Davaların içeriğine girmek istemesem de, Ergenekon'u ve Balyoz'u itibarsızlaştırma çabaları karşısında buna mecbur kalıyorum. Dünkü Hürriyet'te "Deprem Dede Balyoz'da" başlığıyla karşılaştım. Habere göre, Birinci Ordu'daki seminere Ahmet Mete Işıkara'nın yanı sıra, vali yardımcısı Ali Cafer Akyüz ile Ali Müfit Gürtuna da katılmıştı; İstanbul depremi öncesi/ sonrası alınacak önlemler tartışılmıştı. Haberi okuyan vatandaş, "Vali'nin, Belediye Başkanı'nın, deprem uzmanının iştirak ettiği toplantıda darbe hazırlığı mı yapılırmış?" diye düşünebilir. Gazetenin amacı, Balyoz davasını itibarsızlaştırmak değil elbette. Ama ister istemez o haber, yukarıda belirttiğim tarz yorumlara yol açabilir. Oysa bu davayı yakından takip edenler, depremle ilgili görüş alışverişinin bir kamuflaj olarak kullanılması ihtimali üzerinde duruyor.
Hatırlayalım: Çetin Doğan, Balyoz belgeleri gazetelere yansıyınca, Haber Türk televizyonuna çıkmış, kendisine niçin vatandaşların alınıp bazı tesislerde, misafirhane ve statlarda toplanacağı sorulmuştu. O da, amacın, insanları depremden korumak olduğunu, bu hususun Belediye Başkanı'nın da katıldığı bir toplantıda görüşüldüğünü söylemişti.
Halbuki, ses kayıtları dinlendiğinde, meselenin depremle bir ilgisi bulunmadığı anlaşılıyor. Ses kayıtlarında, Çetin Doğan'a tekmil veren komutan şöyle diyor: "Harekâtın üçüncü safhasında, geçmişte irticai, yıkıcı ve bölücü faaliyetlere karıştığı tespit edilen şahıslar gözaltına alınacak. Gözaltına alınan ve tutuklananlar, başlangıçta Üsküdar bölgesinde Burhan Felek tesislerinde, Ümraniye'de Netaş misafirhanesinde, Kadıköy'de Fenerbahçe stadyumunda toplanacak ve bilahare sorgulanmak üzere Ümraniye Kapalı Cezaevi'ne götürülecek. Jandarma ve polis sorgulama timleri vasıtasıyla sorgulanacaktır."
Plan Semineri'nde belki bir gün, belki yarım gün Akyüz, Gürtuna ve Işıkara'nın katılımıyla deprem üzerinde konuşulmuş olabilir. Ama diğer günlerde, irticai, yıkıcı ya da bölücü faaliyette bulunanların ne şekilde toparlanıp, cezaevine götürülecekleri hususu tartışılmıştır. Çetin Doğan, önce Haber Türk'te bunun "deprem senaryosu" olduğunu söyledi. Sorgulanma ve tutuklanma meselesi ortaya çıkınca "Bu bir jenerik senaryodur" demeye başladı.
Hürriyet gibi geniş kitlelere hitap eden bir gazete, haberin detayına özen göstermeli, yanlış izlenimler doğuracak yayınlar yapmamalı.