaletsizlik, basına karşı menfi tutum gelişirken bir girişimde bulunuldu mu?

Bulunulduysa ne oldu?

Ata’nın kabrine bile almıyorlar

Biz, akredite değiliz deyip Genelkurmay ve onun sahasına giren haberleri hiç görmezden gelmedik. Ajanslardan, gazetelerden takip edip haberleştirdik. Hiçbir zaman da açık bir saygısızlık, tanımazlık yapmadık.

Ama tanınmadık. Medya listelerinde yok sayıldık.

Biliyor musunuz?.. Atatürk’ün kabrine, Anıtkabir’e bile alınmıyoruz. Anıtkabir Komutanlığı izin vermiyor. Oradan yaptığımız canlı yayınlar, ajans kaynaklı... Kendi kameralarımız kapıda bekliyor.

Türk Ordusu dünyanın dört bir yanında görev yapıyor.

Niye?

Komutan açıkladı, "Yurtta barış dünyada barış."

"Dünyada barış" için Bosna’dan Afganistan’a kadar çeşitli coğrafyalara askerler yolluyoruz.

Peki "Yurtta barış" için ne yapıyoruz?