30 Haziran 2010 Çarşamba

Kan donduran iddialar!

İki köylünün kekik toplarken terörist diye öldürülmesiyle ilgili iddialar kan dondurdu: Sis yoktu ve hava açıktı... Asker ‘dur' ihtarı ve uyarıda bulunmadı... Köylülere ateş mesafesi 20 metreydi...

Hatay'da güvenlik görevlilerinin terörist sanarak açtığı ateşte kekik toplayan iki köylünün ölmesi, İçişleri Bakanlığı'nın görevlendirdiği iki müfettiş tarafından incelemeye alındı. Kaza kurşununda ölen köylülerin yakınları ise, kekik toplayan köylülere 20 metreden ateş açıldığı, yaylada sis olmadığı ve askerlerin dur ihtarında bulunmadığı görüşünde.

ORASI ZATEN PİKNİK ALANI
Hassa'nın Dedemli köyü Şekerin Deresi mevkisinde konuşlanan güvenlik görevlilerinin terörist zannederek açılan ateşte Çardak Yaylası'nda kekik toplayan vatandaşlardan Mustafa Fil ile Ali Dalmış ölmüş, Mehmet Sak ise yaralanmıştı. İstanbul'da özel güvenlik görevlisi olarak çalıştığını belirten Murat Dalmış (27), babasına 20 metre mesafeden ateş açıldığını iddia ederek, “Orası zaten piknik alanı, madem öyle bir şey var sivillerin oraya çıkmalarına niye izin veriyorlar. Halen insanlar çıkıyor, serbestçe dolaşıyor. Kekik toplayan babamı da piknik alanında terörist sanıp vurmuşlar, bunu kimse izah edemez. Altında başka şeyler yatıyor” dedi.

AYIRT EDEMEDİK DİYEMEZLER
“Hangi dağda 65 yaşın üstünde terörist görmüşler?” diye soran Murat Dalmış şöyle devam etti: “Buralarda yaşayan 90 yaşındaki insana sorun, orada terörist gördük diyemez. Ormanlık olabilir ancak sivili ayırt edemedik diyemezler, bunu söyleyemezler, imkansız. Suç duyurusunda bulunacağım, peşini bırakmayacağız. Gediktepe'de köylü zannettik deyip vurmamışlar, ne oldu 11 şehit verdik. Bugün ne oldu, sivili de terörist zannetmiş beyefendiler. Bunu bizlere asla izah edemeyecekler. Babamın başına gelenlerin hata olduğuna inanmıyorum.”

Kurşunlar yağmur gibiydi kendimi dereye zor attım
Saldırıdan dere yatağına atlayıp 600 metre sürünerek kurtulan 60 yaşındaki İbrahim Yalçın, “Sis yoktu hava açıktı. Hiçbir uyarı yapılmadan ateş açıldı” dedi. Ateş anında sis olmadığını belirten Yalçın, “4 arkadaş, kekik toplamak için sabah erken yola koyulduk. Birden ateş açıldı. Başımın üstünden bir kurşun geçti bir ağacın arkasına saklandım. Kurşunlar yağmur gibi yağıyordu. Kendimi dere yatağına attım. Silah sesleri kesilince 600 metre dere yatağından süründüm. Arkadaşlarımın vurulduğundan öldüğünden hiç haberim olmadı” diye konuştu.

DAHA KEKİK TOPLAMAK İÇİN ALANA YENİ GELMİŞTİK
Hiçbir uyarı yapılmadan ateş açıldığını belirten Yalçın, “Olayın şokunu hala atlatamadım. Daha kekik toplamaya yeni gelmiştik. Bir anda silah sesleri duyunca hemen yere yatarak saklandım. Sürüne sürüne oradan uzaklaştım. Arkadaşlarıma ne oldu bir türlü arkama bakamadım. Evime gelip jandarmaya haber vermeyi düşündüğüm an askerler gelip beni aldı. Olayla ilgili suç duyurusunda bulunacağım” dedi.

Yapılan bu hatayı kabul etmiyoruz
Açılan ateş sonucu yaralanan Mehmet Sak'ın oğlu Hasan Sak da (50), “Yetkililer de biz de olay yerinde inceleme yaptık. Ateş edilen yerle ölümlerin yaşandığı yerin arası yaklaşık 20 metre mesafede. Bu hatayı da kabul etmiyoruz” dedi. Oğlu Rıfat Fil 8 yıl önce Tunceli'de teröristler tarafından öldürülen ve önceki gün de ağabeyi Mustafa Fil'i kaybeden Hasan Fil ise, “Böyle yöneticileri, böyle olayları kabullenmek çok zor” diye konuştu.

Emri verenler 15 yıl hapis cezası alabilir
Olayın hukuki boyutunu değerlendiren emekli Askeri Yargıtay Onursal Üyesi Ali Fahir Kayacan, 18 Haziran'da Hakkari Şemdinli'de meydana gelen terörist saldırı için askeri yetkililerin “çoban sandık” açıklamasının askeri mahkemedeki savunmada etikli olacağını söyleyerek, askerlerin görevde meydana gelen olay nedeniye askeri mahkemede yargılanacağını, duruma göre beraat kararı ya da en çok 15 yıl hapis cezası alabileceklerini söyledi.

Çocukları tabutun başında gözyaşı döktü
Terörist sanılarak bölgede operasyona çıkan askerler tarafından öldürülen iki köylünün cesedi, Adana'da yapılan otopsinin ardından ailelerine teslim edildi. Cenazeler Hatay'ın Hassa ilçesinde toprağa verildi. Mustafa Fil'in çocukları, cenazede tabutun başında ağladı.