28 Haziran 2010 Pazartesi

'Ordu bu ülkenin en geri, en ilkel kurumudur'

AK Parti İstanbul Milletvekili Özlem Türköne’in eşi, Gazi Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Mümtazer Türköne, “Askerler en iyi siyaseti bilirler. Borsayı iyi takip ederler, bir de emlak işini iyi bilir. Ama askerliği pek bilmezler” dedi.

Türköne, Abant Platformu’nda dün yaptığı konuşmada “Geçmişte bu ülkenin en ileri kurumu orduydu, bugün ise en geri, en ilkel ve en kaba kurumu ordudur. Askeri kendi haline bırakırsan diğer bürokratik kurumlar gibi lojman, sosyal tesis yapar” diyerek şunları söyledi:

Parkinson’dan örnek
“Askeri konuları iyi bilmeden askeri vesayet altına almak çok zor. Askeri vesayet denilen sorun aslında bir bürokrasi sorunudur. Parkinson hastalığına adını veren Parkinson’un, Amerikan deniz kuvvetlerini anlattığı bir kitabı var. Orada ironi ile tespitler yapar. En güçlü bürokrasinin olduğu yerlerin askerlik olduğunu söyler. Bunun için askerin reform yapamayacağını ve bunun mutlaka siyasi otoritenin yapması gerektiğini dile getirir. Askeri vesayet istemiyorsanız, askeri vesayet altına almak zorundasınız. Ordular savaşmak için değil, caydırmak için kurulur ve beslenir. Askeri literatürde bir kavram vardır. En iyi general, savaşmadan zafere ulaşan komutandır. Bizde karşı çıkılıyor ama aslında askerlerin temel görevi tören yapmaktır.” AK Partili Zeynep Dağı da, bazı kavramlar konusunda “algı çarpıtması” ile karşı karşıya kalındığını belirterek, “Ne zaman bir tartışma açılsa hemen askerlikten soğutma iddiası ile karşı karşıya kalıyoruz. Ama maalesef hiç demokrasiden soğutma kavramı aklımıza gelmez. Askerlikten soğutma ne kadar büyük bir suç ise halkın iradesini korumak için demokrasiden soğutma da suç olabilmeli” dedi.