Askeri Yüksek İdare Mahkemesi (AYİM), Yüksek Askeri Şûra'nın ağustosta terfi ettirdiği, ama hükümetin terfi kararnamesinde isimlerine yer vermediği Halil Helvacıoğlu, Gürbüz Kaya ve Abdullah Gavremoğlu'nun başvurularını değerlendirip, 1 Ekim 2010'da yürütmeyi durdurma kararı almıştı. İki gün önce, AYİM'den kesin karar çıktı. Mahkeme, bu terfilerin yapılması istikametinde oybirliği ile hüküm verdi. Bir de, Milli Savunma ve İçişleri bakanlarının, söz konusu generalleri açığa alma kararları var ki, AYİM, o hususta yürütmeyi durdurmayı reddetmişti. Ama o müracaatla ilgili dava sürüyor. İki ihtilafı (1-Terfi 2- Açığa alınma) birbirine karıştırmayalım.
AYİM'nin son kararıyla çok çapraşık bir durum ortaya çıktı: Türk Silahlı Kuvvetler Personel Kanunu'nun 65'inci maddesine göre, "Açığa alınanların terfi etmesi mümkün değil" Buna mukabil, generaller, açığa alınmadan önce mahkemeye müracaat etmişler ve YAŞ kararına rağmen terfi ettirilmediklerini belirtmişlerdi. AYİM, açığa alınma işlemi gerçekleşmeden önce açılan davayı sonuçlandırdı Ama, mahkeme kararına uyulsa, - şu anda söz konusu generaller açıkta olduğundan- TSK Personel Kanunu'nun 65. maddesine aykırı bir durum ortaya çıkacak.
Uyulmasa, yargı kararları Yürütmeyi bağladığı için, hukuk ilkeleri zedelenecek.
Bu gelişme, daha önceki hataların bir sonucu: 1)Yüksek Askeri Şura'da askerlerin sayısı sivillerden fazla. Ve Hükümet üyelerinin itiraz etmesine rağmen, askerler direndi, Balyoz sanığı üç generali terfi ettirdi. 2) Askerin, YAŞ'ta, terfi için ısrar etmesi yanlıştı. Çünkü gene TSK Personel Kanunu'nun 65'inci maddesine göre, sadece tutuklu olanlar değil, "tahliye edilmekle birlikte, kovuşturma ve duruşması devam edenler" de terfi ve kademe ilerlemesi alamıyor. 3) Madem YAŞ'tan kanuna aykırı bir karar çıktı, milli savunma ve içişleri bakanlarının, o anda, hatta önceden, yetkilerini kullanarak, generalleri açığa alması gerekirdi (Mamafih, Ağustos Şûrası'nda, kuvvet komutanlarının ve Genelkurmay Başkanı'nın atanmasında yaşanan gerilimi hatırlayınca, bu tavsiyemin yerine getirilmesinin o kadar kolay olmadığını da idrak ediyorum.) 4) AYİM, konu önüne geldiğinde, YAŞ kararları yargı denetiminde değil, gerekçesiyle davayı reddedebilirdi. Netice itibariyle terfi kararnamesi, YAŞ kararı telakki edilmese dahi, o kararı uygulamaya yönelik bir işlem. Bir anlamda, YAŞ kararının ayrılmaz bir parçası. Öyle bir hukuki durum söz konusu ki, askerin terfilere ilişkin takdir hakkına AYİM müdahale edemiyor (Anayasa bu yolu kapatmış.) Buna mukabil, hükümetin takdir hakkını yanlış bulup, değiştirmesini isteyebiliyor.
Burada, asıl yanlış, Yüksek Askeri Şûra'da çoğunluğun askerlerin elinde olmasıdır. İşi düzeltmeye oradan başlamalıyız.