Eski 1. Ordu Komutanı emekli Orgeneral Çetin Doğan, arkadaşlarını savundu
Aralarında Özden Örnek, İbrahim Fırtına ile Çetin Doğan gibi emekli orgenerallerin bulunduğu ‘Balyoz’ sanıkları ikinci kez hakim karşısına çıktı. Çetin Doğan, ‘darbe provası’ olduğu iddia edilen semineri kendisinin yaptığı söyledi ve “Arkadaşlar emir komuta zinciri içerisinde hareket etti. Kaynağını ve temelinin nereden geldiğini açıklayacak durumdayım. Arkadaşlar suçlu değil, suç istinadı varsa bana yapılmalı” dedi
BALYOZ Darbe Planı iddialarına ilişkin eski Hava Kuvvetleri Komutanı emekli Orgeneral Halil İbrahim Fırtına, eski Deniz Kuvvetleri Komutanı emekli Oramiral Özden Örnek ve eski 1. Ordu Komutanı emekli Orgeneral Çetin Doğan ile Genelkurmay Muhabere ve Elektronik Bilgi Sistemleri (MEBS) Başkanı Koramiral Kadir Sağdıç, Kuzey Deniz Saha Komutanı Koramiral Mehmet Otuzbiroğlu ve Albay Dursun Çiçek’in de aralarında bulunduğu 196 tutuksuz sanık, dün yine hakim karşısına çıktı. İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi’nce Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi’ndeki salonda yapılan duruşmaya 180 sanık katıldı. Sanıklar duruşma salonuna girdiği sırada, sanık yakınları duruşma salonunun önünde sanıkları tek tek alkışladı.
Açıktaki 3 general de geldi
Duruşmada ayrıca açığa alınan komutanlar Tümgeneral Gürbüz Kaya, Tuğamiral Abdullah Gavremoğlu ve Tümgeneral Halil Helvacıoğlu da duruşma salonunda hazır bulundu. Eski 1. Ordu Komutanı emekli Orgeneral Ergin Saygun’un da aralarında bulunuduğu 16 sanık duruşmaya katılmadı. Davaya eski 1. Ordu Komutanı emekli Orgeneral Çetin Doğan’ın sözleri damgasını vurdu. Avukatların ve sanıkların talepleri dinlediği sırada söz alan Doğan, iddianameye konu olan 2003 yılında düzenlenen seminere ilişkin, “Bu semineri sevk ve idare eden bendim. Bu arkadaşlar emir komuta zinciri içerisinde hareket etmişlerdir. Kaynağını ve temelinin nereden geldiğini açıklayacak durumdayım. Burada bulunan arkadaşlarım suçlu değiller. Suç istinadı varsa bana yapılmalıdır” dedi. Bunun üzerine izleyiciler bölümünde bulunan aileler Çetin Doğan’ı alkışladı. Mahkeme Başkanı Ömer Diken de Doğan’ı alkışlayan izleyicileri uyardı.
CD’ler sahte mi değil mi?
Doğan, duruşmaya verilen arada da basın mensuplarının sorularını yanıtladı. İddianamenin 50. ve 81. sayfalarında bu davanın temel dayanağı 11, 16 ve 17 no’lu CD’ler olduğunu ve bunların 1. Ordu Komutanlığı’ndan çıktığına dair TÜBİTAK raporu da dahil olmak üzere hiçbir rapor olmadığını söyleyen Doğan, duruşmada da bu konuyla ilgili olarak 2. TÜBİTAK raporunda üst verilerle oynanarak sahte CD’ler çıkarılabileceğini ve kendilerinin zaman çelişkileri bulduklarını ifade ettiğini belirtti: “Evvela davanın bu bölümü halledilerek CD’ler sahte mi değil mi, çünkü CD’lerin üst verilerinde ismi olan 148 sanık burada. Mahkeme Başkanı’na dedim ki, ‘Evvela bunu hallederseniz geriye seminer kalır. Ben kendi savunmamı yaparım. Bu kadar insanı buraya getirmenize lüzum yoktur’ diye beyanatta bulundum.”
‘Yüce Divan’da yargılansınlar’
Duruşmada, bazı sanıklar ve avukatlarının davanın sanıkları arasında yer alan Kuvvet Komutanları Halil İbrahim Fırtına ve Özden Örnek’in Yüce Divan’da yargılanması gerektiğini ifade ederek mahkemenin görevsizlik kararı vermesini talep etti. Sanık Çetin Doğan’ın da aralarında bulunduğu bazı sanıklar ise davada askeri teknik terimlerin anlaşılabilmesinde yardımcı olabilecek bir askeri bilirkişi heyetinin duruşmada hazır bulundurulmasını istedi.
Duruşma savcısı Savaş Kırbaş ise her iki talebin de reddi yönünde görüş belirtti.
‘Askeri mahkeme’ talebi
Islak imza tartışmalarının bir numaralı sanığı Albay Dursun Çiçek de mahkemeye bir sayfalık dilekçe sunarak, davanın askeri mahkemede görülmesi gerektiğini, mahkemenin görevsizlik kararı vermesini istedi. Eski Hava Kuvvetleri Komutanı emekli Orgeneral Halil İbrahim Fırtına’nın avukatı Hasan Fehmi Demir de, “Müvekkilim suç tarihi itibariyle kuvvet komutanıdır. Heyetiniz bu davada görevli değil, Anayasa Mahkemesi Yüce Divan sıfatıyla görevlidir. Heyetinizin görevsizlik kararı vermesini talep ediyorum” dedi. Eski Deniz Kuvvetleri Komutanı emekli Oramiral Özden Örnek’in avukatı da aynı gerekçelerle mahkemenin görevsizlik kararı vermesi gerektiğini belirtti.
6 Ocak 2011’e ertelendi
Mahkeme heyeti, reddi hakim taleplerinin reddi kararına yapılan itirazların sonucunun beklenmesine karar verdi. Reddi hakim taleplerinin reddine yapılan itirazı 12. Ağır Ceza Mahkemesi değerlendirecek. Avukatların ve sanıkların diğer talepleri ise 12. Ağır Ceza Mahkemesi’nin kararının ardından değerlendirilecek. Dava 6 Ocak 2011 tarihine ertelendi.
KIZI VE DAMADIYLA GELDİ
Çetin Doğan duruşmaya kızı Pınar ve damadı Prof. Dr. Dani Rodrik’le birlikte geldi. Prof. Dr. Dani Rodrik, 1982 yılından beri uluslararası siyasal ekonomi dalında Harvard Üniversitesi’ne bağlı Kennedy School of Goverment’te eğitim veriyor. Damat Rodrik, İspanya’dan beş yüzyıl önce göç etmiş Yahudi bir aileye mensup. Pınar Doğan da eşiyle aynı okulda görev yapıyor.
20 yıla kadar hapisleri isteniyor
19 Temmuz’da iddianamenin kabulüne karar veren İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi, 23 Temmuz’da 102 sanık hakkında yakalama emri çıkartmıştı. İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi, 6 Ağustos’ta haklarında yakalama emri çıkartılan sanıkların avukatlarının itirazlarının inceleyerek, 101 sanık açısından yakalama kararlarının kaldırılmasına oy çokluğuyla karar vermişti. Davada tutuklu sanık bulunmuyor. Sanıklar hakkında “Türkiye Cumhuriyeti icra vekilleri heyetini, cebren ıskat veya vazife görmekten cebren men etmeye teşebbüs” suçundan 10 ile 20’şer yıl arasında değişen hapis cezaları isteniyor.
İSTANBUL BARO BAŞKANI KOCASAKAL: Yassıada sorgulamaları gibi...
Balyoz davasını izlemeye gelen İstanbul ve Ankara Barosu yet-kilileri, yargılamayı Yassıada yargılamalarına benzetti. Gözlemci olarak duruşmaya geldiklerini belirten Ümit Kocasakal, sanık avukatlarının yanında oturmalarının hatırlatılması üzerine, şunları söyledi: “Baro olarak meslektaşlarımızla dayanışma içinde olmamız normal. Bu nedenle onlara yani avukatlara ayrılmış bölümde oturduk. Fiziki koşullarına hiçbir şey demiyorum. Gayet güzel hazırlanmış. Bir cezaevi içinde böyle bir yargılamanın yapılıyor olması hukuk devleti için bana göre vahim bir olaydır. Bir Yassıada yargılamasını ben şahsen cezaevi içinde olması nedeniyle solumuş durumdayım.”