‘...Geçmişi azıcık hatırlayalım mı Ergenekon ile irtibatlı olarak?.. Ya da amaaaaannn boşver deyip yan gelip yatalım mı?.. Eğer yatalım diyorsanız lütfen bu yazıyı okumaya devam etmeyin bırakın, gidin…
Yok eğer okuyacaksanız, koltuğunuza daha sıkı oturun, sigaranızdan bir fırt daha derinlemesine çekin, gözlüklerinizi silin ve yola devam edin…
Levent Göktaş, Dursun Çiçek ve Serdar Öztürk arasındaki devre arkadaşlığı hem de avukatlık ilişkisi var değil mi?.. Evet bence de öyle ya sonra?..
Dursun Çiçek derhal açığa alınıp yargılandı ve ceza aldığı için, andıç sadece onun kafasından çıkmış, sorumlusu tek başına o mu diye düşünmeliyiz? Ağustos 2010 şurasında da ihraç edilmediğine göre, iddianamelere göre antidemokratik bir uygulama yapan bu uzuv hala yerli yerinde mi duruyor?
Taraf gazetesini suçlamaya devam edenler, soruşturmaların sonucundan da bir şey çıkmazsa, biliniz ki Taraf Gazetesine sürmanşet olmadan çok önce, acaba dönemin Genelkurmay Başkanı'nın önüne kadar gitmiş midir bu andıç?
Ve hatta, ‘farz-ı muhal deyince her şey caizmiş’ ya biz de acaba bu belge, psikolojik harekât dairesinin dosyasındaki suretinde, daire başkanının, harekât başkanının, Genelkurmay ikinci başkanının da parafı var mıdır diye sorabilir miyiz? Ve belki de Genel Kurmay Başkanının bile o-n-a-y-ı…
Eğer böylesi bir neden-sonuç illiyet bağı kurgulanırsa, bu durumda da Dursun Çiçek her halükarda ve ahval ve şeraitte de sonsuza dek korunmak zorunda... Ya da yukarılardakiler kendilerini kurtarmak adına, Dursun Çiçek'i istifa etmesi için ikna etmeye ve hatta ona yalvarmaya başlamaları söz konusu olmalı… Olmaz ama bu arada ona askeri mahkemede yargılanacağı ve aklanacağı garantisini de vermek gerekli olabilir. Peki ama bu nasıl olacak?
Süratle konulan yayın yasağından sonra olanları bir anımsayalım ve bazı soruların yanıtlarını arayalım isterseniz;
Göreve başlar başlamaz Org. Hurşit Tolon ve Org. Şener Eruygur’u cezaevinde ziyarete, Kocaeli Garnizon komutanını gönderen kimdi ne dersiniz?
Org. Tuncer Kılıç ve Org. Kemal Yavuz gözaltına alınınca, eşi hanımefendinin başkanlığında, kuvvet komutanlarının eşlerini, gözaltına alınan emekli paşaların eşlerine destek ziyaretine yollayan kimdi ne dersiniz?
Ergenekon sanığı paşaları -ki bu paşaların GATA'daki ‘gatakulleli’ konuşma kayıtları internete düşmesine rağmen- GATA'da ağırlayan kimdi ne dersiniz?
Kim ne derse desin, ben bu ‘andıç’ın, Org. İlker Başbuğ’un bilgisi dâhilinde ve emirleri doğrultusunda hazırlandığını düşünüyorum. Düşünüyorum çünkü Org. İlker Başbuğ’un halkın gözünün içine baka baka söylediği pek çok cümlenin sonradan doğru olmadığı gerçeklerle ispatlanmadı mı?
Ve gene diyorum ki, Başbakan Erdoğan Ergenekon ile anlaşır ve soruşturmayı yarım bırak(tır)ırsa, Ergenekoncuların kökünü kazıyıp defterlerini dürmezse, adım gibi eminim ki Ergenekon yapısı Başbakan Erdoğan’ı da, hükümetini de, partisini de aynı Adnan Menderes’e yaptıkları gibi yapacaklar…
Darbe mi dediniz? Yok canım nereden çıkardınız? Rauf Tamer’in anlatımıyla; ‘aldırma, cambaza bak sen!’…’ diye yazdığım makalemi, bir de onun gözünden değerlendirmesini alayım diye, yıllarca bordo berelilerde, JİTEM’de, askeri istihbaratta ve karargahta çalışmış emekli bir subay arkadaşıma gönderdim ve yorumlarını almak istedim. O da aşağıdaki değerlendirmeyi yaparak bana geri dönüşü yaptı ki, bende aynen onun yaptığı yorumu da buraya ekleyerek yazımı sonlandırıyorum. Bu arkadaşım Albay Dursun Çiçek’in şubesinde görev yapmış birisidir. İnceleyip görüşünü bildirdi.
‘…Bu belge kesinlikle andıç değildir. Andıç Şube müdürü veya görevli her hangi bir subayın fikir üretip, fikrini izah ederek, komuta katına arz ettiği belgeye denir. Andıç ara makamların incelemesi ve paraf / onayından sonra, Komutan adına Harekât Başkanı (Andıç, bir başka başkanlığa ait ise o başkan tarafından) veya İkinci Başkan tarafından onaylanır veya reddedilir. Konusu çok önemli andıçları bizzat Genelkurmay Başkanı onaylar.
Onay alınması, andıçtaki fikirlerin kabul gördüğü, icra yolunun açılmış olması demektir. Bu safhadan sonra ilgili başkanlıkların, ilgili şubeleri eylem planlarını hazırlarlar. Eylem planları emir niteliği taşır ve uygulanır.
Taraf'ın yayınladığı belge askeri yazışma, imla kuralları ve formatına uygundur. Askeri yazışma kurallarını bilmeyen ve hatta karargâhta çalışmayan birileri bu belgeyi usul ve kurallarına uygun bir şekilde hazırlayamaz…’
Geçenlerde hatırlayın, peş peşe genelkurmay askeri savcılığından ve Genelkurmay Başkanlığı'ndan belgenin kendileri ile ilgili olmadığı açıklamaları geldi. Dursun Çiçek veya Genelkurmay'ın herhangi birimi böyle bir belge hazırlamamış-mış-mış da mış-mış-mış…
Bu durumda başa dönüp, makalenin hepsini baştan sona kadar bir kere daha okuyun derim…
Sevgiyle kalınız…