6 Mart 2012 Salı

Jandarma lağv edilsin / Ersoy Dede - Yeni Akit



Jandarma Genel Komutanlığı’nın İçişleri Bakanlığı’na bağlanması gündemde. Silahlı Kuvvetlerdeki hiyerarşik yapılanmanın yeniden düzenlenmesi bakımından önemli bir adım kuşkusuz.. Ancak kafaları karıştıran bazı yönleri var işin. O da temelde Jandarma’nın zaten İçişleri Bakanlığı’na bağlı olduğu gerçeği.. Yasa Jandarmayı, barış durumunda emniyet ve asayiş görevlerinden dolayı İçişleri Bakanı’na karşı sorumlu kılmıştır zaten.. Eğer öyle olmasaydı, Uludere Faciası’ndan sonra İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin, Alay Komutanı’nı görevden alabilir miydi?.. Neyse teknik konular arasında boğulmadan net bir dille ifade etmemiz gerekiyor.. Dert bu teşkilatın İçişleri Bakanlığı’na bağlanması falan değil. Asıl atılması gereken adım, Genelkurmay Başkanlığı’nın lağv edilmesi olmalıdır.. Evet, yanlış yazmadım. Lağv edilmesi.. Ben böyle yazayım siz doğrusunu anlayın.. GenelKURMAY Başkanlığı, adından da anlaşılacağı üzere bir komutanlık makamı değildir aslında.. Bir Kurmay Başkanlık makamıdır.. KOMUTAN olan Başbakan’ın, TSK içindeki Kurmay Başkanlığını sürdüren birimdir Genelkurmay Başkanlığı.. Başbakan’ın karargah subayı yani... Komutan falan değildir Genelkurmay Başkanı.. 1982 Anayasası’nın değişmesi bu bakımdan da büyük önem taşıyor. (Anayasa’da Başkomutan olan Cumhurbaşkanı TBMM adına bu görevi sürdürür, sıcak savaş sırasında Cumhurbaşkanı adına görev Genelkurmay Başkanı’na geçer diye bir ibare vardır).. Neyse, neticede; “Genelkurmay’ın Savunma Bakanlığı’na bağlanması” ifadesi nasıl yanlış ise, “Jandarma’nın İçişleri Bakanlığı’na bağlanması” meselesi de o denli yanlıştır..

JANDARMA KALDIRILMALI

Jandarma herhangi bir yere bağlanmamalı, doğrudan kaldırılmalıdır.. 20 bin kadar Jandarma Astsubay, 8 bin civarında uzman çavuş ve bir o kadar da jandarma subayı bakanlık emrine geçerek sivil yapı içinde görevlerine devam etmeli.. Taşınmazları, binaları, kara araçları, helikopterleri, 4 bin civarında karakolu. Alay-tugay komutanlıklarıyla birlikte.. Bir şey daha.. Bugüne kadar bu kadar yüksek bütçeyi neden ve de nasıl kullandığı hiç sorgulanmamış Jandarma’nın.. Örneğin, Türkiye’de; AVEA’ın, VODAFONE’un ve TURKCELL’in kablosuz, TELEKOM’un da kablolu ticari yatırımları olduğu halde, Jandarma JEMUS ve TASMUS adı altında altyapı sistemlerini neden kurdu? Jandarma Elektronik Muhabere Sistemi JEMUS ve Taktik Saha Muhabere Sistemi TASMUS.. Başka GSM şebekelerini kullanamaz mıydı Jandarma?.. ‘Teknik olarak mümkün değil’ diyen ve benim yazımı bilgisayarlarında okuyan Smile ADSL ya da Superonline kullanıcıları.. Bu adını saydığım servis sağlayıcılar, TTNET’in altyapısını bal gibi kullanmıyorlar mı?.. Gizlilik ve güven mi? Artık dünyanın her yerinde kripto konusunda hangi düzeyde olduğumuzu anlatmama gerek yok sanıyorum. Kimsenin çözemeyeceği bir şifrelemeyle istediği hat üzerinden istediği kadar gizli haberleşme yapabilir Jandarma.. Bakın askeri haberleşmede SEMAC adı verilen bir cihaz vardır.. Telsiz ya da telefon üzerinden kurulan bağlantıyı çeşitli kodlara dönüştürerek yazı metni haline getiren bir cihaz. Aselsan’ın icadı yanlış bilmiyorsam.. Bildiğin havadaki haberleşme altyapılarını kullanarak sinyal alıp veriyor. Ama öylesine şifreliyorlar ki, daha bugüne kadar ne PKK ne CIA-MOSSAD herhangi bir semac mesajını kırabilmiş değil.. Dert başka anlayacağınız..

MİT REFORMU İLE BAĞLANTISI

Dönüşüm yaşıyoruz savunma-güvenlik ve istihbarat yapılanmalarımızda. Bu biraz da sancılı olacak kuşkusuz. Ama başta istihbaratın havuzda toplanması ve dış istihbaratın MİT eliyle yapılmaya başlanması olmak üzere istihbarat elemanlarına operasyonel hareket kabiliyetinin verilmesi ile yeni bir evreye gireceğiz. Bu evrede, Amerikan filmlerinde gördüğümüz “federaller-yereller” kavgası olmaksızın yol yürünmesi için bu dönüşüm şart.. Kalın sağlıcakla.