30 Mart 2012 Cuma

Balyoz ve gerçekler (5) / Mehmet Baransu

Balyoz ve gerçekler yazı dizimize bir günlük aranın ardından kaldığımız yerden devam edelim. Bundan önceki dört yazımda Balyoz darbe planlarının 2003 sonrası güncellendiğini anlatmış ve Çetin Doğan ve avukatlarının gerçek dedikleri ses kayıtlarından güncellemeyle ilgili örnekler vermiştim. Planların sürekliliğinden bahsetmiş, güncelleme bilgisinin de yine sanıklardan bazılarına ait olduğunu belirtmiştim. Bugün güncellemeyle ilgili dosyadaki sayısız örneklerden ikisini daha verip, yarın teknik ve içerik konularıyla ilgili çelişkileri anlatmaya çalışacağım. Güncellemelerin ardından 2003’teki bir dosyanın, 2007’de hazırlanmış gibi, üstelik yazı karakterinin de otomatik olarak nasıl değişebileceğini, Microsoft’tan aldığımız bilgiler ışığında anlatacağım.

Güncellemeyle ilgili ses kayıtlarının yer aldığı Balyoz İddianamesi’nde, çarpıcı bir kayıt var. Konuşan kişi perdede Çetin Doğan’a slaytlar eşliğinde yapılacak hazırlıklardan bahsediyor. Ancak bazı bölümleri atlıyor.
 Önce kaydı dinleyip, ardından bu çarpıcı bölümün altını çizelim:
“Komutanım, genel olarak aynıyız yaklaşımda. Ufak tefek rakamlarda oynamalar var. 15’e geçin. (15 no’lu slayta geçiyorlar.) Komutanım bununla ilgili olarak da sabah da arz edildi. Bu bilgiler Kara Kuvvetleri Komutanlığı’nın bu konuda yayınlanmış emrine istinaden ve oradaki hususlar GÜNCELLEŞTİRİLEREK yerine getirilmektedir. Konunun hassasiyeti ve bilgilerin yüksek gizlilik derecede kişiye özel gizlilik derecesinde olması nedeniyle takdime dahil edilmemiştir. Ancak bunlar dosyada, bu bilgilerimiz mevcuttur. GÜNCELLEŞTİRME faaliyetleri devam etmektedir. 22 lütfen.”

Burada 15. slayttan direk 22’ye geçiliyor.

Çetin Doğan ve arkadaşları Mart 2003’te yapılan toplantıda, yapılanın bir seminer olduğunu ve savaş senaryosu oynandığını açıklamasına rağmen, ses kayıtlarından anlaşıldığı gibi bazı dosyalar, gizli- gizlilik dereceli- kişiye özel denerek seminerde anlatılmıyor. Bu anlatılmayan planların dosyaların içerisinde olduğu da açıkça belirtiliyor.
Eğer bir seminer yapılıyorsa ve bu seminer savaşla ilgiliyse, harp oyunuysa, bu bilgilerin harp oyununa katılacak kişilerden neden saklandığı sorusu akıllara takılıyor. Akla ikinci gelen soru ise şu; Seminerde konuşulmayan ancak dosyada bulunan gizli- gizlilik dereceli bilgi, nasıl bir bilgidir ki GÜNCELLEŞTİRME faaliyetlerinin devam ettiğine vurgu yapılıyor?Gizli- gizlilik dereceli bilgi nasıl bir bilgidir ki güncellemeye ihtiyaç duyuluyor? Ve akla gelen üçüncü soru; Slaytlar neden atlanarak ve “seminerde” bulunan kişilere gösterilmek istenmiyor. Bu toplantı normal bir “seminerse” ve burada “harp oyunu oynanıyorsa” bazı planların saklanması, katılımcılara gösterilmemesinin gerekçesi nedir?
Bu soruları sorduktan sonra ikinci ses kaydındaki güncelleme bölümüne geçelim.

“2 Şubat 2003 tarihinde Kısmi Seferberlik ilan edildi. Bu kanun da yürürlüğe girdi. Şimdi gelelim bu Marmara Nakliyat Planı’yla ilgili olarak elimizdeki planlara. Bu elimizdeki planlarda hâlâ Debedeniz Nakliyat diye ibareler var. Şu anda Debedeniz Nakliyat diye herhangi bir şey kalmadı. Bunun kesinlikle ve kesinlikle GÜNCELLEŞTİRİLMESİ lazım.”

Görüldüğü gibi yalanlanmayan ve kabul edilen seminer ses kayıtlarında, toplantıya getirilen bazı planların içeriğinde, o gün olmayan bazı Nakliyat ibarelerinin olduğu ve bunların kesinlikle ve kesinlikle güncelleştirilmesi gerektiği emri veriliyor. Buradan da anlaşılıyor ki, bazı planlar arşivlerden çıkarılıp, üzerinde kısmi değişiklik yapılmasına rağmen, hatalı olarak seminere getirilmiş. Bu planın daha sonra güncellendiği de kayıtlardan anlaşılıyor. Debedeniz Nakliyat ibaresinin planlarda olması durumunda, biz bugün böyle bir ibarenin 2003 yılında olmadığını ve bu planın da sahte olduğunu tartışacaktık.
Yazımı yazarken Balyoz davasının görüldüğü mahkemede savcının mütalaa verdiği haberi ajanslara düştü. Konuyu burada noktalayıp, savcının mütalaasıyla ilgili bazı hatırlatmalar yaparak, yazı dizimin detaylarına yarın devam edeyim.

Balyoz davasının görüldüğü mahkeme savcısı, mütalaasında darbenin icraata geçtiğiyle ilgili sayısız noktaya işaret etti. Kamuoyunda tartışmaya açılan ve bu yazı dizisinin de konuları arasında yer alan CD’lerden 11 no’lu CD’nin de orijinal olduğunu ileri sürerek, CD’nin Süha Tanyeri’nin el notlarıyla örtüştüğünü, TÜBİTAK raporunun da gerçek olduğunu belirtti.
 Raporları, CD içeriğini merak edenler, iddianamenin 74-100. sayfaları arasındaki bölümü internetten okuyabilir.

Yarın:
 Çetin Doğan’ın avukatlarının Amerika’dan aldıkları rapora dayanarak, “2006 yılından sonra üretildi, 16 no’lu CD sahte,” dedikleri bir planın ne zaman hazırlandığını, bu belgenin 2003 yılında hangi dergide, 2004 yılında hangi kitapta yayımlandığını anlatacağım. Ayrıca, sahte denen Balyoz Harekât Planı’nı, Çetin Doğan ve avukatlarının sahte demedikleri belgelerle paragraf paragraf karşılaştırmalı irdeleyeceğim. 2003 yılında hazırlanan bir belgenin güncellenmesi halinde 2006 yılında nasıl görünebileceği, yazı karakterinin nasıl değişebileceğiyle ilgili Microsoft’un notlarını paylaşacağım.