AYİM'in Balyoz sanığı üç komutan hakkında verdiği kararla, daha önce astlar hakkında verdiği kararlar tartışılıyor.
'Balyoz' sanığı üç generalin terfi ettirilmemeleriyle ilgili işlemin iptaline karar veren Askerî Yüksek İdari Mahkemesi (AYİM), yeniden tartışmaların merkezine oturdu.
AYİM'in, aynı duyarlılığı astlara göstermediği ortaya çıktı. Geçmişte basit gerekçelerle astsubay terfilerine ilişkin davaların aleyhte sonuçlandırıldığına dikkat çekiliyor. Eski Kıdemli Başçavuş Nurettin Yavuz ve emekli Binbaşı Arif Çelenk'in yaşadıkları çifte standardın en bariz örnekleri arasında yer alıyor.
Askeri Personel Kanunu'nda 1994'te yapılan bir değişiklik, yüksekokuldan mezun olan askerlere üst rütbelere terfi hakkını tanıyordu. Yüksekokul mezunu birçok asker, bu değişiklikle o dönem aniden bir üst rütbeye terfi oldu. Fakat yüksekokul mezunu olup da kendisine hak tanınmayan kişiler de bulunuyordu. Eski Tank Kıdemli Başçavuş Nurettin Yavuz, terfiler konusunda mahkemelerin generallere ayrıcalık tanıdığını anlatıyor. Örnek olarak kendi yaşadığı dava sürecini gösteriyor. Yüksekokul mezunuyken lise statüsünde astsubaylığa başvuran Yavuz, ilerleyen dönemlerde çıkartılan bir kararnameye göre terfi almak için AYİM'e başvurur. Yüksekokul mezunu olmasına rağmen AYİM, Yavuz'u çok terfi ettirmez. Mahkeme, gerekçeli kararında, 'Nurettin Yavuz'un inşaat bölümünden mezun olduğunu, 'terfilerin bu bölümden mezun olanlar için geçerli olmadığını' aktarır. Aynı dönem astsubay arkadaşlarının kendisinden 2 yıl önce terfi aldığını anlatan Yavuz şöyle diyor: "Bir tarafta haklı olduğum halde verilmeyen terfi kararım, diğer tarafta hukuk ihlal edilerek Balyoz sanığı 3 general hakkında AYİM'in verdiği terfi kararı. Verilen bu kararları incelediğimde, AYİM'in hukuku nasıl katlettiğini açıkça görüyorum. AYİM, Genelkurmay'ın bir tahsis makamı olduğunu bir daha kanıtlamıştır."
Emekli Binbaşı Arif Çelenk de 1991-1993 yıllarında Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri Komutanlığı'nda din işleri subayı olarak görev yaptı. 1993 yılında, Balıkesir Teknik Hazırlama Komutanlığı'na ataması yapıldı. 7 ay sonra, askerî görev yaptığı askerî okullardan alındı. Sakarya'ya tayin edildi. Askerî okullarda öğretmen olarak görev yapması gerekirken, alanı dışında bir kıtaya atandı. Çelenk, kendisine yapılan hukuksuzluğu daha sonra AYİM'e taşıdı. AYİM'in verdiği karar; "devlet sizin nereye atanmanızı uygun görüyorsa oraya atanırsınız" yönündeydi. YAŞ'ta terfileri yapılmayan Balyoz sanığı generallerin daha sonra vekâleten atamalarının yapıldığını hatırlatan Çelenk, "Bu kişilerin atamaları yapılmayıp direkt emekliye sevk edilmeleri gerekirdi. AYİM, benim haksız olarak yapılan atamamı durdurmadı. Çünkü o günkü iradenin isteği benim atamamın bu şekilde yapılması yönündeydi. AYİM, iradenin istediği yönde hukuk uyguladı." ifadelerini kullanıyor. Emekli Albay Avukat Durmuş Türemen ise 'askerî mahkemelerde hukukun herkese eşit olmadığını' söylüyor. Türemen, "Bu mahkemelerin kurulmasındaki amaç zaten bir eşitsizliğe yöneliktir. Mahkeme ayrıcalığı bir başkasına çok rahat tanırken bir başkasına da ayrı bir hukuk tanıyabiliyor." diyor.