27 Mayıs'ın 52. yıl dönümünde darbenin çocuk tanıkları, o sabah babalarının götürülüşünü anlattı.
Türkiye'nin kalkınmasına ve demokrasi tarihine ilk ciddi darbeyi vuran 27 Mayıs'ın 52. yıl dönümünde darbenin çocuk tanıkları konuştu. Birçoğu babasını darbe sabahı askerlerin arasında iteklenerek götürülüşünü hatırlarken birçokları da helalleşemedikleri babalarına bir daha kavuşmanın özlemini duydu. Kimi babasının götürülüşünü annesinin kucağında gözü yaşlı izlerken kimisi ise günlerce Harbiye Orduevi önünde babalarından bir haber almak için bekledi. İşte bu çocuk tanıklardan biri de Demokrat Parti'nin (DP) Bayındırlık Bakanı Tevfik İleri'nin oğlu Cahit İleri'ydi.ASKERİMİZİ YABANCI ASKER SANDIM
Darbe sabahı babalarının sakin bir ses tonuyla kendisini ve ablalarını uyandırdığını söyleyen Cahit İleri, babasının götürülüş şeklini hiç unutamadığını belirtiyor. Sıhhiye'de kiralık bir dairede oturduklarını evlerinin Sıhhiye Meydanı'nı gördüğünü ifade eden İleri, o sabahı şöyle anlatıyor: "Sıhhiye Meydanı'nda üç tane tank ve birtakım askerler gördük. Askerler tankların etrafında siper alır gibi yere yattılar. Karşı tarafta başka askerler... Bir an yabancı askerler olduğunu bile düşündüğümü hatırlıyorum. Kıyafetlerinden Türk askeri olduğunu anladık. Biraz sonra jip gibi bir araç geldi, babamın aşağı inmesi istendi. Babam da aşağı indi ve gitti."
'27 MAYIS İNÖNÜ'NÜN KONUŞMASIYLA BAŞLADI'
HARBİYE ÖNÜNDE HABER BEKLERDİK
Babasından ancak 2 gün sonra haber alabildiklerini dile getiren İleri, babalarından haber almak için kız kardeşiyle Harbiye Orduevi'nin önünde bekledikleri günleri ise unutamıyor. Cahit İleri o günü şöyle anlatıyor: "Darbeden iki gün sonra babamdan bir not geldi. Harbiye'de tutuklu olduklarını ve ihtiyaçlarını yazmıştı. Ablam Cahide ile gidip Harbiye'nin kapısında bekliyorduk. Bizim gibi pekçok esirin ailesi de orada, bir haber alabilmek için bekliyordu. Zaman zaman içeriden dışarıya notlar geliyordu, biz de askerlere rica ederek, babama gönderiyorduk. Babamla ilk haberleşmemiz bu notlar sayesinde oldu."
POLATKAN'IN KIZI: İDAMI BABAMLA ÖĞRENDİM
EVİMİZDE MÜCEVHER ARADILAR
Babalarının tutuklandıktan sonra evlerini askerler geldiğini ve arama yaptıklarını söyleyen İleri, "Kitapların arasında, dolaplarda, annemin yatak odasında arama yapıyorlar. Annem dayanamadı; 'Ne arıyorsunuz' diye sordu. Mücevher aradıklarını söylediler. Sonunda pek bir şey bulamayınca askerlerden biri sinirlendi; 'Böyle şey olur mu, benim karımın bundan fazla mücevheri var' dedi ve gittiler" şeklinde konuştu.
İKİNCİ SINIF İNSANLAR OLMUŞTUK
Babalarını görmek için Yassıada'ya gitmek istediklerinde kendilerine ikinci sınıf vatandaş muamelesi yapıldığını ve vapurun bodrum katına yerleştirildiklerini anlatan İleri, babasıyla ilk görüşmelerini şöyle anlatıyor:
"Dolmabahçe'den Fenerbahçe
vapuruna bindik. Bize, yani 'düşükler' ve 'kuyruklar'a ayrılan yerler,
vapurunun bodrumdaki yerlerdi. Biz ikinci sınıf insanlardık. Babamı,
Yassıada'da kaldıkları bir buçuk yıl içinde iki defa görebildik. On
sekiz yaşında olmadığım için duruşmalara gidemiyordum. Oraya gideni; 'ah
ne mutlu sana gittin, babamı gördün' diye kıskanıyorduk."
ASKERLERE YALVARIRDIK
Babasının hakkında verilen müebbet kararının ardından hastalandığını, önce Kayseri sonra da Ankara'da bir hastaneye sevk edildiğini belirten Cahit İleri, babalarını ziyaret edebilmek için kapısında bekleyen askerlere yalvardıklarını ise hiç unutamıyor. Bu dönemin uzun sürmediğini söyleyen İleri, babasının 31 Aralık'ta, 50 yaşında aralarından ayrıldığını belirterek "Müebbet hapse mahkûm olduktan iki buçuk ay sonra babam kurtuldu" diye konuştu.
HAKKIMI HELAL ETMiYORUM
Artık CHP'nin bile "Darbeler kötüdür" deme noktasına geldiğini ifade eden Cahit İleri, sivilleşme bilinci adına Türkiye'nin geldiği noktayı olumlu bulduğunu belirtti. "Bu inanılır gibi bir şey değil. Geldiğimiz bu aşamayı büyük bir sevinçle karşılıyorum. Şu anda eskiden darbe yapmış birtakım insanlar, hesap vermek üzere mahkemedeler. Allah hâkimlere adil kararlar verdirtsin. Bu insanların darbe yaptıkları için mahkemede olmaları bile fevkalade bir şey. 'Darbe yapmak ayıptır ve suçtur...' Bu Türkiye'de ilk defa yaşanıyor" diyen İleri, bu ortamı oluşturan idarecilere karşı minnet duyduğunu ifade etti. Darbecileri hiçbir zaman affetmediğini vurgulayan İleri, "Ben onları ne Türk vatandaşı olarak ne de Tevfik İleri'nin oğlu olarak affetmedim. Hakkımı helal etmedim. Allah yaptıklarının intikamını onlardan alacak. Çünkü bize ve Türkiye'ye kötülük yaptılar" ifadeleriyle sözlerini noktaladı.
CENAZESİNDEN BİLE KORKTULAR
Darbeden kısa bir süre sonra çıkarılan Tedbirler Kanunu'na göre, Demokrat Parti'lileri öven, Yassıada kararlarını tenkit edenlerin 5 yıl hapisle cezalandırıldığını belirten İleri, babasının cenazesini ise şu cümlelerle anlattı: "1961 seçimleri olmuştu. Darbeden sonra ilk defa radyodan, babamın vefatı herhangi bir hakaret ve küfür olmadan; "Eski bakanlardan Tevfik İleri vefat etmiştir" diye duyuruldu. Babamın cenazesinde mahşerî, çok coşkulu ve hüzünlü bir kalabalık vardı. Birileri, babamın tabutunun üstüne bayrağımızı örttü. Tabut eller üzerinde, evimizin önüne, sonra da Cebeci Asri Mezarlığı'na götürülerek defnedildi. Babamın cenazesindeki bu kalabalık, bazılarına göre bir tehlikenin işaretiydi. Bazı gazetelerde; 'kuyruk canlandı, kuyruk başkaldırdı' gibi ifadeler kullanıldı."
YASSIADA'YA 44 YIL SONRA GİDEBİLDİM
Uzun yıllar Yassıada'ya bakamadığını, sahilde yürüyüş yapacağı zaman, Yassıada'yı görmeyen noktalardan yürüdüğünü belirten İleri, "Babamın orada yaşadıkları yüzünden oraya bakamadım. Beş yıl önce Genç Siviller, "Yassıada Demokrasi Adası Olsun" sloganıyla Yassıada'ya bir gezi düzenledi. Beni de davet ettiler. 16 yaşında babamı ziyaret için gittiğim Yassıada'ya 60 yaşında ilk defa Genç Siviller'le birlikte gittim" ifadesini kullandı.
ASKERLERE YALVARIRDIK
Babasının hakkında verilen müebbet kararının ardından hastalandığını, önce Kayseri sonra da Ankara'da bir hastaneye sevk edildiğini belirten Cahit İleri, babalarını ziyaret edebilmek için kapısında bekleyen askerlere yalvardıklarını ise hiç unutamıyor. Bu dönemin uzun sürmediğini söyleyen İleri, babasının 31 Aralık'ta, 50 yaşında aralarından ayrıldığını belirterek "Müebbet hapse mahkûm olduktan iki buçuk ay sonra babam kurtuldu" diye konuştu.
HAKKIMI HELAL ETMiYORUM
Artık CHP'nin bile "Darbeler kötüdür" deme noktasına geldiğini ifade eden Cahit İleri, sivilleşme bilinci adına Türkiye'nin geldiği noktayı olumlu bulduğunu belirtti. "Bu inanılır gibi bir şey değil. Geldiğimiz bu aşamayı büyük bir sevinçle karşılıyorum. Şu anda eskiden darbe yapmış birtakım insanlar, hesap vermek üzere mahkemedeler. Allah hâkimlere adil kararlar verdirtsin. Bu insanların darbe yaptıkları için mahkemede olmaları bile fevkalade bir şey. 'Darbe yapmak ayıptır ve suçtur...' Bu Türkiye'de ilk defa yaşanıyor" diyen İleri, bu ortamı oluşturan idarecilere karşı minnet duyduğunu ifade etti. Darbecileri hiçbir zaman affetmediğini vurgulayan İleri, "Ben onları ne Türk vatandaşı olarak ne de Tevfik İleri'nin oğlu olarak affetmedim. Hakkımı helal etmedim. Allah yaptıklarının intikamını onlardan alacak. Çünkü bize ve Türkiye'ye kötülük yaptılar" ifadeleriyle sözlerini noktaladı.
CENAZESİNDEN BİLE KORKTULAR
Darbeden kısa bir süre sonra çıkarılan Tedbirler Kanunu'na göre, Demokrat Parti'lileri öven, Yassıada kararlarını tenkit edenlerin 5 yıl hapisle cezalandırıldığını belirten İleri, babasının cenazesini ise şu cümlelerle anlattı: "1961 seçimleri olmuştu. Darbeden sonra ilk defa radyodan, babamın vefatı herhangi bir hakaret ve küfür olmadan; "Eski bakanlardan Tevfik İleri vefat etmiştir" diye duyuruldu. Babamın cenazesinde mahşerî, çok coşkulu ve hüzünlü bir kalabalık vardı. Birileri, babamın tabutunun üstüne bayrağımızı örttü. Tabut eller üzerinde, evimizin önüne, sonra da Cebeci Asri Mezarlığı'na götürülerek defnedildi. Babamın cenazesindeki bu kalabalık, bazılarına göre bir tehlikenin işaretiydi. Bazı gazetelerde; 'kuyruk canlandı, kuyruk başkaldırdı' gibi ifadeler kullanıldı."
YASSIADA'YA 44 YIL SONRA GİDEBİLDİM
Uzun yıllar Yassıada'ya bakamadığını, sahilde yürüyüş yapacağı zaman, Yassıada'yı görmeyen noktalardan yürüdüğünü belirten İleri, "Babamın orada yaşadıkları yüzünden oraya bakamadım. Beş yıl önce Genç Siviller, "Yassıada Demokrasi Adası Olsun" sloganıyla Yassıada'ya bir gezi düzenledi. Beni de davet ettiler. 16 yaşında babamı ziyaret için gittiğim Yassıada'ya 60 yaşında ilk defa Genç Siviller'le birlikte gittim" ifadesini kullandı.