28 Mayıs 2012 Pazartesi

Tümgeneral Çubuklu, Özkök ve Büyükanıt'ı işaret etti!

ERGENEKON Davası’nda talep bölümünde konuşan Tümgeneral Hıfzı Çubuklu, İrtica.Org sitesinin emekli orgeneral Hilmi Özkök’ün Genelkurmay Başkanlığı döneminde kurulduğuna dikkat çekerek, "1998 yılında siteler kuruldu. Sadece bizi yakaladınız. İrtica.org 1 Nisan 2006 tarihinde kuruldu. Dönemin Genelkurmay Başkanını biliyorsunuz" dedi.

Çubuklu, Yaşar Büyükanıt’ı da işaret ederek, "AK Parti kapatma davasının açıldığı tarihe ve Anayasa Mahkemesi’nce verilen kararın tarihine bakıldığında bunların hepsi benim yeni parafladığım andıç tarihinden çok önceki tarihlerdir. O tarihteki görevliler hakkında hiçbir işlem yapılmadan, bu olaydan haberi olmayan kişiler hakkında dava açılması ceza hukukunun şahsiliği prensibi ile bağdaşmamaktadır" diye konuştu.

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’de görülen Ergenekon Davası’nda talep bölümünde tutuklu sanık CHP İzmir Milletvekili gazeteci Mustafa Balbay konuştu. Balbay, "Bugün 28 Mayıs 2012. Siyasi tarihin önemli kilometre taşlarından olan 27 Mayıs 1960’ın yıldönümü. 27 Mayıs öncesinde haksız yere tutuklanıp cezaevlerine konulan 150 gazetecinin, Meclis Tahkikat Komisyonları’nda haksız yere sorgulananların, 27 Mayıs sonrası haksız yargılanan herkesin acılarını paylaşıyorum" diyerek sözlerine başladı.

Mustafa Balbay, "Tarihi dilim dilim bölüp pay çıkarmaya çalışmak yerine herkesi tarihi bütün olarak ele alıp ders çıkarmaya davet ediyorum. Tarihten vazife çıkarmak yerine herkesi birleşmeye, olağanüstü dönemlerin hukuksuzluk olduğunu anlamaya davet ediyorum. 1960’taki üç idam 1970’deki üç idamı getirdi. İkisinin çarpımı 12 Eylül’ü doğurdu. Bu çarpım tablosunun öncesini ve sonrasını, içinden geçtiğimiz dönem de dahil olmak üzere birlikte gerçekleri sizinle paylaşmak istiyorum. Bugünlerde 1960 sonrası dönemin yargılamalarına ilişkin yayınlar medyada geniş yer tutuyor. Medyada yarın da Ergenekon yargılamalarının nasıl yapıldığı tartışılacak" diye konuştu.

BALBAY DAVALARIN BİRLEŞTİRİLMESİNİ ELEŞTİRDİ

Ergenekon Davaları’nın birleştirilmesini eleştiren Mustafa Balbay, şunları söyledi:

"Geldiğimiz aşamada bir arpa boyu geri gittğimizi görüyoruz. İkinci iddianameden yargılanırken Birinci davadan ve diğer davalardan da yargılananlar geldi. Siz sık sık ‘Davanın geldiği aşamada’ diyorsunuz. Sayın Başkan mahkemenin gelmiş olduğu aşama nedir? biz bilmiyoruz. Buradaki herkes önce insandır. Burada birbirinden farklı o kadar insan var ki. İşkence ile bir araya getirilmeyecek insanlar, bu iddianamelerle bir araya getirildi. Duruşma aralarında şöyle konuşmalara tanık oldum. Biri soruyor ‘Sen hangi davadansın’, diğeri cevap veriyor ‘Seninle en çok görüşme kaydı bulunanım…’ Amacınız pirincin taşını ayıklamaksa… Pirinç çuvalının içine arpa, buğday, mercimek, nohut ne varsa koydunuz. Şimdi bunları ayıklamak için çaba harcıyorsunuz. Bir örnek verecek olursak eğer, İstanbul’dan yola çıkıyorsunuz tabela ‘Ankara 100 kilometre yazıyor’, gidiyorsunuz ‘Ankara 200 kilometre’ yazıyor. Biz böyle bir ortamda gerçeği arıyoruz."

"NEREDEN GELDİĞİNİ BİLMEDİĞİMİZ KURŞUN YAĞMURLARININ ALTINDAYIZ"

Davalarda gizli ve açık bir çok tanığın dinlendiğini belirten Mustafa Balbay, "Hukukçu, avukat arkadaşlarıma danıştım. Dünyanın hiçbir çağdaş ülkesinden ‘gizli’ tanık uygulaması yok. Amerika’da önce tanık ifadesini veriyor, sonra yüz değiştirme, yeni kimlik gibi uygulamalar yapılıyor. Gizli tanık uygulaması ‘açık oy gizli sayım’a benziyor. Burada tanıklar sanıkları suçlayıp gidiyor. Tanıklar, ’Şunu da söyleyecektim aklıma şimdi geldi’ diyor ve eklemeler yapıyor. Nereden geldiğini bilmediğimiz kurşun yağmuru altındayız. Siz de ’Sakin olun isabet edip etmediğine sonra bakacağız’ diyorsunuz" şeklinde konuştu.

"TANIKLARIN ANALİZLERİNİ ÇÜRÜTMEK İÇİN UĞRAŞIYORUZ"

Geçen hafta duruşmada dinlenen eski Emniyet İstihbarat Dairesi Başkanı Bülent Orakoğlu’nu isim vermeden eleştiren Balbay," Açık tanık geliyor, faili meçhul cinayetleri anlatıyor, buraya bağlıyor. ‘Deliliniz var mı’ deniliyor. ’Yok bunlar benim analizlerim’ diyor. Biz bir de buraya gelen tanıkların analizlerini çürütmek için çaba sarf ediyoruz" dedi. Eline sadece askerlik yaptığı 1982 yılında silah aldığını vurgulayan Balbay "Ben Cumhuriyet Gazetesi yazarıyım ve Cumhuriyet Gazetesi’ni bombalayanlarla birlikte yargılanıyorum"dedi. Tutuklu milletvekillerinin tahliyesine ilişkin tartışmalar sırasında AK Parti’nin bir anket yaptırdığını anlatan Balbay, "Siz buna hukuk devleti diyebilir misiniz? Bu tablo Türk filmlerindeki kötü adamların elleri kolları bağlı birine su gösterip sonra dökmesine benziyor. Filmlerde dahi o zalimler kazanmamıştır. Özgürlüklerin pazarlık konusu yapıldığı bir dönemdeyiz" dedi.

Balbay sözlerini şöyle tamamladı: "Milletvekili olarak iç barışın ve adaletin sağlanması ilgili görevimi yapmak istiyorum. Aydın bir Mustafa Balbay olarak ben özgürüm. Cezaevinde bulunduğum sürede 500’e yakın köşe yazısı yazdım. 2 binin üzerinde kamuoyu açıklaması yaptım. 5 Kitap çıkardım. Ben cezaevinde de üretmeye devam ediyorum."

KORAMİRAL OTUZBİROĞLU: ADİL YARGILAMA TALEP EDİYORUM

Ergenekon Davası ile birleşen İnternet Andıcı Davası’nın tutuklu sanığı Koramiral Mehmet Otuzbiroğlu, tutuklu olarak yargılandığı mahkemelere karşı inancının yok olduğunu söyleyerek "Bu davada 17 ayrı iddianeme yer alıyor. 17 ayrı iddianameyi Ergenekon kuyusuna attınız. Kuyu doluyor, şişiyor ancak davalara doymuyor" dedi. İnternet Andıcı Davası’nın, Ergenekon Davası’ndan ayrılmasını isteyen Oturzbiroğlu, "Adil yargılama talep ediyorum" diyerek sözlerini tamamladı.

"İDDİANIN ELE TUTULUR BİR YANI YOK"

Tutuklu sanık Genelkurmay Başkanlığı Adli Müşaviri Tümgeneral Hıfzı Çubuklu da 2009 tarihli andıçla illegal olduğu iddia edilen sitelere hukuk koruması sağlandığı iddiasına değinerek, iddianın elle tutulur bir yanı olmadığını belirtti. Çubuklu, "Bana söyler misiniz illegallik nerede? Şayet burada bir suç işlenmişse, işleyenler hakkında ’suçun şahsiliği ilkesi’ de dikkate alınarak gerekli yasal işlem yapılmalıdır. Geçmişte işlendiği iddia edilen bir suç nedeniyle, sitelerden bile haberi olmayan görevlilerin daha sonra bu konuyla da bağlantılı olmaksızın 2009 tarihinde yeni site kurulmasına ilişkin bir yazıya paraf atmaları sebebiyle suçlanmaları mümkün müdür?" dedi.

"SİTELER 1998 YILINDA KURULDU, SADECE BİZİ YAKALADINIZ"

AK Parti hakkında açılan kapatma davasının delillerinin dava konusu sitelerden temin edilen haberler olduğunun iddia edildiğini belirten Çubuklu, şöyle konuştu:

"17 Ocak 2012 tarihinde Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı Siyasi Partiler Sicil Bürosu’ndan gelen yazıya göre kullanılan tek haber 2007 tarihli ’Apronda Namaz Şov’ isimli haberdir. Bu haberin sitede yayınlanmasından 1 ay önce 27 Eylül 2007 tarihli Cumhuriyet Gazetesi’nde çıkan ve bu gazete kaynak gösterilmek suretiyle 23 Ekim 2007 tarihinde "irtica.org" sitesine konulan haberdir. Bu haberin tarihine baktığınızda, AK Parti kapatma davasının açıldığı tarihe ve Anayasa Mahkemesi’nce verilen kararın tarihine bakıldığında bunların hepsi benim yeni parafladığım andıç tarihinden çok önceki tarihlerdir. O tarihteki görevliler (Yaşar Büyükanıt) hakkında hiçbir işlem yapılmadan, bu olaydan haberi olmayan kişiler hakkında dava açılması ceza hukukunun şahsiliği prensibi ile bağdaşmamaktadır. Bu kapsamda, 2007-2008 yıllarında işletilen 2 sitede AK Parti aleyhine çeşitli basın kuruluşlarında yer alan haberlerin bulunması (şayet gerçek ise) etik olarak kabul edilebilir bir durum değildir. Ama bu durumun benim sorumluluğumla bağdaşır hiçbir yanı bulunmamaktadır. 1998 yılında siteler kuruldu. Sadece bizi yakaladınız. irtica.org 1 Nisan 2006 tarihinde kuruldu. Dönemin Genelkurmay Başkanını (Hilmi Özkök) biliyorsunuz" diyerek sözlerini tamamladı.

Duruşma sanıkların talaplerinin alınması ile devam ediyor.