Devlet Bakanı Zafer Çağlayan, Zonguldak'ın Devrek ilçesinde kısa dönem askerlik görevi yapan oğlunun yemin törenine katıldı.
Bakan Çağlayan, eşi Songül Çağlayan ile birlikte Devrek 2. Jandarma Er Eğitim Tabur Komutanlığı'nda kısa dönem vatani görevini yapan oğlu Kaan'ın yemin törenine katılmasının ardından Devrek Öğretmenevinde gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Gazetecilerin alınmadığı yemin töreninde yaşadığı duyguları sorulan Bakan Çağlayan, şöyle dedi:
''Bir Türk erkeğinin bana göre en şerefli, en kutsal ve en güzel görevlerinden birisi askerlik. Hepimiz asker olduk, ben bundan 28 yıl önce Burdur'da kısa dönem olarak görevimi yaptım. Halen askerlik anılarımı paylaşıyorum. Ben insanların doğuşunun 3 şekilde olduğuna inanıyorum. Biri anneden doğumdur. İkincisi askerlikten sonra insanların yaşam tarzının değişmesi, tek başına iş yapabilme, belli bir disiplinin hayatına girmesidir. Bir de evlendiği zaman insanlar 3 kez yeniden doğmuş olurlar. Bu çercevede Mehmetçik babası olarak son derece onurluyum. Bir oğlum da geçen yıl askerliğini yaptı, terhis oldu. İkinci oğlum da burada askerlik görevini yerine getiriyor. Her Türk erkeği, vatan evlatları gibi Türkiye Cumhuriyetini, devletini ve milletini koruyacağına bayrak ve silah üzerinde namus ve şeref sözü verdi. Bizim dünyada hiç olmayan Türklere mahsus duygu ve düşünce budur.''
Çağlayan, birlikteki bütün askerleri gördüğünü, hepsinin çakı gibi olduğunu ifade ederek, ''Birçoğu er, birçoğu da kısa dönem olarak yapacaklar. Eğitimlerinden 10-15 gün geçmemiş ama hepsi tam asker olmuşlar, duruşuyla, yürüyüşüyle, son derece mutluyum. Allah bunu her babaya nasip etsin. Her Türk insanına da böyle peygamber ocağından, bu kutsal ocaktan geçmeyi nasip etsin. Ben aslında buraya gelemeyecektim ama Allah denk getirdi'' diye konuştu.
-''BEN DE KÜRT ASILLIYIM''-
Bakan Çağlayan, ''BDP'nin demokratik özerlik yönündeki kararını nasıl değerlendiriyorsunuz?'' sorusunu şöyle yanıtladı:
''Arkadaşlar bizim o karara yanıtımız zaten bellidir. Anayasa bize her şeyi yazmaktadır. Anayasamızda bayrağımızın, ülkemizin bölünmez bütünlüğü, bunların hepsi çok net şekilde çizilmiştir. Onun için bu konuda parti yetkilileri gereken cevabı her fırsatta iletmişlerdir. Biz bugüne kadar Kürt, Türk, Laz, Alevi ve Sünni ayrımı yapmadık, biz insanların hepsini kucaklıyoruz, AK Parti'nin en büyük özelliği budur. Çünkü hepsini yaratan Allah olduğu için insanları hiçbir ayırım yapmaksızın seviyoruz. Kürt'ü de Laz'ı da Türk'ü de... Hepsini de Türkiye'nin güzelliği ve zenginliği olarak kabul ediyoruz. Bu önemli bir hadisedir. Bayrağımızın tekliği, anadilimizin Türkçe olması, bunlar aslında tartışılmayacak şeylerdir. Ben bunları tartışmayı bile doğru bulmuyorum.''
Kendisinin Bakanlık yaptığını, Kürt asıllı olduğunu ve Türkiye'nin her zaman birlik, beraberlik ve bütünlüğünden yana olduğunu vurgulayan Bakan Çağlayan, şöyle dedi:
''Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmaktan her zaman şeref duydum. Üniversitede öğrencilik yıllarım benim Ülkücülükle geçti ve herhangi şekilde bugüne kadar Türkiye Cumhuriyeti devletinde herhangi bir şeyle karşılaşmadım. Benim üniversiteyi bitirmem, sanayici, sanayi odası başkanı, milletvekili ve Bakan olmam hiçbir şekilde ayrıma tabii tutulmadı. Bunun için bu konuda ne istediklerinin, sonucunun ne getireceğinin iyi görüşülmesi ve tartışılması gerektiğini düşünüyorum. Yeni Anayasanın yapılacağı böyle bir dönemde bu tür konuşmaların yarar getirmeyeceğini özellikle izah ediyorum. Bu, ne kimseye ne de toplumlara yarar getirir. Bizim farklılıklarımız zenginliğimizdir. Anayasanın temel ilkeleri bellidir. Bu çerçevede buna aykırı şeyleri, sürece zarar verecek yaklaşımlar olarak görüyorum.''
Devrek Belediye Başkanı Ulupınar, Bakan Çağlayan'a dünyaca ünlü Devrek bastonu hediye etti.