21 Haziran 2010 Pazartesi

Mehmetçik o gece görevini yerine getirdi

Hürriyet Genel Yayın Yönetmeni Enis Berberoğlu, 9 şehit verdiğimiz gecede yaşananları Gediktepe’deki siperde askerlerden dinledi.

GEDİKTEPE'DEN KARELER
O gece, Gediktepe’de geçici üsteki Nikon dürbüncüsü, orta tepeden aşağı doğru inen birilerini gördüğünü zannetti. Termal kameralar oraya yöneldi. Ama hayvan mı, insan mı olduğu anlaşılamadı. Toplarla mevki dövüldü. Yetinilmedi, el bombaları atıldı, ardından yaylım ateşi açıldı. Ama hiçbiri karşılık bulmadı. Saat 01.30 sıralarında ise Gediktepe kıyamet yerine döndü. İşte o gecenin hikayesi...

BU sözler, Yüksekova 3. Taktik Tümen Komutanı Tümgeneral Gürbüz Kaya’ya ait.

Ama nedenini anlamak için 18 Haziran’ı 19’una bağlayan geceye dönmek lazım. Saat 23.30. Gediktepe’de, geçici üste barınan Nikon dürbüncüsü, tam karşısına düşen orta tepeden aşağı doğru inen birilerini gördüğünü zannetti. Termal kameralar oraya yöneldi. Ama hayvan mı, insan mı olduğu anlaşılamadı.

Yine de askeri tabirle uygulama başlatıldı. Yani dağ topları ve havan topları o mevkiyi dövmeye başladı. Karşılık alınamadı.

Yine de Gediktepe’deki komutan tatmin olmadı. Bu kez “Yakın sızma olabilir” diyerek, her mevziden karanlığa birer el bombası atılmasını emretti. Yetinmedi, aynı noktalara yaylım ateşi açtırdı. Mehmetçik’in ateşi yine karşılık bulmadı. Saat 01.30 sıralarında Gediktepe kıyamet yerine döndü. PKK’lı teröristler önce heybelerinde getirdikleri RPG 7 roketleriyle en batıdaki mevziyi vurdular. Aynı anda karşıdaki 2 bin 600 ve 2 bin 100 rakımlı iki dağdan doçkalar (uçaksavarlar) ateşe başladı. Mevzidekiler yerlerine çakıldılar. Bu örtü ateşini fırsat bilen 50’den fazla PKK’lı sızmayı tamamlayarak, yakın mesafeden Türk askeri ile çatışmaya girdi.

Giresunlu Volkan: Komutanım izin ver
Giresunlu Volkan Demir, işte o an isyan etti. Çünkü komşu mevzideki arkadaşlarının üzerine düşen roketi ve takip eden cehennem ateşini gördü. Takım komutanı yaralıydı, yerinden kıpırdayamıyordu. Ona bağırdı, “Komutan! İzin ver çıkayım, bu teröristleri takip edeyim.”

İntikam almazsam dikili taş olayım
Komutan tabii ki izin vermedi. Giresunlu Volkan, mevzide aldığı isabetle gazi oldu, ama yılmadı. Dün konuştuğumuzda, “Komutanımı anlıyorum ama, kalan 54 günlük askerliğimin tamamını Gediktepe’de tamamlamak istiyorum. Arkadaşlarımın intikamını alamazsam ben de dikili taş olayım” diyordu.

Yıllarca o tepede görev yaparım
Gediktepe cehennemini yaşayan bir başka gazi, Adanalı Necati Yurt. Dün belki de ilk kez komutanına isyan etti. Çünkü Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ, gazi Necati için, “28 günü kalmış, artık karakolda tutalım” önerisinde bulundu. Gazi Necati, hem komutanına, hem de Başbakan Erdoğan’a adeta yalvardı: “Değil 28 gün, yıllarca o tepede görev yapmak isterim. Burada kalmaya vicdanım el vermez. 8 arkadaşım orada şehit yatıyor.”

57 PKK’lıdan 23’ü dönebildi
O gece Gediktepe’ye saldıran terörist sayısının 100’den fazla olmadığı tahmin ediliyor. Tepelerden destek atışı verenler hariç, sızma harekâtını yapanların sayısı 57 kişi kadar. Askeri istihbarata göre, saldırıyı düzenleyen 57 kişiden ancak 23’ü üslerine yara almadan geri dönebildi. Ancak kaçan teröristleri takip eden birlik Ortatepe’de mayın tuzağına rastlayınca 2 şehit verildi.

Devlet Gediktepe’de tek vücuttu
Dün Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Gediktepe’de buluştu. Başbakan Erdoğan, 3 bakanı Cemil Çiçek, Hayati Yazıcı ve Vecdi Gönül, tüm Kuvvet Komutanları, MİT, Kamu Güvenliği, İçişleri Bakanlığı ile Başbakanlık müsteşarları, Van’daki törenden sonra Tekeli Karakolu’na gitti. Başbakan ve Genelkumay Başkanı, gazilerle sohbet ettikten sonra helikopterle Gediktepe’ye geçtiler.

Erdoğan, Başbuğ ve 30 Ağustos’ta Genelkurmay Başkanı olacak Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Işık Koşaner’in Gediktepe’de verdikleri görüntü, siyasi otorite ile askerin, teröre karşı tek vücut olduğunu gösteriyordu.

Gaziler anlattı
HÜRRİYET Genel Yayın Yönetmeni Enis Berberoğlu, Başbakan Erdoğan ve Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ askeri helikopter ile Gediktepe’deki mevziye gitti. Berberoğlu daha sonra saldırıda gazi olan askerlerden de o geceyi dinledi.

Haberin hikayesi
DÜN Başbakan ve Genelkurmay Başkanı’na ilk rastladığımda söylediğim gibi, “Sadece orada olmak ihtiyacıyla Şemdinli’ye gittim.” Ne kimseden davet aldım, ne de bana bir söz verildi. Sabah saat 06.40 tarifeli uçağıyla Van’a gittim, oradan ticari bir araçla 4.5 saatte Şemdinli Tekeli karakolunun nizamiyesine ulaştım. Hürriyet Ankara Temsilcisi Metehan Demir’den benim bölgede olduğumu duyan komutanların talimatıyla içeri alındım. Gazeteciliğin doğru zamanda doğru yerde olmak ve biraz da şansına güvenmek anlamına geldiğine bir daha iman ettim.