30 Aralık 2010 Perşembe

Anayasa Mahkemesi gerekçeyi açıkladı

Askere sivil yargı yolunu açan düzenleme iptal edilmişti

Anayasa Mahkemesinin, askerlere "Anayasal düzene karşı suçlar", "terör" ve "çete" suçlarını işlemeleri halinde sivil yargı yolunu açan düzenlemeleri iptaline ilişkin kararının gerekçesinde, Anayasada tesis edilmiş olan yargı düzeninde adli, idari ve askeri olmak üzere farklı yargı mercileri bulunduğu, askeri mahkemelerin görev alanının da 145. maddede açıkça gösterildiği belirtilerek, "Ceza Muhakemesi Kanununun 250.maddesinde belirtilen suçlarda asker kişiler bakımından Anayasanın 145.maddesiyle getirilen ölçütler dikkate alınmaksızın yapılan düzenleme anayasaya aykırıdır" denildi.

Anayasa Mahkemesi, askerlere sivil yargı yolunu açan 5918 sayılı Türk Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un, 7. maddesiyle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 250. maddesinin (3) numaralı fıkrasının değiştirilen son tümcesinde yer alan "... savaş ve sıkıyönetim halinde ..." sözcüğünün iptaline oy birliğiyle karar vermişti. İptal edilen bölümlerin yürürlüğü oy çokluğuyla durdurulmuştu.

Yüksek Mahkemenin bu kararının gerekçesi, Resmi Gazete’de yayımlandı. Kararın gerekçesinde, söz konusu değişiklik öncesinde, Anayasa Mahkemesinin ve Yargıtayın yargılayacağı kişilere ilişkin hükümlerin yanı sıra askeri mahkemelerin görevlerine ilişkin hükümler de saklı tutulmasına karşılık, tümcedeki "hali dahil" ibaresinin "halinde" olarak değiştirilmesiyle Anayasa Mahkemesi ve Yargıtayın görev alanında değişiklik olmamakla birlikte, askeri yargı organlarının görevinin yalnızca savaş ve sıkıyönetim halleriyle sınırlandırıldığı, barış zamanında bu görevin adli yargıya verildiği belirtildi.

Böylece, bu maddede sayılan suçların askeri mahkemeler yerine özel görevli ağır ceza mahkemelerinin görev alanına dahil edildiği kaydedilen gerekçede, aynı zamanda suçların yargılamasının da Ceza Muhakemesi Kanununda gösterilen yönteme göre yapılmasının sağlandığı anımsatıldı.

Gerekçede, barış zamanlarında asker kişilerce işlenen bu suçlara ilişkin yargılamanın, suçun askeri nitelikte olup olmadığı, askeri mahalde ya da asker kişilere karşı işlenip işlenmediği veya askerlik göreviyle ilgili olup olmadığı konularında herhangi bir değerlendirme yapılmasına gerek bulunmaksızın doğrudan Ceza Muhakemesi Kanununun 250. maddesine göre görevli ağır ceza mahkemeleri tarafından 251. ve 252. maddelerine göre yapılacağı belirtildi.

-KOMUTANIN İŞLEVİ ORTADAN KALDIRILMIŞ-
Hazırlık soruşturmalarının da yine askeri savcılıklar yerine Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu tarafından bu suçları soruşturmakla ve kovuşturmakla görevlendirilen Cumhuriyet savcılarınca yürütüleceği ifade edilen gerekçede, şöyle denildi:"Bunun sonucunda, bu suçların soruşturma ve kovuşturmasında 353 sayılı Askeri Mahkemeler Kuruluşu ve Yargılama Usulü Kanununun öngördüğü suçların ihbarı, araştırılması, koruma tedbirlerine başvurulması, arama ve el koyma, tutuklamaya sevk gibi alanlardaki farklı kurallar uygulanmayacağı gibi, bu suçlara ilişkin soruşturma ve kovuşturmalarda komutanın işlevi ve Milli SavunmaBakanının savcıya dava açmak üzere emir ya da talimat vermesi olanağı da ortadan kaldırılmıştır.

Anayasa’da tesis edilmiş olan yargı düzeninde adli, idari ve askeri olmak üzere farklı yargı mercileri bulunmakta olup askeri mahkemelerin görev alanı 145. maddede açıkça gösterilmiştir. Bu maddede askeri mahkemelerin asker kişilerin, askeri olan suçları ile bunların asker kişiler aleyhine veya askeri mahallerde yahut askerlik hizmet ve görevleri ile ilgili olarak işledikleri suçlara bakmakla görevli oldukları belirtilmiştir.

Ceza Muhakemesi Kanununun 250. maddesinin (1) numaralı fıkrasında üç bent halinde belirtilen suçlarda asker kişiler bakımından Anayasa’nın 145. maddesiyle getirilen ölçütler dikkate alınmaksızın yapılan düzenleme Anayasa’ya aykırıdır. İptali gerekir."

Kanunun son tümcesinde yer alan "... halinde ..." sözcüğünün iptali nedeniyle uygulanma olanağı kalmayan aynı tümcedeki "...savaş ve sıkıyönetim..." ibaresinin de iptali gerekeceği kaydedilen gerekçede, Başkan Haşim Kılıç’ın bu görüşe katılmadığı belirtildi.

Gerekçede, Kanunun iptal edilen "...savaş ve sıkıyönetim halinde..." ibaresinin, uygulanmasından doğacak sonradan giderilmesi güç veya olanaksız durum ve zararların önlenmesi ve iptal kararının sonuçsuz kalmaması için kararın Resmi Gazetede yayımlanacağı güne kadar yürürlüğünün durdurulmasına da Başkan Kılıç’ın karşı oyu ve oy çokluğuyla karar verildiği bildirildi.