30 Mayıs 2012 Çarşamba

DP, idam fermanını kendi imzalamış!

28 Mayıs 2012 / İDRİS GÜRSOY
Darbeyi ihbar eden Kurmay Binbaşı Samet Kuşçu’yu ordudan ihraç eden belgenin altında Celal Bayar’la birlikte Adnan Menderes ve Etem Menderes’in imzaları var. Kuşçu’nun hangi birliğin nerede konuşlanacağına varıncaya kadar verdiği bilgilerin hepsi 27 Mayıs’ta doğru çıkmıştı.
27Mayıs 1960 darbesini Demokrat Parti’ye (DP) haber veren İstanbul Temsil Bürosu Başkanı Kurmay Binbaşı Samet Kuşçu’nun ordudan ilişiğini kesen resmî belgenin altında dönemin Cumhurbaşkanı Celal Bayar’ın ve darbecilerin idam ettiği Başbakan Adnan Menderes’in imzası bulunuyor. Aksiyon’un ulaştığı belgelere göre, Kuşçu ile ilgili yazı, Savunma Bakanı Etem Menderes tarafından gereğinin yapılması için başbakanlığa gönderiliyor. 16 Temmuz 1959 tarihli ve AD: 5404-1-59 nolu resmî belgede “Konu: Kurmay Binbaşı Samet Kuşçu” başlığı altında “Başvekalet’e, İsyan muharrikliği suçundan hükümlü Kur. Binb. Samet Kuşçu (942-2)’nun ordudan ihracına dair ekli kararın yüksek tasdike sunulmasına müsaadelerini saygı ile arz ederim. İmza, Etem Menderes, Milli Mudafaa Vekili.” deniyor. Karar yazısında ise sırasıyla Bayar, Menderes ve Etem Menderes’in imzaları bulunuyor.
Kurmay Binbaşı Kuşçu, önce askerî mahkemede ‘orduyu isyana teşvik etmek’ suçundan mahkûm ediliyor, sonra da kurtarmak istediği hükümet tarafından ordudan atılıyor. Samet Kuşçu’nun ihbar ettiği cunta, iki yıl sonra 27 Mayıs darbesi ile DP’yi iktidardan indiriyor. Kuşçu’nun İstanbul’da hangi birliğin nerede konuşlanacağına kadar verdiği bütün bilgiler doğru çıkıyor. Başbakan Menderes, bakanlar Hasan Polatkan ve Fatin Rüştü Zorlu idam ediliyor.
1957’de Kurmay Binbaşı Samet Kuşçu, İstanbul Temsil Bürosu’nun başındaydı. Cuntaların DP’ye karşı planlarından haberdar olunca olan biteni araştırması için Adnan Menderes hükümetini uyarmaya çalıştı ancak başbakanın etrafını kuşatan çemberi aşamadı.
9 subayın gözaltına alınması ile patlak veren “9 Subay Olayı”nı Adalet İşleri Başkanı Hâkim Tuğgeneral Arif Onat soruşturdu. Sanıkları, cuntacılarla ilişkili Cemal Tural’ın başkanlığını yaptığı Askerî Mahkeme yargıladı. Tural, 9 subaydan sadece cuntayı haber veren Samet Kuşçu’yu mahkûm ederken 8 subayı beraat ettirdi. Adnan Menderes’in başında olduğu bakanlar kurulu tarafından Kuşçu’nun ordu ile ilişiği kesildi. Bir yıl sonra Faruk Güventürk’ün de içinde bulunduğu cunta, diğer cuntalarla da birleşerek daha güçlü şekilde faaliyetini sürdürdü. Darbe planları güncellendi. Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı gibi önemli noktalara kendi adamlarını tayin ettirerek 27 Mayıs hazırlıkları tamamlandı. DP, 1957’de Kurmay Binbaşı Samet Kuşçu’nun ihbarını değerlendirip İstanbul ve Ankara’daki cuntaların üzerine kararlılıkla gidebilseydi darbe önlenebilirdi.
Kuşçu, cuntayı haber alır almaz Menderes’e ulaşmak istedi. Ancak Millî Savunma Bakanı ve Müsteşarı Adnan Çelikoğlu, cuntacılarla ilişki içindeydi. Çelikoğlu, ihbar mektuplarını ve Kuşçu’nun ifadelerini cuntaya ulaştırarak gerekli tedbirlerin alınmasını sağladı. 27 Mayıs sabahına kadar da cunta ile ilişkisini kimse bilmiyordu.
Menderes’in özel kalem müdürü Muzaffer Ersü de Kuşçu’nun Menderes’le görüşmesine izin vermedi. Şemi Ergün ve Etem Menderes, başbakana “Bu, ordunun iç işidir. Üzerine gidip yıpratmayalım.” telkininde bulundu.
Emniyetin cuntanın planlarını ele geçirme çabası önemli noktalara sızmış darbeciler tarafından sonuçsuz bırakıldı. Faruk Güventürk ve diğer subaylara, evleri ve işyerlerinde arama yapılacağı önceden haber verilerek planların ve cuntacıların isminin bulunduğu belgelerin yok edilmesi sağlandı. Cuntacılar bir araya gelerek nasıl ifade vereceklerini kararlaştırdılar. Aramaları yapan bazı subaylar ele geçirdikleri yazışmaları soruşturmayı yürüten Arif Onat’a ulaştırmadılar. Mahkeme safhasında da davayı itibarsızlaştırmak ve iddiaların üzerini örtmek için büyük çaba sarf edildi.
8 subaya Halk Partisi sahip çıkarken, Samet Kuşçu yalnız bırakıldı. Cezaevinde işkence gördü. Askerî Mahkeme de darbeyi haber veren Kuşçu’yu ordunun disiplinini bozmaktan mahkûm etti. Cuntacıların avukatlığını Orhan Birgit’in (şimdiki Basın Konseyi Başkanı) başını çektiği CHP’liler üstlendi. CHP’nin asker kökenli Ordu Milletvekili Ferda Güley bütün davaları takip etti. Cuntacıların ilişkide olduğu basın, askerî okulları birincilikle bitirmiş Kuşçu’yu ‘akli dengesi bozuk’ diye hedef aldı. Meclis’te CHP sözcüleri, cuntacı subayların “İsmet İnönü’yü sevdikleri için” tutuklandıklarını dile getirdi. 8 darbeci subay, önceden nasıl ifade vereceklerinde anlaştılar ve ağız birliği yaparak Kuşçu’yu suçladılar.
En ölümcül hatayı ise cuntacıların hedef aldığı DP yaptı. Darbe iddialarının üzerine ciddiyetle gidilmedi. Darbeyi haber veren Samet Kuşçu’nun ordudan ihraç edilmesi kararının da altına imza atıldı. Âdeta Menderes hükümeti kendi ayağına kurşun sıktı. İşte ilk defa Aksiyon’da yayımlanacak şok belgeler:
Tarih: 16 Temmuz 1959
AD: 5404-1-59
Konu: Kurmay Binbaşı Samet Kuşçu
Başvekalete
İsyan muharrikliği suçundan hükümlü Kur. Binb. Samet Kuşçu (942-2)’nun ordudan ihracına dair ekli kararın yüksek tasdike sunulmasına müsaadelerini saygı ile arz ederim.
İmza: Etem Menderes

Milli Mudafaa Vekili
TC Milli Müdafaa Vekaleti Müsteşarlığı
Ankara
AD:
Konu:
Karar
1-İsyan maharrikliği suçundan dolayı Kurmay Binbaşı Samet Kuşçu (94/-2)’nun, Askeri Ceza Kanununun 94-1, 105 ve 32/A-1 inci maddeleri gereğince iki sene hapsine ve ordudan ihracına dair birinci ordu kumandanlığı askeri mahkemesince verilen ve kesinleşmiş olan 25 Kasım 1958 tarih ve 58/61 esas, 58/166 karar sayılı hükmün, Askeri Muhakeme Usulü Kanununun 249/3 üncü maddesine tevfikan yerine getirilmesi tensip edilmiştir.
2-Bu kararın icrasına Milli Müdafaa Vekili memurdur.
İmza: Reisicumhur Celal Bayar, Başvekil Adnan Menderes, Milli Müdafaa Vekili Etem Menderes

27 Mayıs’tan sonra darbecilerin suç itirafları

‘9 Subay Olayı ve Samet Kuşçu’ kitabı, 27 Mayıs öncesi demokrasinin kaçırdığı fırsat olan 9 Subay Olayı’nı bütün yönleri ile ortaya koyuyor. 27 Mayıs darbesi ile DP iktidardan indirildi. Menderes ile bakanlar Zorlu ve Polatkan idam edildi. Kuşçu ve olayda adı geçen bütün tarafların 27 Mayıs’tan sonra açıklamaları ise ibret vericiydi. Kuşçu, darbecilerin suç itirafları için ‘Neden yargılanmıyorlar?’ sorusunu sormuştu.
Faruk Güventürk: Bizi çağıracaklarını öğrenmiştik. MSB’nin emir subayı (Adnan Çelikoğlu) bizim örgütümüze mensuptu. Şifreli konuşuyorduk. Hemen kendi aramızda toplandık ve onların sorabileceği sorulara göre yanıtlarımızı da müşterek olarak hazırladık. Kuşçu olayını atlattık, kapandı dosya. Delil yetersizliğinden subaylar beraat etti. Bizimki hazırlık soruşturması safhasında kaldı. Hükümetin dikkatini dağıtmak için biz Orhan Erkanlı ile birlikte Amerika Harp Akademisi’ne gittik (eğer izleniyorsak bu tür eylemlerin içinde olmadığımızı kanıtlamak için). 9 subay olayının üzerine gidilse işimiz biterdi.
Adnan Çelikoğlu: 1957’den 27 Mayıs 1960’a kadar MSB emir subayı olarak siyasi kadroya çok yakın çalışan bir ihtilal komitesi üyesiydim. Hücre sistemi ile çalışıyorduk. ‘Makarios yakalandı, kediler fareleri kovalıyor’ diye Dündar Seyhan’ı uyardım. 9 subay olayını örtmeyi başardık.
Ahmet Yıldız: İhtilalci arkadaşlarımızdan MAH Başmüfettişi Reşat Arın aracılığıyla 70 kadar kurmay subayın ihtilalci olabileceğinden şüphelenildiğini öğrenmiştik. İhbar edilen subaylar bizden aldıkları uyarı üzerine açılan davaya hazırlıklı olarak girdiler ve Cemal Tural’ın başkanı olduğu mahkemede aklandılar.
Dündar Seyhan: 1954’ten 27 Mayıs 1960’a kadar TSK içinde ihtilal hazırlıklarına müteveccih tek sabotaj bu ihbar hadisesi olmuştur. Muhbire yine TSK layık olduğu tokadı gerektiği şiddetle vurmakla gecikmemiştir.
Talat Aydemir: 9 subayın tevkifinin akabinde ordudan meçhul birisi MSB Şemi Ergin’e bir ihbar mektubu yazıyor. Faruk Güventürk için ‘O yalnız olamaz’ diyor, bizim komiteden 8-10 kişinin ismini veriyor. Adnan Çelikoğlu sayesinde Şemi bey ikna edilerek mektup dosyada kalıyor, ehemmiyetsiz bir muameleye tabi tutuluyor. Çelikoğlu bizleri en büyük tehlikeden kurtarmış oldu.
Adil Türkoğlu (Topçu Albay): Faruk Güventürk’ü ben aradım. Oteldeki aramada elbisesinin cebinde bulunan bazı yazıları ve bavulun içinde çıkan BMM’deki Sayın İnönü’nün beyanlarını bulduk. Fakat bunları tutanağa geçirmedik. Evrakı yakmak suretiyle imha ettirdim.
Orhan Birgit: Partinin emri üzerine CHP ile ilişkisi kurulabilir diye emekli subay Cemal Yıldırım’ı kurtarmak için harekete geçtim. Uydurma bir haciz davası ile vekalet alıp onu umumiye çevirdim. Benim Yıldırım’ın avukatlığını üstlenmemden sonra bütün sanıkların avukatları oldu. CHP, subaylara avukat tayin etti. Eroincileri savunduğum gibi cuntacıları da savunurum, avukat olarak görevim bu.
Ferda Güley (CHP Ordu Milletvekili): 9 subay olayında bütün duruşmaları takip ettim. Meclis gündemine getirdik konuyu.
Metin Toker: Mahkemede Yüzbaşı Özfırat’ın avukatı, müdafaasında subayların İsmet İnönü’yü sevdikleri için soruşturmaya uğradığını söylediler.
Samet Kuşçu: Menderes’e ulaşmam engellendi. Başbakanı uyuttular. Vurdumduymazlık vardı. Başbakan hem kendini hem de beni yaktı. 27 Mayıs’tan sonra cuntacılar nasıl suç işlediklerini anlattılar. Neden yargılanmıyorlar?
(Kaynak: 9 Subay Olayı ve Samet Kuşçu, İdris Gürsoy, Kaynak Yayınları)